Konferans nedir, Konferans ne demek

Konferans; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Topluluğa bir konuda bilgi vermek amacıyla yapılmış olan konuşma.
  • Uluslararası bir sorunun çözülmesi için yapılmış olan toplantı

"Konferans" ile ilgili cümleler

  • "Hiçbir konferansa zevkle gittiğimi hatırlamam." - O. V. Kanık
  • "Hatta milletlerarası konferanslara gazetelerde adı geçebilecek, yüksek seviyeli bir konuşucu mu yollarız." - F. R. Atay

Edebi terim anlamı:

Bilim iddiası taşıyan konuşma. (KONFERANSÇI, Conférencier).

İngilizce'de Konferans ne demek? Konferans ingilizcesi nedir?:

conference

Fransızca'da Konferans ne demek?:

conférence

Konferans hakkında bilgiler

Konferans (Latince: conferre = toplamak, benzetmek), ilim, sanat, hukuk, edebiyat gibi çeşitli konularda bilgi vermek amacıyla yapılmış olan uzun konuşmalardır.

Bir hitap çeşidi olan konferans, bilgi verme esasına dayanmaktadır. Konferans, bir tezi veya görüşü, bir konuyu açıklamak için daha çok akademik yerlerde verilir. Konferans veren kimsenin derin ve geniş bilgi sahibi, orijinal ve sağlam bir görüş sahibi olması beklenir. Konferans heyecanlı konuşmalar yapmak ve dinleyicileri galeyana getirmek yerine, onların merak ve araştırma, öğrenme arzusuna seslenen bir hitaptır. Konferansı nutuktan ayırt edemeyen konuşmacılar, genellikle gülünç bir etki bırakabilirler.

 

Devletlerarası diplomatik ilişkilerde, sorunların görüşüldüğü bir toplantıdır. İlk defa 1592'de Conbrai Kongresi adı altında böyle bir toplantı yapıldı ve 19. yüzyıldan sonra daha da yaygınlaştı. Konferanslarla devletlerarası direk anlaşmalar yapılabildiği için, resmi protokollerden ayrılmakta ve daha önemli bir yer tutmaktadır. İlk zamanlarda bu maksatla kongre terimi kullanılmış olup 20. yüzyıldan itibaren yerini konferansa bırakmıştır.

Konferansın yapılmasıyla ilgili yer, zaman, görüşülecek hususlar bir kurala bağlı olmayıp, tarafların anlaşmalarıyla belirlenir. Konferanslar bazen politik olanlar ve olmayanlar diye gruplandırılır. Politik olmayanlar da ayrıca yönetim, ekonomik, sosyal, komunikasyon, bilim, eğitim ve kültürel konferanslar olarak alt gruplara ayrılır. Konferansla ilgili evraklar önceden delegelerce imzalanır.

Konferans ile ilgili Cümleler

  • Birçok insan o konferansa katıldı.
  • Konferans mart için planlandı fakat nisana kadar ertelendi.
  • Konferans öbür gün yapılacak.
  • Konferans beşe kadar devam etti.
  • Konferans iki saat sürdü.
  • Üç hafta önce bir konferansta Tom'a rastladım.
  • Konferans pazartesi günü başlıyor.
  • Konferans beş saate sona erecek.
  • Konferans başarıyla sonuçlandı.
  • Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.
  • İngilizce bir konferans verdim.
  • Perşembe akşamı telefon konferansı için telefon numarası 415-904-8873'dir.
  • Diğerleri Mustafa ile konferans salonunda.
  • Ali şimdi Boston'daki bir konferansa katılıyor.

Konferans kısaca anlamı, tanımı:

Bilgi : Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Bilim. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.

 

Vermek : Kazandırmak, katmak. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Tespit etmek. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Ondan bilmek, atfetmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Bırakmak veya bağışlamak. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Ayırmak, harcamak. Yaymak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Ödemek. Dayamak. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Sahip olmasını sağlamak. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Doğurmak. Satmak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek.

Konuşma : Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılmış olan söyleşi, konferans. Konuşmak işi. Görüşme, danışma, müzakere.

Sorun : Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem. Sıkıntı veren durum, dert.

Toplantı : Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma. Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin her biri. Birden çok kimsenin belirli amaçlarla bir araya gelmesi, içtima.

Konferans çekmek : Karşısındakini bıktıracak bir biçimde uzun veya öğüt verircesine konuşmak.

Konferans vermek : Herhangi bir konuda bilgi verecek biçimde konuşma yapmak.

Zirve konferansı : Doruk toplantısının oluşturduğu konferans.

Konferansçı : Konuşmacı.

Konferansçılık : Konuşmacılık.

Toplu : Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Vücutça dolgun. Bir arada, bütün, kombine. Topu olan.

Uluslararası : Çeşitli milletlerin arasında yapılan, milletlerin arasında çok yönlü ilişkilerle ilgili olan, milletlerarası, beynelmilel, enternasyonal.

Çözülme : Kişilik, karakter vb. bir bütünde birliğin bozulması durumu. Savaşta, gerideki savunma hattına çekilmek isteyen birliğin düşmandan sıyrılması. Çözülmek işi. Bir sesin boğumlanmasından sonra organların eski duruma geçmesi.

Toplamak : Bir araya getirmek. Devşirip kaldırmak. Hizmete çağırmak. Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak. Şişmanlamak, kilo almak. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak. Artırıp biriktirmek. Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek. Çıban, yara irinlenmek. Dağınıklıktan kurtarmak. Devşirmek.

Benzetmek : Benzer duruma getirmek. Kötü bir duruma getirmek, bozmak. Dövmek. Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak.

Sanat : Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. Bir şey yapmada gösterilen ustalık. Zanaat. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım.

Hukuk : Yasaların ceza ile ilgili olmayıp alacak verecek vb. davaları ilgilendiren bölümü. Ahbaplık, dostluk. Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü, tüze. Haklar. Bu yasaları konu alan bilim.

Diğer dillerde Konferans anlamı nedir?

İngilizce'de Konferans ne demek? : n. lecture, conference, reading, thinkin

Fransızca'da Konferans : conférence [la], colloque [le]

Almanca'da Konferans : n. Konferenz, Vorlesung, Vortrag

Rusça'da Konferans : n. конференция (F), совещание (N), лекция (F), доклад (M)