Action türkçesi Action nedir

  • İş.
  • Askeri harekat.
  • Muharebe.
  • Faaliyet.
  • Başla.
  • Yangıyla ilgili olaylarda; akyuvarların uygun koşullar altında yapılarındaki miyozin ve aktin gibi kontraksiyonu sağlayan proteinleri vasıtasıyla etkin olarak damarlardan dışarı çıkma hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü, lokomosyon. bir yerden diğer yere gitme hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü. atın bacaklarının hareketi.
  • Yönetmenin oyunculara bir çevirimin başında verdiği komut; oyuna başlama komutu.
  • Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası.
  • Bir amaç çevresinde örüntülü işlevsel ve karmaşık bir edimler dizgesi.
  • Oyuncunun sahne üzerindeki hareketler dizisi. oyunun temasını hareketlendiren gelişim. bir hareketin aksiyon olabilmesi için itici bir nedenden çıkması gerekir. olay dizisi. oyunun öyküsü. dış aksiyon : göze yönelen hareketler bütünü. iç aksiyon : düşünce ve duyguya yönelen davranışlar ve ilişkiler bütünü. eylem.
  • Çarpışma.
  • Eylem: bir iş, hareket yapmak, bir davranışta bulunmak. davranış: bir değişiklik getirebilecek etki uyandırabilecek düşünce ya da hareket. bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi; bu hareketten ortaya çıkan gelişim. baş olgu: oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. sıra olaylar: bir oyunun metninde yer alan arka arkaya sıralanmış durumlar ve olaylar. iç aksiyon: oyunun havasını kuran gelişim. dış aksiyon: oyunun olaylarında var olan hareket ve durumların gelişimi. konuşma aksiyonu: oyunun konuşmalarında var olan devingenlik. oyunu ileriye götüren anlatımdaki itici güç.
  • Bir film kuşağında sese karşı görüntü bölümünü belirtmekte kullanılan genel terim. tv. televizyon yayınında sese karşı görüntüyü belirtmekte kullanılan genel terim.
  • Etkileme.
  • Dava.
  • Amel.
  • Devinme.
  • Yükselti.
  • Hukuk, gitar, sinema, televizyon, tiyatro, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Etki.
  • Öykülü bir filmin, bir televizyon oyununun konusunu oluşturan olaylar dizisi. bu konuyu başlatan, geliştiren, sonuca ulaştıran olayların sıralanmasından oluşan durum.
  • Hareket biçimi.
  • Olayların gelişimi.
  • İs.
  • Olgu.
  • Savaş.
  • Çalışma şekli.
  • Aksiyon.
  • Hareket.
  • Yapılan şey.
  • Eylem.
  • Devinim.
  • Kuvvet.
  • Davranış.
  • Telli çalgılarda, normalden yüksekliği çalım zorluğuna, normalden alçaklığı ise ses kalitesinde azalmaya neden olan, tel ve klavye arası mesafe.
  • Çalışma.
  • Olaylar dizisi.
 

Action ile ilgili cümleler

English: Her action deserves respect.
Turkish: Onun eylemi saygıyı hak ediyor.

English: AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Turkish: Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.

English: He has been out of action since breaking his leg a month ago.
Turkish: Bir ay önce bacağını kırdığından beri hiçbir şey yapamıyor.

English: According to Newton's Third Law of Motion "Every action has an equal and opposite reaction."
Turkish: Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.

 

English: Appropriate action is needed now.
Turkish: Artık uygun bir eylem gerekli.

Action ingilizcede ne demek, Action nerede nasıl kullanılır?

Action and reaction : İki nesnenin birbirlerine karşılıklı olarak uyguladıkları eşit ve zıt yönlü kuvvetler. newton'un üçüncü devinim yasası her etkiye karşı eşit bir tepki oluştuğunu belirler. Etki - tepki. Etki-tepki. Her harekete karşılık olarak bir tepki vardır. Etki tepki. Etki ve tepki.

Action area : Eylem alanı. On yıl ya da daha uzun bir süreyle yoğun bir bayındırım etkinliğine konu yapılması istenen, bir bütün olarak ve ayrıntılarıyla gelişmesi tasarlanan yer.

Action arguments : Eylem bağımsız değişkenleri.

Action at a distance : Uzaktan etki. Birbirine değmeyen iki nesne arasındaki etkileşim.

Action bar : Seçenek çubuğu. İşlem çubuğu. Gezinme çubuğu. Eylem çubuğu. Menü çubuğu.

Action in tort : Haksız davranış veya fiil.

Action button : Eylem düğmesi.

Action in ejectment : Tahliye davası.

Action bar pull down : Çek menü. Çekmenü.

Action item : Eylem öğelesi. Gereği beklenen öğe. Gereği beklenen işlem.

İngilizce Action Türkçe anlamı, Action eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Action ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Behavioral : Davranışsal. Davranışla ilgili. Behavyoral.

Clouts : İndirmek (argo terim). Paçavra. Patlatmak. Vurmak. Prestij. Torpil. Darbe. İndirmek. Nüfuz.

Crusades : Haçlı seferleri. Haçlı seferi.

Swordplay : Söz düellosu. Kılıç oyunu. Eskrim. Kılıç kullanma.

Beatification : Kutsama. Aziz ilan etme. Papanın aziz ilan etmesi (ölmüş).

Behavior : Tutum. Davranış tarzı. Tavır. Davranım. Genel anlamda bir organizmanın görülen ve görülmeyen her türlü bedensel, ruhsal ve zihinsel etkinliğine verilen ad. bir organizmanın belli bir gereksemeyi karşılamak için çaba harcayarak gösterdiği etkinlik. Hareket tarzı. Hal.

Pick : Sıyırmak. Pena. Seçme. Gitar penası. Gelişmek. Kazma. Hasat. Seçip almak. Aşırmak.

Phenomenons : Doğal olay. Görüngü. Bilince yansıyan olay. Fenomen. Algılanabilen şey. Harika. Olay. Olağanüstü şey. Olağanüstülük.

Taking : Heyecan. Ele geçirme. Çevirim. Telaş. Sallanma. Alış. Alma. Çekici. Çalkalanma. Sari.

The course of events : Gidişat. Olayların akışı. Cereyan. İşin gidişatı. İşin gidişi. Olayların gidişatı.

Action synonyms : carrying into action, activeness, human action, human activity, smut, instances, vampirism, inhibition, briskness, instance, matter of fact, bill of indictment, verb, doing, pickings, mode of operation, catalogs, dinting, accusation, effectuating, bustles, execution, employment, forbiddance, gear, kindness, collisions, politeness, runs, battled, labor, fighting, dint.

Action zıt anlamlı kelimeler, Action kelime anlamı

Stabilization : Dengeleme. Tespit etme. Denge sağlama. Değişmezlik durumuna getirme. Sabit kılma. Bir aygıtın elektriksel besleme çevrimine konulan bir durultucu ile gerilim çalkantılarını kesme. İstikrarı sağlama. Durultum. Saptama.

Stabilisation : Paranın satınalma gücünü belirli bir düzeyde saptama. ederlerin belirli bir yerde dondurulması. İstikrarı sağlama. Dengede tutma. İstikrarlı hale getirme. Denge sağlama. Stabilleştirme (stabilization olarak da yazılır). İstikrar. Stabilizasyon. Değişmezlik durumuna getirme. Dengeli hale getirme.

Inactivity : Üşengeçlik. Hareketsizlik. Tembellik. Tesirsizlik. Durgunluk. Etkisizlik. Avarelik.

Action antonyms : dormant, inactiveness, inaction.

Action ingilizce tanımı, definition of Action

Action kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Operation. The doing of something. Activity. As, the action of heat. Agency. A process or condition of acting or moving, as opposed to rest. A man of action. The effect of power exerted on one body by another. Exertion of power or force, as when one body acts on another.