Holiday türkçesi Holiday nedir

  • Yortu.
  • Dini bayram.
  • Dinlenmek için çalışmadan geçirilen süre.
  • Tatil yapmak.
  • Dinlence.
  • Bayram.
  • İzin.
  • Tatil.
  • Tatile çıkmak.
  • Bayram günü.

Holiday ile ilgili cümleler

English: Ali said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.
Turkish: Ali bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.

English: Did they enjoy their holiday in Scotland?
Turkish: İskoçya'daki tatillerinden zevk aldılar mı?

English: Ali met Mary while on holiday in Germany.
Turkish: Ali Almanya'da tatildeyken Mary'le tanıştı.

English: "Are you going on holiday by yourself?" "No, my problems are coming with me."
Turkish: "Tatile yalnız başına mı gidiyorsun?" "Hayır, problemlerim benimle birlikte geliyorlar."

English: Certainly they will go on holiday next month.
Turkish: Onlar gelecek ay kesinlikle tatile gidecekler.

Holiday ingilizcede ne demek, Holiday nerede nasıl kullanılır?

Holiday clothes : Bayramlık elbise. Bayramlık.

Holiday pay : Resmi tatil ve bayramlarda işçilere verilen ücret veya ödenen primler. İzin ücreti. Genel tatil ücreti. İş kanunu kapsamına giren iş yerlerinde çalışan işçilere, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmamaları durumunda normal, çalışmaları durumunda ise iki katı ödenen ücret. Tatil ödemeleri. Resmi tatil günlerinde çalışanlara çalışmadıkları halde verilen ücret.

 

Holiday season : Tatil mevsimi. En az iki tatil içeren zaman dilimi. Tatil sezonu.

Holiday village : Tatil köyü. Tatil beldesi.

The holiday falls on a sabbath : Tatil veya bayram şabat'a rastlıyor. Tatil cumartesi günü başlıyor.

Have a holiday : Tatile çıkmak. İzine çıkmak. Tatil yapmak.

Eve of a holiday : Bir tatilden önceki gecey. Tatil arifesi.

General holiday : Genel tatil.

Bank holiday : Banka tatili. Resmi tatil günleri. Banka tatil günü. Bankaların kapalı olduğu günler. Resmi tatil. (ingiltere) resmi tatil. Cumartesi ve pazar günleri dışındaki resmi tatil. Resmi tatil günü. Bankaların resmi tatil günü.

Be on holiday : Tatilde olmak.

İngilizce Holiday Türkçe anlamı, Holiday eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Holiday ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Fete : İyi ağırlamak. Şölen. Ziyafet. Kutlamak. Çit. Eğlence. Şenlik. Ağırlamak.

Fiesta : Festival. Fiesta. Şenlik. Çoğunlukla latin ülkelerinde belirli aziz ve dini kişiliklerle bağlantılı resmi tatiller.

Picnic : Pikniğe gitmek. Basit iş. Kolay iş. Evde rahatsız bir biçimde oturmak. Çocuk oyuncağı. Piknik yapmak. Hoşa giden iş. Piknik. Çok kolay iş. Açık havada yenilen yemek.

Authorizations : Yetki. Ruhsat.

Feast : Şölen. Ziyafet vermek. Tadını çıkarmak. Haz almak. Yiyip içmek. Ziyafet. Ziyafette yiyip içmek. Zevk almak. Eğlendirmek.

Festivity : Festival. Şenlik. Eğlence. Gala. Kutlama. Cümbüş.

Went down : Yatağa düşmek. Beğenilmek. Onaylanmak. Geçmek. Yenilmek. Batmak. Perişan olmak. Düşmek. Mahvolmak.

 

Take a holiday : İzin almak.

Half holiday : Yarım gün tatili. Yarım günlük tatil.

Holiday synonyms : poppy day, ramanavami, holy day, leisure time, dec 24, remembrance day, religious holiday, mesasamkranti, fete day, remembrance sunday, holydays, vacationed, furlough, fetes, half term, public holiday, recreational, festal, intermission, recessional, day off, outing, field day, accreditment, feting, consent, feted, vacation, intermissions, day, bairam, jollies, authorisations.

Holiday ingilizce tanımı, definition of Holiday

Holiday kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Gay. Religious anniversary. A day set apart in honor of some person, or in commemoration of some event. [Bakınız: Holyday]. Joyous. Of or pertaining to a festival. A consecrated day. Cheerful.