Amaç nedir, Amaç ne demek

"Amaç" ile ilgili cümle

  • "Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar." - A. Ümit
  • "Her milletten, her tabakadan, huyları, dinleri, dilleri farklı fakat amaçları aynı olan insanların bulunduğu bir yerdi burası." - İ. O. Anar
  • "Amaç, şüphe götürmeyecek ilk kesin bilgiye varmaktı." - İ. O. Anar

Yerel Türkçe anlamı:

Karşı, ön taraf, gözönü, her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık.

Gaye, erek, hedef.

[Bakınız: annaç]

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Eğitim alanında bir etkinliğe, bir eyleme ya da bir işe başlarken erişilmek istenilen, öğrenim sürecine bütünlük ve anlam kazandıran sonuç. 2-Eğitim görevlilerince saptanan ve düzenlenen programlar sonucu öğrenci davranışında gerçekleşmesi istenilen değişme.

Hukuki terim anlamı:

maksad.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Çift öküzü.

Diğer sözlük anlamları:

Hedef, nişangâh.

Amaç isminin anlamı, Amaç ne demek:

Erkek ismi olarak; Erişilmek istenen sonuç, maksat, gaye, hedef.

Bilimsel terim anlamı:

Bir edim, işlem ya da sürecin yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği sonuç.

İngilizce'de Amaç ne demek? Amaç ingilizcesi nedir?:

 

purpose, objective, aim

Amaç anlamı, kısaca tanımı:

Amaç edinmek : Kendine bir şeyi amaç olarak kabul etmek.

Amaç gütmek : Bir amacı gerçekleştirmeye çalışmak.

Amaç dışı : Ulaşmak istenilen sonuç dışında olan.

Amaçlama : Amaçlamak işi, istihdaf.

Amaçlamak : Bir amaca ulaşmayı istemek, istihdaf etmek.

Amaçlanma : Amaçlanmak işi.

Amaçlanmak : Amaçlama işine konu olmak.

Amaçlı : Bir amaca yönelik. Amacı olan, gayeli.

Amaçlılık : Amaçlı olma durumu.

Amaçsız : Amacı olmayan, gayesiz. Amacı olmayan, gayesiz bir biçimde, yönsüz, boş boş.

Amaçsızlık : Amaçsız olma durumu.

Ulaşmak : Varmak, gelmek. Yetişmek. Elde etmek, erişmek. Birbirine katılmak, dökülmek.

Sonuç : Öz, özet. Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey. Sürmekte olan veya biten bir yarışmanın veya spor karşılaşmasının sayı bakımından durumu, skor. Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. Yazının veya sözün bitim bölümü.

Maksat : İstenilen şey, amaç, gaye, erek.

Hedef : Nişan alınacak yer, nişangâh. Yapılması tasarlanan iş, amaç. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Kurul : Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble.

Görev : Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Resmî iş, vazife. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş. İşlev.

 

Gaye : Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç.

Amaç basamakları varsayımı : Bir canlının zaman ve yer yönünden ereğine yaklaştıkça artan bir canlılık ve hareketlilik göstereceğini ileri süren bir kuram.

Amaç erkesi : Amaca yönelmiş davranışların gerisindeki dürtücü erke.

Amaç içeriği : Bir toplumsal küme üyelerinin, o kümeye özgü eylemlerinin yöneldiği çıkar ve değerlerin toplamı.

Amaç izlence : Bir izlenceleme dilinde yazılmış kaynak izlencenin derlenmesiyle elde edilen İzlence.

Amaç program :

Amaçlaştırma : Amaçlaştırmak işi.

Amaçlaştırmak : Amaç durumuna getirmek.

Amaçlayarak : kasden, kasdî olarak.

Amaçlı cimnastik : Vücudun başarı gücünü, pratik yaşamımızın gereklerine uygun olarak, ölçülebilen bir biçimde artırmak amacıyla uygulanan alıştırmalar.

Amaçlı dokunca : Kaptanın ya da gemi adamlarının bir sonucu amaçlayarak meydana getirdikleri dokunca.

Amaç ile ilgili Cümleler

  • İran atom programı, kötü amaçlı yazılım tarafından saldırıya uğradı.
  • Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
  • Bütün o tatlı sözcükler yalnızca onun yatmasını amaçlayan bir hileydi.
  • Belgesel, yoksulların durumuyla ilgili bilinci arttırmayı amaçlıyor.
  • Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
  • Öncelikle amaçlarla ilgili bir anlaşmaya varmamız gerekiyor. Sonrasında her şeyin ne kadar tutacağını ve nasıl ödeyebileceğimizi konuşabiliriz.
  • Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.
  • Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin. - Mustafa Kemal Atatürk
  • İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.

Diğer dillerde Amaç anlamı nedir?

İngilizce'de Amaç ne demek? : n. goal, aim, target, ideal, intention, bourn, cause, destination, idea, intent, mission, object, objective, point, purpose, scope, sense, wherefore

Fransızca'da Amaç : but [le], cible [la], destination [la], fin [la], intention [la], objectif [le], objet [le]

Almanca'da Amaç : n. Zweck, Ziel, Bestimmung, Behuf, Plan - amaca uygun

Rusça'da Amaç : n. цель (F), мишень (F)