Dyspeptical türkçesi Dyspeptical nedir

  • Sindirim güçlüğüyle ilgili.
  • Sindirim güçlüğü ile ilgili.
  • Sindirim güçlüğüne özgü.
  • Sindirim güçlüğüne ait.
  • Dispeptik.

Dyspeptical ingilizcede ne demek, Dyspeptical nerede nasıl kullanılır?

Dyspeptically : Sindirim güçlüğü çekerek. Dispeptik bir şekilde. Sindirim zorluğu çekerek. Dispeptik olarak. Sindirim güçlüğü ile ilgili olarak.

Dyspeptic : Öfkeli. Kızgın. Hazımsızlık çeken. Hazımsızlıkla ilgili. Sindirim güçlüğü ile ilgili. Hazımsızlık çeken kimse. Dispeptik.

Dyspeptics : Hazımsızlıkla ilgili. Sindirim güçlüğü ile ilgili. Hazımsızlık çeken. Kızgın. Hazımsızlık çeken kimse. Öfkeli. Dispeptik.

İngilizce Dyspeptical Türkçe anlamı, Dyspeptical eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dyspeptical ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sick : İğrenç. Dengesiz (kimse). Mide bulandırıcı. Hasta. Bıkkın. Kusmak üzere. Usanmış. Midesi bulanmış. Hasret. Soluk.

Bilious : Huysuz. Safraya ait. Küskün. Safralı kusma sendromu. Öde ait. Dargın. Aksi. Öd ile ilgili. Köpeklerde, kusmuğun içerisinde safranın bulunması. uyku sırasından safranın oniki parmak bağırsağından mideye geri akmasından kaynaklanır ve genellikle sabahları görülür. Safra ile ilgili.

 

Dyspeptics : Kızgın. Hazımsızlık çeken. Öfkeli. Hazımsızlık çeken kimse. Hazımsızlıkla ilgili.

Dyspeptic : Kızgın. Öfkeli. Hazımsızlık çeken kimse. Hazımsızlık çeken. Hazımsızlıkla ilgili.

Ill : Zarar. Huzursuzca. Kötü. Kötü biçimde. Kötü şey. Kötülük. Rahatsızlık. Rahatsız bir şekilde. Zorla. Hoş olmayan bir biçimde.

Atrabilious : Aksi. Kötü huylu. Kasvetli. Hüzünlü. Üzüntüye meyilli. Alıngan. Depresyona yatkın. Kavgacı. Kara sevdalı. Kuruntulu.

Liverish : Rahatsız. Sinirli. Huysuz. Karaciğersi. Karaciğeri bozuk.

Ill natured : Zalim. Huysuz. Kötü huylu. Serkeş. Kaba. Aksi. Sert. Ters.

Dyspeptical zıt anlamlı kelimeler, Dyspeptical kelime anlamı

Good natured : Hoşgörülü. Babacan. İyi huylu. Yumuşak. Yardımsever.

Well : Yakşı. Bagaj. Sağlığı yerinde. Sahne altı üçüncü bodrum. Fışkırmak. Bk. sahne altı. Petrol kuyusu. Merdiven boşluğu. İyi. Yerinde.