Karşıt nedir, Karşıt ne demek

Karşıt; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

Felsefi anlamı:

Birbirlerinin biçimsel (çelişik) olarak değil, içerikçe karşısına konmuş (kavramlar). (Ör. Ak-kara, doğru-yanlış karşıt kavramlardır; oysa ak'ın çelişiği ak-olmayan'dır.)

Öznesi ve yüklemi aynı olan, ama biri olumlu öteki olumsuz olan iki tümel önermenin birbiri karşısındaki durumu. (Ör. "Bütün insanlar ölümlüdür." "Hiç bir insan ölümlü değildir." Olumsuzluk yüklemin içinde de dile getirilebilir: "Bütün insanlar ölümsüzdür." gibi.)

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

(Resim) Resimde bir rengin ya da renk tonunun karşıtı olan renk ya da ton. Örn. kara rengin karşıtı ak, kırmızının yeşil, turuncunun mor, sarının mavi olduğu gibi.

Bilimsel terim anlamı:

Belgit, ödek ve çek paralarını ödeyecek olan kişi.

İngilizce'de Karşıt ne demek? Karşıt ingilizcesi nedir?:

opposite, contrary, contrast, converse, drawee

Fransızca'da Karşıt ne demek?:

anti, contraire, opposant, ante

Osmanlıca Karşıt ne demek? Karşıt Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

mütekabil, adale-i mukabile

Karşıt kısaca anlamı, tanımı:

Karşıt anlamlı : Anlamları birbirinin karşıtı olan (söz), zıt anlamlı: Aşağı yukarı, ileri geri, siyah beyaz, dar geniş, büyük küçük gibi.

 

Karşıt duygu : Bazı kişilere veya varlıklara karşı duyulan ve belirli bir sebebe dayanmayan hoşnutsuzluk durumu, antipati.

Alt karşıt : Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tikel olumlu, öbürü tikel olumsuz, karşı karşıya konmuş iki önermeden her biri: "Bazı insanlar bilgindirler" ile "Bazı insanlar bilgin değildirler" gibi.

Karşıt anlamlılık : Karşıt anlamlı olma durumu, zıt anlamlılık.

Karşıtçı : Bir işe, davranışa veya düşünceye karşı çıkan, karşı olan, aleyhtar.

Karşıtlama : Karşıtlamak işi.

Karşıtlamak : Bir iddiaya zıt olarak başka bir iddia ileri sürmek.

Karşıtlaşma : Karşıtlaşmak işi.

Karşıtlaşmak : Birbirine karşıt olmak.

Karşıtlı : Karşıtlık, zıtlık gösteren, tezatlı.

Karşıtlık : Başkalarının istek, dilek veya buyruklarının tersine davranma eğilimi. Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, zıtlık, kontrast. Bir teoremin karşıtının da doğru olması durumu. İki organ, iki sistem arasındaki görevlerin zıt olması durumu, karşı gelim.

Nitelik : Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet.

Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

 

Aykırı : Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan. Çapraz, ters. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif.

Kontrast : Karşıtlık. Karşıt.

Karşıt akıntı : Çok kez boğazlarda görülen birbirine ters yönde biri üstte, öteki altta iki akıntının birbirine göre durumu.

Karşıt alt-üşek : X-ışınları lambasında eksicik demetinin dövmesiyle X-ışınları salan, metal pul (üşek).

Karşıt anlamlı, zıt anlamlı : Azerbaycan Türkçesi: antonim; Türkmen Türkçesi: antonim; Gagauz Türkçesi:antonim ~ karşı maanalı laf ~ zıt maanalı laf; Özbek Türkçesi: antonim ~ zid ma'nóli;Uygur Türkçesi: qarşi mänilik söz; Tatar Türkçesi: antonim; Başkurt Türkçesi: antonim; Kmk: karşı ma'nalı(söz) ~ antonim; Krç.-Malk.: antonim ~ karşçı maganalı sözle; Nogay Türkçesi: antonim; Kazak Türkçesi: antonim; Kırgız Türkçesi: antonim; Alt:: antonim ~ udura uçurlu söstör; Hakas Türkçesi: antonim; Tuva Türkçesi: antonim; Şor Türkçesi: antonim; Rusça: antonim

Karşıt bakışım : Özdeğin türlü niteliklerinden yainız birinin bakışımsız olması.

Karşıt basınçlar : İçinde bulunduğu ayrımlı durumlar ya da üyesi bulunduğu değişik toplumsal katman ve kümeler dolayısıyla bir bireyin altında kaldığı çelişik etkiler.

Karşıt denge ağırlığı : Askıları gerekli yükseklikte tutmada kullanılan ve karşıt dengeyi sağlayan ağırlık.

Karşıt denge düzeni : Karşıt denge ağırlıklarının tümünü kapsayan dizge.

Karşıt denklemler : (matematik)

Karşıt devinim : Herhangi bir alıştırmanın uyumlu akışına karşıt olan devinim.

Karşıt dingil : Hız kutusunda ara hız düşürme dişlilerini taşıyan dingil.

Karşıt ile ilgili Cümleler

  • Tartışmalı öneri, iki karşıt parti arasında yoğun bir söz savaşına neden oldu.
  • Uyanmak, uyumanın karşıt eylemidir.
  • Karşıt kanıtım yok.
  • Karşıt görüşte değilim.
  • Yatmak, kalkmanın karşıt eylemidir.
  • Myanmar'da Çin karşıtı düşünceler artıyor.
  • İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.
  • Uyanmak sözcüğü uyumak sözcüğünün karşıt anlamlısıdır.
  • Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
  • Yatmak sözcüğü kalkmak sözcüğünün karşıt anlamlısıdır.

Diğer dillerde Karşıt anlamı nedir?

İngilizce'de Karşıt ne demek? : adj. contrary, opposite, contradictory, adverse, antipathetic, antipathetical, antithetic, antithetical, converse, cross, jarring, opponent, opposed, reverse; reciprocating, reciprocal

adv. athwart

n. objector

Fransızca'da Karşıt : antagonique, antagoniste, contradictoire, contraire, divergent/e, heurté/e, opposé/e

Almanca'da Karşıt : n. Widerspiel

adj. gegenteilig, konträr, umgekehrt

Rusça'da Karşıt : n. противоположность (F)

adj. противостоящий, противоречащий