Cracks türkçesi Cracks nedir

Cracks ile ilgili cümleler

English: There are some cracks in the basement wall.
Turkish: Bodrum duvarında bazı çatlaklar var.

English: Moustapha doesn't like it when Jale cracks her knuckles.
Turkish: Jale eklemlerini çatlattığında Mustafa sevmez.

English: There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Turkish: Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.

English: In severe cases, cracks can form or it can snap apart.
Turkish: Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da kırılabilir.

Cracks ingilizcede ne demek, Cracks nerede nasıl kullanılır?

Fall through the cracks : Gözden kaçmış olmak. Gözden kaçmak. Dikkat çekmeden gitmek. Unutulup gitmek. Yabana atılmak. Unutulmaya yüz tutmak. İhmal edilmek.

Hair cracks : Hatalı yapım sonucunda yapının duvarında meydana gelen çatlaklar. Kılcal çatlaklar.

Make cracks : Tefe koymak.

Cracksman : Kasa hırsızı. Ev hırsızı. Hırsız. Soyguncu.

Gimcracks : Eski püskü şeyler. Pılı pırtı.

Crack a crib : Soyup soğana çevirmek.

Crack detector : Çatlak detektörü. Çatlak algılayıcı. Çatlak bulucu.

Wisecracks : Şaka. Saka. Esprili konuşma. Espri.

Crack due to shrinkage : Büzülmenin yol açtığı çatlak.

 

Crack a joke : Espri yapmak. Fıkra patlatmak. Şaka yapmak. Takılmak. Espri patlatmak. Güldürücü öykü anlatmak.

İngilizce Cracks Türkçe anlamı, Cracks eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cracks ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Swish : Şaklama. Islık sesi çıkarmak. Islık gibi ses çıkarmak (havada hareket ederken). Gösterişli. Hışırdatmak. Vınlamak. Hışırdamak. Hışırdamak (yapraklar veya ipek vb). Pahalı.

Breaks : Batmak. Uymamak. Söylemek. Kesmek. Bozmak. Fırlamak. Kopmak. Kaçmak. Molalar. Parçalanmak.

Clashed : Mücadeleye girişmek. Birbirine gitmemek. Gürültü yapmak. Çarpışma. Uymamak. Anlaşamamak. Gitmemek. Gümbürdemek. Çarpmak.

Blow : Esmek. Kaçmak. Düşmek. Harcamak. Körüklemek. Darbe. Yanmak. Uçurmak. Çiçeklenmek. Çalmak.

Burst : Patlama. Atılmak. Patlak vermek. Kağıt ayırmak. Boşanmak (gözyaşı). Fırlamak. Had safhaya gelmek. Ortaya çıkmak.

Clicked : Mandallamak. Jetonu düşmek. Jetonu düşmek (argo terim). Başarmak. Sükse yapmak. Çıtırdamak. Hoşlanmak. Kapanıvermek. Tıkırdamak. Kanı kaynamak.

Cave : Mağara. Siyasi partiden kopma. Açmak. Kovuk. Tünel oymak. Karst bölgelerinde yeraltı sularının eritme etkisiyle oluşmuş, türlü büyüklüklerde yeraltı boşlukları. Batmak. Yıkılmak. Pes etmek.

Cower : Çömelmek. Korkup çekilmek. Korkudan sinmek. Sinmek. Sinmek (korku vb nedeniyle). Büzülmek. Dizlerinin bağı çözülmek (argo terim). Suspus olmak.

Clacking : Laklak etmek (argo terim). Gevezelik etmek. Gıcırdamak. Tıkırdamak.

Creak : Gacırdamak. Gacırtı. Cayırtı. Gıcırdamak. Gıcırtı.

 

Cracks synonyms : smacked, breake, rift, crunch, crazes, break open, come down, clash, flawing, chap, snapping, chapping, clicking, die of exhaustion, weathers, flaw, cleave, fissure, clatter, scrunching, blow up, rifts, crackled, scrunch, whanged, clashing, collapse, sound, affronts, detonates, creaks, burst out, rifted.

Cracks zıt anlamlı kelimeler, Cracks kelime anlamı

Stay : Oyalanmak. Geçiştirmek. Alıkoymak. İkamet etmek. Bastırmak. Ertelemek. Kalma. Kalmak. Erteleme. Germek.

Inferior : Aşağı. Ast rütbede. Bayağı. Ast olan kimse. Alt. Aşağı derecede olan kimse. Alt veya aşağı anlamında. Ast. Kalitesiz.