Adam nedir, Adam ne demek

Adam; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Adam" ile ilgili cümle

  • "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse." - R. H. Karay
  • "Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı." - C. Meriç
  • "O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez."
  • "Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar." - K. Tahir
  • "İyi bir adam isterse, babası da verirse varacak." - M. Ş. Esendal

Yerel Türkçe anlamı:

Arapça kökenli adem. İlk insan.

Adam, insan, kişi

Diğer sözlük anlamları:

İnsan, adam.

Adam isminin anlamı, Adam ne demek:

Erkek ismi olarak; İnsan. Erkek kişi. İyi yetişmiş, değerli kimse. İyi huylu, güvenilir kimse. Birinin yanında ve işinde bulunan kimse. Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı. Bir alanda derin bilgisi olan veya bir alanı benimseyen.

Adam hakkında bilgiler

Âdem (Arapça: آدم, İbranice: אָדָם), İbrâhimî dinlere göre Tanrı tarafından yaratılan ilk insan. Her İbrâhimî dinde Âdem'e bakış açısı ve Âdem'in hikâyesi farklılık gösterse de özünde büyük oranda aynıdır.

 

Babil sürgünü Tevrat anlatılarının dili ve kaynakları konusunda özel bir öneme sahiptir. Tevrat’ta kullanılan dilin kök ve kaynağının Sümer uygarlığına dayandığı ifade edilir.

İbranice’de “kızıl toprak” anlamına gelen Adam, Sanskritçe’de “Ada-Nath”'dır ve “ad” kelimesi o dilde bütün kelimelerin önüne geldiğinde (ilk) anlamına gelmektedir. Türkçede ata diye kullanılan kelime pek çok eski kültürde aynı ses yapısıyla ve aynı anlamda kullanılmıştır.( Örneğin Samoa dilinde tata, Siyu dilinde atey)

Sümer mitolojisinde yaratılmış ilk insan ve ilk kral olan Adapa'nın diğer bazı unsurların yanında isimsel olarak da Âdem inancının kökenini oluşturmuş olduğu da düşünülmektedir. Âdemin çamurdan, eşinin ise kaburga kemiğinden yaratılması (Nin-Ti), cennetten kovuluş, yasak meyve, yılan, Âdem’in bin yıla yakın yaşaması vb. temaları Sümer efsaneleri ile örtüşen motiflerdir.(Adem ve Adapa efsanesi arasındaki ilişki: )

Adam ile ilgili Cümleler

  • Yoksul adam diğer insanlardan bağımsızdır ve yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Zengin adam ise kendi ihtiyaçlarında bağımsızdır ama diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.
  • Filipinler'de Apo adası varmış ben de yeni öğrendim, oraya giden yaşlı bir çift var adamlar yaşlı ama ta nerelere gitmişler her yeri gezmiş benim oraya da geldiler ne garip halbuki benim orada deniz yok birileriyle sohbet ediyorlardı, bu açık tenli yaşlı çift.
  • Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben, çok uzaklardan geçen bir hayal gibi; haydi ben bensiz geleyim haydi sen sensiz gel; tenden azade ne varsa şu ırmağın içinde soyunalım iki can dalalım şu ırmağa haydi.
  • Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.
  • Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.
  • Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
  • Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
  • O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.
  • Şu anda Erivanlı emekli Gregory Tepoyan Zafer Günü kutlaması için Moskova'ya yaya gidiyor. Bu yürüyüş iki bin kilometreden fazla olan, o cephede herkese ölmüş adamıyor. Ailesinde beş erkek savaştan geri dönmedi, babası da dahil.
  • Sevgili büyükbaba, çok hasta olduğumu ve yakında öleceğimi unutma, ve erkek kardeşin Doktor Henry, öleli uzun süre oldu, beni tedavi etti ve ben o gerçekten iyi bir doktor olduğu için ve iyi ve çok nazik bir adam olduğu için yaşıyorum.
 

Adam tanımı, anlamı:

İnsan : Âdemoğlu, âdem evladı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.

Adam almamak : Son derece kalabalık olmak.

Adam adama gerek olur : "insanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur" anlamında kullanılan bir söz.

Adam adamı bir kez aldatır : "bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez" anlamında kullanılan bir söz.

Adam beğenmemek : Herkesi değersiz görmek.

Adam değilim : "herhangi bir durumun gerçekleşmemesi durumunda, kendisinin insan sayılamayacağı" anlamında kullanılan bir söz.

Adam etmek : İşe yarar duruma getirmek. eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek. bir yeri düzene sokmak.

Adam gibi : İyice. terbiyeli, akıllı uslu. adamlığa, insanlığa yaraşır yolda.

Adam içine çıkmak : Topluluğa karışmak, insanların bulunduğu yerlere gitmek, eşe dosta gitmek.

Adam içine karışmak : Bir topluluğa girmek, kendisine değer verilir olmak.

Adam kullanmak : Birini çalıştırmasını bilmek. birini kendi çıkarına alet etmek.

Adam olacak çocuk bokundan belli olur : "bir kimsenin yeni başladığı işte usta olup olamayacağı ilk davranışlarından anlaşılır" anlamında kullanılan bir söz.

Adam olana bir söz yeter : "anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur" anlamında kullanılan bir söz.

Adam olana çok bile : Layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz.

Adam olmak : İyi yetişmek, iyi bir duruma gelmek. gelişmek, büyümek. toplum kurallarına uyuyor olmak.

Adam sanmak : Karşısındakine olduğundan fazla değer verme yanlışına düşmek.

Adam sen de : Bir işin önemsenmediğini anlatmak için söylenen bir söz.

Adam sırasına geçmek : Daha önce toplumda önemli bir yeri veya özel bir değeri yokken artık kendisine önem ve değer verilmek.

Adam yerine koymak : Adamdan saymak, varlığını kabul etmek.

Adama benzemek : Giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak. beğenilir duruma gelmek.

Adamdan saymak : Bir kimseye gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak.

Adamın iyisi işbaşında belli olur : "bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır" anlamında kullanılan bir söz.

Adamı : Bir işi en iyi yapan.

Adamın adı çıkacağına canı çıksın : İnsanın adı çıkacağına canı çıksın.

Adamına göre : Kişiler arasında ayrıcalık gözeterek. herkesin yeteneğine uygun olarak.

Adam adama : Bir oyunda tutmakla görevli olduğu rakibi yakından takip ederek. Gölge gibi izleyerek.

Adamakıllı : Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz.

Adam başı : Adam başına.

Adam boyu : Yaklaşık bir adam boyunda olan.

Adam kıtlığında : Adam yokluğunda.

Adamkökü : Adamotu.

Adamotu : Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü (Mandragora autumnalis).

Adam sarrafı : İnsanların karakterini çabuk anlayacak duruma gelmiş kimse, insan sarrafı.

Adam sendeci : Önemsemeyen, vurdumduymaz davranışlar içinde olan.

Adam yokluğunda : İşe yarar kimselerin bulunmadığı durumda, adam kıtlığında.

Altın adam : Başarılı kimse. Şampiyonalarda altın madalya alan kimse.

Asılmışadam : Salepgillerden, çiçekleri asılmış bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki.

Baba adam : Yaşlı, ağırbaşlı, iyi yürekli, olgun adam.

Balık adam : Dalgıç.

Beyaz adam : Beyaz ırka mensup olan kişi. Zencilerin beyaz tenli insanlar için kullandığı söz. Sömürge ülkelerinde yerlilerin, sömürgeciler için kullandığı söz.

Bulaşık adam : Yolsuz, uygunsuz işler yapan, sataşma alışkanlığı olan kimse.

İstenmeyen adam : İstenmeyen kişi.

Kardan adam : Eğlenmek amacıyla insana benzetilerek yapılmış olan kardan heykel.

Kiralık adam : Bir iş yaptırmak için tutulan adam.

Kötü adam : Filmlerde izleyiciye sevimsiz gelen, filmin kahramanıyla çekişme durumunda olan ve sonunda çoğu kez yenilen kimse.

Kurbağa adam : Dalgıç.

Lüzumsuz adam : Bir iş için gereken nitelikleri taşımadığı hâlde orada görevli olarak bulunan veya avare, boş ve ilgisiz kimse.

Müslüman adam : Doğruluktan ayrılmaz, dürüst, hak yemeyen adam.

Ömür adam : Neşeli, hoşsohbet, komik, eğlendiren ve beğenilen kimse.

Parmak adam : Çok kısa boylu kimse.

Parmak çocuk : Çok küçük doğmuş çocuk.

Sokaktaki adam : Genellikle kamuoyunun görüşünü dile getirdiğine inanılan herhangi bir kişi. Belirgin bir özelliği olmayan, sıradan adam.

Son adam : Futbolda savunmanın gerisinde görev yapan, önündeki savunma oyuncularını kontrol eden, yöneten, yardımcı ve serbest hareket edebilen savunma oyuncusu, libero.

Tek adam : Teklik özelliğini gösteren kimse. Lider.

Teknik adam : Teknikçi. İlgili olduğu spor dalında teknik açıdan uzmanlığı bulunan kişi.

Yarım adam : Güçsüz, sakat, zayıf adam.

Ahiret adamı : Dünya işlerinden el çekip sürekli ibadetle uğraşan kimse.

Bilim adamı : Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilim kadını, bilim insanı, bilgin, âlim.

Dağ adamı : Kaba saba, görgüsüz kimse, dağdan inme.

Dava adamı : Bir ülkü uğrunda sürekli çalışan kimse.

Devlet adamı : Devlet yönetiminde söz sahibi kişi.

Din adamı : Mesleği dinle ilgili işler olan görevli.

El adamı : Yabancı kimse.

Ev adamı : Evine bağlı erkek.

Fikir adamı : Herhangi bir düşünce alanındaki görüşlerine değer verilen kimse.

Gemi adamı : Bir iş sözleşmesine dayanarak gemide çalışan kaptan, subay, tayfa vb. kimseler.

Görev adamı : Verilen işi en ince ayrıntısına kadar harfi harfine yapan kimse.

Gösteri adamı : Şov yapan kimse, gösterici, şovmen.

Günün adamı : Zamanın gereğine göre yön ve tutum değiştiren kimse, zamane adamı. Kendisinde zamanın gerektirdiği değerler bulunan kimse, zamane adamı. O günlerde çok sözü edilen kişi.

Halk adamı : İçinden çıktığı halk kesiminin bütün özelliklerini yakından bilen, halk tarafından sevilen kimse.

Hayat adamı : Zamana kolayca uyan, her türlü güçlüğü yenmesini bilen kimse.

İlim adamı : Bilim adamı.

İş adamı : Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kişi.

Kanun adamı : Yöneticiliği sırasında kanunlara uymaktan vazgeçmeyen, kanunları uygulayan kimse.

Kavga adamı : Düşünce ve inançlarını son kerteye kadar hararetle savunan kimse.

Salon adamı : Kadınlı erkekli davetlere katılan, bu gibi yerlerde nasıl davranılacağını, görgü kurallarını iyi bilen adam.

Sanat adamı : Sanatçı.

Uzay adamı : Uzay gemisini uzayda yöneten kimse, astronot, kozmonot.

Zamane adamı : Günün adamı.

Adam adama savunma : Futbol, basketbol, hentbol vb. oyunlarda karşı takımdan tutmakla görevli olduğu oyuncuyu kollamaya, rahat hareket etmesini ve sayı yapmasını engellemeye dayalı savunma biçimi.

Adam adama yük değil can gövdeye mülk değil : "konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar" anlamında kullanılan bir söz.

Adam adamdan korkmaz utanır : "insanları ahlaklı davranmaya iten korku değil, küçük görülme duygusudur" anlamında kullanılan bir söz.

Adam başına : Her bir bireye, her birine, kişi başına, adam başı.

Adam sendecilik : Adam sendeci olma durumu.

Adama : Adamak işi.

Adamak : Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.

Adamak kolay ödemek zordur : "söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur" anlamında kullanılan bir söz.

Adamakla mal tükenmez : Yardım sözle değil gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.

Adamca : İnsan sayısı bakımından. İnsana yaraşır bir biçimde, adamcasına.

Adamcağız : Kendisine sevgi veya acıma duyulan erkek.

Adamcasına : Adamca.

Adamcık : Kendisine acınılan kimse. Yerilen, küçümsenen kimse.

Adamcıl : İnsandan ürkmeyen, insana alışmış olan, insana sokulan, sıcakkanlı, munis.

Adamcıllık : Adamcıl olma durumu.

Adamın kötüsü olmaz meğer züğürt ola : "toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez" anlamında kullanılan bir söz.

Adamın yere bakanından suyun yavaş akanından kork : "duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir" anlamında kullanılan bir söz.

Adamlık : Yabanlık. İnsanlık.

Adamlık sende kalsın : "bu işi nasıl olsa sana yaptıracaklar, bari kendiliğinden yap da onurunu koru" anlamında kullanılan bir söz. "karşı taraf iyilik bilmese de sen yine iyilik et" anlamında kullanılan bir söz.

Adamsız : Erkeksiz, kocasız. Adam olmadan. Güvenecek kimsesi olmayan, dayanağı bulunmayan, arkasız.

Adamsızlık : Adamsız olma durumu.

Adak adamak : Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kurban kesip yoksullara dağıtmak veya kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak.

Ağaca dayanma kurur adama dayanma ölür : "insan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir" anlamında kullanılan bir söz.

At adımına göre değil adamına göre yürür : "atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin gidişi de iş başındakinin bilgisine ve çabasına bağlıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Aylak adam işidir : "işsiz güçsüz adama uygun bir iştir" anlamında kullanılan bir söz.

Az günün adamı olmamak : Çok yaşamış, çok görmüş bulunmak.

Balık adamlık : Dalgıçlık.

Bir adama kırk gün ne dersen o olur : "sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir" anlamında kullanılan bir söz.

Devlet adama ayağıyla gelmez : "zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir" anlamında kullanılan bir söz.

Efendiden bir adam : Terbiyeli, kibar ve ağırbaşlı kimse.

İşinin adamı : Çalıştığı işte başarı sağlayan, işinin gerektirdiği nitelikleri taşıyan kimse.

Kalıbının adamı olmamak : Görünüşünden beklendiği gibi olmamak.

Kalıp kıyafetle adam adam olmaz : "gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Kendini adamak : Kendini vermek.

Kürk ile börk ile adam olunmaz : "kılık kıyafet, değeri olmayan kişiye değer kazandırmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Kuyudan adam çıkarmak : Unutulmaktan kurtarmak. olumsuz, uygunsuz veya yasal olmayan bir duruma son vererek birini haklarına kavuşturmak.

Makine gibi adam : Düzgün, çok ve çabuk iş çıkaran adam.

Mal adama hem dost hem düşmandır : "malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır" anlamında kullanılan bir söz.

Tam adamına çatmak : Olumsuz bir davranış ve tutum içinde bulunan kimseyle karşı karşıya gelmek.

Tam adamını bulmak : En uygunsuz kişiyi seçmek. en uygun kişiyi seçmek.

Uzay adamlığı : Uzay adamı olma durumu.

Erkek : Koca. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. Sert, kolay bükülmez. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Sperma oluşturan organizma. Yetişkin adam, bay, er kişi. Sözüne güvenilir, mert.

Kişi : Eş, koca. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Yarar : Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj. Yarayan, elverişli, uygun. Çıkar.

Destek : Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil. Maddi ve manevi yardımcı, dayanak. Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru. Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma. Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi. Yardım. Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda.

İstek : Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu. Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk. İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi. Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep.

Görevli : Resmî görevi olan kimse, memur. Görevi olan, vazifeli.

İbranice : Bu dille yazılmış olan. Bugün İsrail'de kullanılan Sami dili.

İyi : Yerinde, uygun. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı. Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren. İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde. Yeterli, yetecek miktarda olan. Esen, sağlıklı. Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not. Bol, çok, aşırı. Doğru olan.

Huylu : İşkilli, kuşkulu. Herhangi bir huyu olan. Ürkek, sinirli (binek hayvanı).

Güvenilir : Güven duygusu veren, güvenilen, itimatlı.

Bir : Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ancak, yalnız. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sayıların ilki. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Sadece. Eş, aynı, bir boyda. Aynı, benzer. Beraber. Tek.

: Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı. Aynştaynyum elementinin simgesi.

Koca : Kocaman, iri. Büyük, ulu. Büyük, geniş. Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç. Yaşlı, ihtiyar, pir. Yüksek.

Adam adama gerek olur : “insanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur” anlamında kullanılan bir söz.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil : “konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar” anlamında kullanılan bir söz.

Adam adamdan korkmaz, utanır : “insanları ahlaklı davranmaya iten korku değil, küçük görülme duygusudur” anlamında kullanılan bir söz.

Adam tonuna girmek : İnsan kıyafetine girmek, insan kılığı almak.

Adam aldadan kuşu : Tarla kuşu.

Adam değiştirme : Oyun sırasında birtakımın oyuncu değiştirmesi.

Adam otu : Mandragora officinalis.

Adam öldürme : Bir kimsenin yaşantısına son verme.

Adam sırasına geçmek : daha önce toplumda önemli bir yeri veya özel bir değeri yokken artık kendisine önem ve değer verilmek. İlgili cümle: "“Bize yol aç, erkân göster; yollar aç bize de, biz de adam sırasına girelim.”" K. Korcan.

Adam tutma : Karşı takımdaki oyuncunun istediği gibi devinmesini önlemek amacıyla kurala uygun biçimde kendisini izleme.

Diğer dillerde Adam anlamı nedir?

İngilizce'de Adam ne demek? : [Adam] n. first man and the husband of Eve (Biblical); male first name

n. Adam, male first name; (Biblical) first man and the husband of Eve

n. Adam, first man and the husband of Eve (Biblical); male first name

Fransızca'da Adam : homme [le], bougre [le], coco [le]

Almanca'da Adam : n. Existenz, Haus, Kerl, Mann, Mensch, Rübe

Rusça'da Adam : n. человек (M), мужчина (M), мужик (M), слуга (M), сторонник (M), едок (M)