Estrange türkçesi Estrange nedir

Estrange ile ilgili cümleler

English: She is estranged from her parents.
Turkish: O, ebeveynlerinden uzaklaştı.

English: What has estranged him from his sister?
Turkish: Onu kız kardeşinden uzaklaştıran ne?

Estrange ingilizcede ne demek, Estrange nerede nasıl kullanılır?

Estranged : Ayrılmış (eş). Soğumuş. Uzaklaşmış. Ayrılmış. Ayrı yaşayan. Birbirinden ayrılmış. Boşanmış (eş). Yabancılaşmış.

Estranged husband : Karısından ayrılmış koca.

Estrangement : Ayırma. Soğuma. Soğutma. Boşanma. Soğuma (argo terim). Yabancılaşma. Ayrılma. Yabancılaştırma. Uzaklaşma.

Estrangements : Ayırma. Soğuma (argo terim). Soğutma. Boşanma. Yabancılaşma. Uzaklaşma. Soğuma. Ayrılma.

Estranger : Yabancılaştıran kimse. Aralarını açan kimse. Soğutan kimse.

Estradiol benzoate : C-3 pozisyonda benzil ester içeren bir östradiol analoğu. çiftlik hayvanlarında genellikle progestinlerle kombine kullanılır. Östradiol benzoat.

Estrade : Yükseltilmiş zemin.

Estradiol : Östrojenik hormon. Östrojen hormon türevi. Kızgınlık belirtilerinin ortaya çıkarılması, implantasyon için döl yatağının hazırlanması, dişi üreme sisteminin olgunlaşması ve ikincil cinsiyet karakterlerini geliştirilmesinde rol oynayan memelilerde yumurtalıklarda graaf folikülü tarafında salgılanan, ayrıca sentetik olarak da hazırlanan en güçlü etkiye sahip östrojen. Östradiol. Estradiyol. Dişcilik iç salgısı.

 

Estradiol antagonists : Östradiolün biyosentez ve etkisini durduran bileşikler. Östradiol antagonistleri.

Mestranol : Mestranol. Etinil estradiol’ün 3-metil türevi olup vücutta metil grubunu kaybederek etkinlik kazanan sentetik steroit östrojen.

İngilizce Estrange Türkçe anlamı, Estrange eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Estrange ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Keels : Omurga. Teknecik. Kömür mavnası. Sıcak bir sıvıyı karıştırarak soğutmak. Tomruk işaretlemek için kullanılan kırmızı bir boya. Gemi omurgası. Gemi. Karina. Alabora etmek.

Indispose : Keyfini kaçırmak. Bozmak. İsteksiz. Rahatsız etmek. Hasta etmek. Zayıflatmak. Hevesini kırmak. Elverişsizleştirmek.

Remove : Pille. Öçürmek. Derece. Alıp götürmek. Kaldırmak. Kesmek. Kademe. Temizlemek. Kohumluk derecesi.

Set at odds : Birbirine düşürmek. Birbirlerine düşürmek. Ara bozmak.

Deport : Sürmek. Sınır dışı etmek. Yurtdışına sürmek. Sürgün etmek. Borsada deport. Sürmek (sınırdışı vb). Sınırdışı etmek. Dışlamak.

Alienates : Devretmek. Ferağ ve temlik etmek. Devir ve ferağ etmek. Temlik etmek. Yabancılaşmak.

Deports : Sürgün etmek. Sürmek. Tehcir etmek. Yurtdışına sürmek. Dışlamak. Sınır dışı etmek. Sinir dışı etmek. Sürmek (sınırdışı vb). Sınırdışı etmek.

Disincline : Çevirmek. Soğutmak (bir şeyden veya birinden). Caydırmak. Kendinden soğutmak. Soğutmak (caydırmak). Bir şeyi yapmaktan soğumak. İsteğini kaçırmak.

 

Alter : Başkalaşmak. Evirmek. Değiştirmek. Değişiklik yapmak. Hadım etmek. Kısırlaştırmak. Değişim geçirmek. Değişmek. Başkalaştırmak.

Estrange synonyms : set at variable, disunite, drive apart, detract from, disaffects, set at variance, drift apart, distracts, sow discord, drift away, deporting, abalienate, chill, make bad blood, disaffect, banish, keel, estranging, set by the ears, move out, disuniting, alienate, change, externalised, draw away, cools, banishing, cause bad blood, eloign, cast out, banishes, estranges, create a rift.

Estrange ingilizce tanımı, definition of Estrange

Estrange kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To cease to be familiar and friendly with. Hence, reflexively, to keep at a distance. To withhold. To withdraw.