Halk nedir, Halk ne demek

Halk; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk.
  • Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu.
  • Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali.
  • Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu.
  • Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri.
  • Yaratma

"Halk" ile ilgili cümleler

  • "Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."
  • "Bütün köy halkı orada idi." - Ö. Seyfettin
  • "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir." - O. V. Kanık
  • "Türk halkı."
  • "Yahudi halkı."

Yerel Türkçe anlamı:

Ahali, halk. bk. helk

Sosyoloji'deki anlamı:

Ekinleri ortak olan bireylerin, kümelerin oluşturduğu nüfus.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Penisin kabuklanması.

Bilimsel terim anlamı:

Belli bir ülkede yaşayan, kan birliği taşıyan, aynı dili konuşan, benzer yaşama alışkanlıklarını sürdüren, ortak bir tarihi olan insanların oluşturdukları büyük birlik (Halk terimi aynı zamanda; birbirlerinden dil ve köken bakımından ayrı olan, ama ortak bir devlet yönetimiyle birleşmiş bulunan ahali için de kullanılır. Daha geniş anlamda, bir ulusun belli bir çevresi içinde yaşayan bölümü de bu terimle karşılanır: Anadolu halkı gibi).

 

Bir toplum içinde, ortak gelenek, görenek, davranış ve uygulamalardan oluşan bir kültürel düzende yaşayan insan topluluğu, bk. halk kültürü, halk yaşantısı, halk toplumu, halk katmanı, seçkin kültürü, zıt anlamlısı toplum, köy, boy.

İngilizce'de Halk ne demek? Halk ingilizcesi nedir?:

people, folk

Halk anlamı, kısaca tanımı:

Folk : Halk.

Halka inmek : Halkın anlayışı ve görüşü düzeyinde olmak.

Halk etmek : Yaratmak.

Halk adamı : İçinden çıktığı halk kesiminin bütün özelliklerini yakından bilen, halk tarafından sevilen kimse.

Halk ağzı : Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine özgü olan konuşma dili.

Halk bilgisi : Halk biliminin, çevreyi oluşturan canlı, cansız doğal nesnelerle ilgili inanç ve uygulamaları konu alan dalı.

Halk bilimi : Bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalı, folklor, halkiyat.

Halk dili : Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanlar tarafından kullanılan ortak dil.

Halk edebiyatı : Adı belli olan veya olmayan kimselerin, halk ozanlarının yarattıkları şiir, destan, hikâye vb. türleri içine alan edebiyat.

Halk ekmeği : Belediyelerce indirimli fiyata satılan ekmek.

Halkevi : Bu kuruluşun görev yaptığı yapı. Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş.

 

Halk günü : Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinin düzenledikleri ucuz matine, halk matinesi. Vali, belediye başkanı vb.nin sorunlarını dinlemek için halkla görüştüğü gün.

Halk matinesi : Halk günü.

Halk müziği : Yazılı hiçbir kurala dayanmadan yalnızca işitme yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılan, halkın ortak malı olan geleneksel müzik türü, folk müziği.

Halk odası : Küçük yerleşim bölgelerinde toplu görüşme için yapılmış küçük yer, oda.

Halk okulu : Halk için gerekli olan bilgilerin verildiği okul.

Halk otobüsü : Kentlerde ulaşım hizmeti veren özel sektöre ait toplu taşıma aracı.

Halk oylaması : Halkın türlü siyasi ve toplumsal sorunlar karşısında olumlu veya olumsuz görüşünü belirlemek için başvurulan oylama, plebisit, referandum.

Halkoyu : Büyük bir topluluğun türlü siyasi ve toplumsal sorunlardaki görüşünün alınması ve ona göre uygulamaya girişilmesi için yapılmış olan oylamada halkın bildirdiği olumlu veya olumsuz oy.

Halk ozanı : Halk içinde yetişen, deyişlerini genellikle sazla söyleyen, sözlü şiir geleneğine bağlı ozan, saz şairi, halk şairi, âşık.

Halk sağlığı : Bireylerin sağlığının korunmasını konu edinen bilim dalı.

Halk şairi : Halk ozanı.

Halk şiiri : Toplum arasından çıkan ve geleneksel yöntemlere ve ilkelere bağlı olarak halk ozanları tarafından yazılıp söylenen veya anonimleşmiş edebî tür.

Halk yardakçısı : Halkın hoşuna gidecek davranışlarda bulunarak kendine avantaj sağlayan kimse, popülist. Halkı kışkırtan, kötü yola sevk eden kimse.

Halka dönük : Halk için olan.

Ev halkı : Bir evde yaşayanların hepsi.

Kapı halkı : Sadrazam, vezir, eyalet valileri, beylerbeyleri vb. devlet büyükleri yanında hizmet gören kimselere verilen genel ad. Zengin ve büyük bir evde çalışanların bütünü.

Latin halkları : Dilleri Latinceden türemiş İtalyan, Fransız, İspanyol, Portekiz halkları, Latin.

Halk bilimci : Halk bilimiyle ilgili araştırma, derleme, inceleme yapan kimse, folklorcu.

Halk bilimsel : Halk bilimi ile ilgili, folklorik.

Halk ozanlığı : Halk ozanı olma durumu, halk şairliği, saz şairliği.

Halk şairliği : Halk ozanlığı.

Halk yardakçılığı : Halkın hoşuna gidecek davranışlarda bulunarak kendine avantaj sağlama işi, popülizm. Halkı kışkırtma işi, tahrikçilik.

Halka : Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Çember biçiminde olan. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Çember biçiminde dizilmiş topluluk. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim.

Halka dizilişli : Aynı eksen çevresinde dizilmiş.

Halka olmak : Bir çember biçiminde dizilmek.

Halka oyunları : El ele tutuşup çember biçiminde dizilerek oynanan oyunlar.

Halka yay : Boru anahtarının iyi tutmasını sağlayan ve çevreyle anahtar kolu arasına konulan sarmal yay.

Halkacı : Halka yapan veya satan kimse. Lunaparklarda şişe, sigara vb. nesnelere halka geçirmek yoluyla oyun oynatan kimse.

Halkacılık : Halkacının yaptığı iş.

Halkalama : Halkalamak işi.

Halkalanmak : Halka biçiminde oluşmak.

Halkalı : Bir tür olta iğnesi. Halkası olan.

Halkalı damar : Bitkilerin gelişmesine yarayan halka biçimindeki damar.

Halkalı gözler : Çevresindeki tenin rengi koyu olan gözler.

Halkalılar : Sülüklerle solucanları içine alan sınıf.

Halkapınar : Konya iline bağlı ilçelerden biri.

Halkavi : Halka biçiminde olan.

Halkçı : Halkın yararı için uğraşan kimse, popülist.

Halkçılık : XX. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan, yoksul halkın yaşayışı ve duyguları üzerinde duran bir edebiyat çığırı, popülizm. Bireyler arasında hiçbir hak ayrılığı görmeme, topluluk içinde hiçbir ayrıcalık kabul etmeme görüş ve tutumu, popülizm.

Halkiyat : Halk bilimi, folklor.

Deniz dalgasız olmaz kapı halkasız : "her nesnenin kendisine özgü nitelikleri, kendisinden ayrılmayan özellikleri vardır" anlamında kullanılan bir söz.

Nişan halkası : Nişan yüzüğü.

Ucuz halkçılık : Halkçılığı basit ve kolay yoldan yapma işi.

Yıl halkası : Ağaçta, bir büyüme döneminde oluşan çembersel bölüm.

Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Benzer. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan.

Ülke : Bir özelliği ön plana çıkarılarak düşünülen bölge. Devlet. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket.

Kültür : Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme. Bireyin kazandığı bilgi. Tarım. Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi. Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü.

Sahip : Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik. Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse. Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil.

Uyruk : Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olma durumu, tebaa. Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan kimse, tebaa.

İnsan : Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Âdemoğlu, âdem evladı.

Toplu : Vücutça dolgun. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Bir arada, bütün, kombine. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Topu olan.

Bir : Aynı, benzer. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sadece. Ancak, yalnız. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Sayıların ilki. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Eş, aynı, bir boyda. Beraber.

Kamu : Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme. Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü. Hep, bütün.

Yaratma : Yaratmak işi.

Halk alası : Dinleyenleri eğlendirmek amacıyla düzenlenen, içi kurnazlık, dalavere ve alalarla dolu olan geleneksel anlatı türü. bk. ala. krş. masal, öykü.

Halk anamalcılığı : [Bakınız: halk kapitalizmi] Üretim araçları iyeliğini elbirliklerine, halka açık ortaklıklara kazandırarak, halkı özel anamalcılara ve devlet görevlilerine karşı korumayı amaçlayan siyasal-ekonomik görüş.

Halk aşçılığı : Halkın geleneksel yollardan öğrenerek uyguladığı, değişik bölgelere göre ayrılıklar gösteren aşçılık türü. krş. halk giysisi.

Halk bankası : Tecim bankalarından sayca sağlayamayan küçük tecimen ve sanatçılara borç para vermek amacıyla kurulan banka. [Bakınız: Türkiye Halk Bankası]

Halk bilimcilik : Halk bilimcinin yaptığı iş.

Halk bilmecesi : Halk ürünü olan bilmece türü. bk. bilmece, krş. sanat bilmecesi, bilgin bilmecesi, yazınsal bilmece.

Halk bitkibilimi : Halkın bitki dünyasıyla ilgili bilgi ve uygulamalarını içeren bilim dalı bk. halkbilim, krş. halk hayvan bilimi, halk havabilgisi, halk yıldızbilimi, bakı, düşyorum.

Halk buluşu : Daha önceleri varolup da uzun süre unutulmuş olan halk kültür ürün ve olaylarının halkça yeniden ortaya çıkarılışı, bk. buluş. krş. yaratı, halk yaratısı.

Halk büyüsü : Bir isteği gerçekleştirmek amacıyla halkın ortaklaşa oluşturduğu büyü türü. bk. büyü. krş, ölü büyüsü.

Halk dansı : Halktan ve halk geleneklerinden kaynaklanan dans.

Halk ile ilgili Cümleler

  • Keşke Mustafa beni halkın içinde öpmeseydi.
  • Kişisel yayıncılık, halkla konuşmanın bir yoludur.
  • Halk en iyi yargıçtır.
  • Uzay sondaları tarafından çekilen resimler, Jüpiter'in etrafındaki ince halkaları gösterdi.
  • Halk anayasayı reddetti.
  • Halk ayrımcılık probleminden tamamen habersiz.
  • Halk ağzında kemana guyguz deniliyor.
  • Satürn buz ve tozdan oluşan 1000'den fazla halka ile çevrilidir. Halkaların bazıları çok ince ve bazıları çok kalındır. Halkalardaki parçacıkların boyutları çakıl boyutundan ev boyutuna kadar değişir.
  • Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.
  • Halk hikayelerine göre kediler dokuz canlıdır.
  • Halk diktatöre karşı ayaklandı.
  • Halk davet ediliyor.
  • Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşurlar.
  • Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.

Diğer dillerde Halk anlamı nedir?

İngilizce'de Halk ne demek? : adj. folk, public, popular, communal, vulgar

n. the people, people, public, the crowd, the community, the vulgar, demos, folk, the million, populace, grass roots

pref. demo

Fransızca'da Halk : peuple [le], population [la], public [le], esprits, foule [la]

Almanca'da Halk : n. Bevölkerung, Gesamtheit, Leute, Öffentlichkeit, Volk

adj. volkstümlich

Rusça'da Halk : n. народ (M), население (N), толпа (F), публика (F), горло (N)

adj. народный, гортанный, глоттальный