Ayrılma nedir, Ayrılma ne demek

  • Ayrılmak işi
  • Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi.

Biyoloji'deki anlamı:

Mayozda homolog kromozomların ayrılması ve bunun sonucu olarak alellerin ayrılarak farklı gametlere gitmesi. Segregasyon.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Çeşitli dalga uzunluklarından oluşan ışığın, saydam bir yüzeyden geçerek izgeye dönüşmesi.

Sosyoloji'deki anlamı:

Karı kocanın karşılıklı anlaşıp, eşin ve çocukların bakım ve desteklenmesi konularını bir çözüme bağlayarak evlilik birliğini bozmaları.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Bir oluşumun oturduğu, bulunduğu veya yapıştığı yüzeyden ayrılması, dekolman.

Bilimsel terim anlamı:

Toplu bir birlik oluşturan öğelerden kimilerinin birlikten kopması ya da davranış düzgülerinden sapması, bk. bağlanma, birleşme.

İngilizce'de Ayrılma ne demek? Ayrılma ingilizcesi nedir?:

secession, segregation, dispersion, separation, detachment

Fransızca'da Ayrılma ne demek?:

sécession, ségrégation

Osmanlıca Ayrılma ne demek? Ayrılma Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

intişar

Ayrılma anlamı, tanımı:

Ayrılma durumu : Çıkma durumu.

Ayrılmak : Boşanmak. Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak. Ayırma işine konu olmak.

Ayrılmazlık : Özelliklerin, kendilerini taşıyan nesnelerle, ilineklerin tözle bağlantısı, kalıcılık karşıtı.

 

Burnundan ayrılmamak : Yanından gitmemek, uzaklaşmamak.

Dizi dibinden ayrılmamak : Yanından hiç gitmemek, ayrılmamak.

Doğru bildiği yoldan ayrılmamak : Her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak.

Emekliye ayrılmak : Emekli olmak, tekaüde sevk olunmak.

Et tırnaktan ayrılmaz : "yakın hısımlar arasındaki bağ kolay kolay kopmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Eteğinden ayrılmamak : Peşini bırakmamak.

Görevden ayrılmak : Yapmakta olduğu işi bırakmak.

Okuldan ayrılmak : Öğrenime son vermek.

Sürüden ayrılmak : Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturmak, herkesin yaptığını yapmamak.

Yolları ayrılmak : İki kişi veya topluluk arasında görüş, düşünce ayrılığı ortaya çıkmak, ayrı görüş ve düşünceleri benimsemek.

Biçme : Prizma. Biçmek işi. Yontulmuş yapı taşı.

Beyaz : Beyaz ırktan olan kimse. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Ak, kara, siyah karşıtı. Beyaz zehir.

Türlü : Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek. Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif.

Renk : Nitelik. Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum. Çeşitlilik.

Görünme : Görünmek işi.

Ayrılma ısısı : Çift iplikli nükleik asit ipliklerinin birbirinden ayrılmasının gerçekleştiği ısı.

Ayrılma ilkesi : Mendel'in birinci kanunu olup, bir genin alellerinin ayrılıp farklı gametlere geçerek gelecek döle geçmesi ilkesi. Segregasyon ilkesi.

Ayrılmak seçilmek : Karı koca boşanıp ayrı yaşamak.

Ayrılmamış kromozomlar : Eşey hücreleri oluşurken mayozun anafazında, homologların birbirinden ayrılamaması ve birlikte aynı kutba çekilmeleri. Bunun sonucunda XX taşıyan ve hiç gonozom taşımayan yumurtalar ya da XY taşıyan ve hiç gonozom taşımayan spremler meydana gelebilir.

 

Ayrılma ile ilgili Cümleler

  • Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
  • Küçük çocuklar anne-babalarının ayrılmasıyla çok büyük stres altına girebilir ve çoğu zaman da evliliğin yıkılmasının sebebi olarak kendilerini suçlarlar.
  • Sizden ricam sadece şudur ki bizi nasıl ayırdıysanız aynen o şekilde birleştirin hiç ayrılmamacasına.
  • Ali şu anki görevinde durgun ve takdir edilmemiş hissettiğinden dolayı yeni iş teklifi hakkında heyecanlıydı fakat patronuna ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde patronu ona eğer kalırsa bir terfi ve zammın yakında olduğunu söyledi bu yüzden Tom'u ne yapacağı konusunda ikilem içinde bıraktı.
  • Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.
  • İki leopar yavrusunun ayrılması hakkındaki hikaye bana oldukça basmakalıp gibi görünüyor.
  • Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.
  • Asla evden ayrılmamaya zahmet etmek için, kendimden başka hiç daha özgür bir ülke bilmiyorum.
  • Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.
  • "Çalışman müşterilerin birçok şikayetine neden oluyordu.; Buradan hemen ayrılmanı emrediyorum." "Defol git ha! Ben zaten burada çalışmak istemedim"

Diğer dillerde Ayrılma anlamı nedir?

İngilizce'de Ayrılma ne demek? : n. disconnection, separation; leaving, departure, parting, split, breakup, breakaway, checkout, cleavage, decampment; defection, deviation, disconnexion, disjunction, dissociation, disunion, divergence, divergency, excursion, leave taking, scission

Fransızca'da Ayrılma : séparation [la], dispersion [la], écart [le], ségrégation [la], décollement [le], divergent/e, clivage [le], dissociation [la]

Almanca'da Ayrılma : n. Abfall, Abgang, Abschied, Abweichung, Abzweigung, Ausfahrt, Fortgang, Fortkommen, Rücktritt, Sezession, Teilung, Trennung, Unterscheidung, Zerteilung

Rusça'da Ayrılma : n. расставание (N), отделение (N), выделение (N), развод (M), уход (M), выбытие (N), выезд (M), прощание (N), диссимиляция (F), отклонение (N), уклонение (N), ассигнование (N), диссоциация (F), декомпозиция (F), дифференциация (F)