Açıklamak nedir, Açıklamak ne demek

  • Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek.
  • Açıkça söylemek, ifşa etmek.
  • Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek.
  • Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek.
  • Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak

"Açıklamak" ile ilgili cümleler

  • "Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı." - T. Buğra
  • "Ben siyasal tavrımı ağlayarak açıkladım." - A. Kutlu

Diğer sözlük anlamları:

Meydana çıkarmak, açık hale getirmek.

Açıklamak anlamı, tanımı:

Açıklama : Açıklamak işi, izah.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Bilgi : Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Bilim. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.

Vermek : Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Ondan bilmek, atfetmek. Ödemek. Bırakmak veya bağışlamak. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Yaymak. Kazandırmak, katmak. Satmak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Sahip olmasını sağlamak. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Tespit etmek. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Doğurmak. Dayamak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Ayırmak, harcamak.

 

İzah : Açıklama.

Sorun : Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem. Sıkıntı veren durum, dert.

Aydın : Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı). Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. Işık alan, ışıklı, aydınlık.

Tavzih : Açıklama, aydınlatma.

Açıkça : Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre.

Söylemek : Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak. Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak. Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak. Yazmak, düzmek. Sipariş etmek. Haber vermek. Önceden bildirmek, tahmin etmek. Yapılmasını istemek. Türkü, şarkı vb. okumak.

İfşa : Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma.

Etmek : Bulmak, erişmek. Demek, söylemek. Bir işi yapmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Eşit değer kazanmak.

 

Açıklamak ile ilgili Cümleler

  • İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.
  • Allah'ın yaptıklarında neden sonuç ilişkisini açıklamak bazen zordur.
  • Ali Mary'ye işi henüz niçin yapmadığını açıklamak için bir fırsat vermek istedi.
  • Bill Clinton Monica Lewinsky ile olan ilişkisini açıklamak isterken muğlak bir dil kullandı.
  • Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
  • Üzgünüm, ama acele etmek zorundayım. Bunu detaylı açıklamak için vaktim yok.
  • Bunu doğru biçimde açıklamak için Fransızcayı yeterince iyi konuşabilip konuşamadığımı bilmiyorum.
  • Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
  • Onun daha açık olması için tonlamanın nasıl yapılacağını açıklamak kolay değil.
  • Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.

Diğer dillerde Açıklamak anlamı nedir?

Almanca'da Açıklamak : v. aufklären, auseinandersetzen, auslegen, beibringen, bekennen, beleuchten, besagen, darinsitzen, deuten, entwickeln, erhellen, erklären, erläutern, explizieren, illustrieren, interpretieren, klarlegen, klarmachen, kommentieren, lösen, sagen, verdeutlichen, verständigen

Rusça'da Açıklamak : v. объяснять, разъяснять, пояснять, изъяснять, сообщать, излагать, освещать, толковать, преподносить, объяснить, разъяснить, пояснить, изъяснить, сообщить, изложить, осветить, преподнести