Yarar nedir, Yarar ne demek

"Yarar" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kızılay yararına bir balo."
  • "Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır." - Y. K. Beyatlı
  • "Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." - A. İlhan

Hukuki terim anlamı:

nef’, nefi.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

[Bakınız: fayda]

Bir iktisadi etkinliğin iktisadi karar birimlerinin lehine verdiği somut ya da soyut her türlü sonuç.

Sosyoloji'deki anlamı:

Herhangi bir ekin öğesinin herhangi bir insan isteğini karşılama özelliği.

Diğer sözlük anlamları:

Şıyan-ı itimat, güvenilir.

Kahraman, cesur, muktedir, yetkili.

İşe yarayan, faydalı.

Mümkün, muhtemel, olabilir.

İngilizce'de Yarar ne demek? Yarar ingilizcesi nedir?:

advantage, benefit, utility

Yarar kısaca anlamı, tanımı:

Yararı dokunmak : Yararlı olmak, kâr sağlamak.

Yararı olmak : Yararlı olmak, olumlu etki yapmak.

Kamu yararı : Devletin gereksinimlerine cevap veren ve bu ihtiyaçları karşılayan, topluma yarar sağlayan değerler bütünü, menafiiumumiye.

Yararcı : Yarar peşinde koşan, faydacı, pragmatik.

Yararcılık : Ahlaki iş ve davranışlarda yararın ilke edinilmesi. Doğruluğu ve gerçekliği tek yanlı olarak yalnızca hareketlerin sonuçları ve başarıları ile değerlendiren öğreti, faydacılık, pragmatizm, pragmatiklik.

 

Yararlanılma : Yararlanılmak durumu, faydalanılma.

Yararlanılmak : Yararlanma işi yapılmak, faydalanılmak.

Yararlanma : Yararlanmak işi, faydalanma.

Yararlanmak : Kendine yarar sağlamak, faydalanmak, istifade etmek.

Yararlı : Yarar sağlayan, yararı olan, yarayışlı, faydalı, nafi, avantajlı.

Yararlı kılmak : Fayda sağlayan ve üretken duruma getirmek.

Yararlı olmak : Yarar sağlamak, faydalı olmak.

Yararlık : Yararlılık.

Yararsız : Yarar sağlamayan, yararı olmayan, işe yaramayan, yarayışsız, faydasız, nafile, avantajsız.

Yararsızlık : Yararsız olma durumu, faydasızlık, yarayışsızlık.

Deliye taş atma başını yarar : "davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun" anlamında kullanılan bir söz.

Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar : "kaynana ne kadar yumuşak huylu, ne kadar iyi davranışlı olursa olsun, her hâli gelini rahatsız eder" anlamında kullanılan bir söz.

Ummadığın taş baş yarar : "küçük veya önemsiz şeyler de çoğu kez büyük etkiler yapabilir" anlamında kullanılan bir söz. "elinden bir şey gelmez sanılan kişi kendisinden beklenilmeyen önemli işler yapabilir" anlamında kullanılan bir söz.

Sonuç : Sürmekte olan veya biten bir yarışmanın veya spor karşılaşmasının sayı bakımından durumu, skor. Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey. Yazının veya sözün bitim bölümü. Öz, özet.

Avantaj : Üstünlük. Kazanım. Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan. Yarar.

 

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Orantılı, oranlı.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Elverişli : Uygun, müsait. İşe yarayan, ergonomik.

Yarar bölümlemesi : Tüketicilerin mal ya da hizmetten elde edecekleri yararlara göre sınıflandırılarak yapılan bir tür piyasa bölümlenmesi.

Yararcı tarihçilik : Geçmiş olayların gelecek olaylar için örnek alınması amacını güden tarih yazıcılığı.

Yararcı tasarlama : Bırakınız yapsınlar düşüncesinin ürünü olan, taşınmazların alım satımından elde edilen kazançları en çoğa çıkarmayı amaçlayan ve kenti biçimlendiren türlü işgörülerin sağlanmasında ve vargıların alınmasında kamu yararını ve kamu esenliğini gereği gibi hesaba katmayan tasarlama türü.

Yararer : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Faydalı kimse.

Yararına -e hali : Bazı dillerde, bir şeyin "yararına" fikrini veren isim hali.

Yararına gösteri : Bir kuruma ya da kişiye yardım etmek amacıyla düzenlenen gösteri.

Yararlanabilme : Yararlanabilmek işi.

Yararlanabilmek : Yararlanma olasılığı bulunmak.

Yararlanan : Güvence ödeği, belgit ve benzeri değerlerden yararlanan kişi. Herhangi bir nedenle başkasının iyeliğinde ve elinde bulunan nesnenin iyesi. Bir hak, ayrıcalık ya da yarar iyesi. Kendi yararı için üçüncü bir kişiye taşınır ya da taşınmaz malını veren ya da iyelendiren kişi.

Yararlandırılma : Yararlandırılmak işi, faydalandırılma.

Yarar ile ilgili Cümleler

  • Yararı yok.
  • Çok yararlı oldu.
  • Yararlı mıydı?
  • Sanırım benden yararlanmaya çalışıyorsun.
  • Bu sözlük çok yararlıdır.
  • Bunu benim için yapabilirsen yararlı olur.
  • Yararlı değildim.
  • Bu yararlı bir bilgidir.
  • Yararlı olabilecek bir şey buldun mu?
  • Yararlıydı.
  • Tenis oynamak için iyi havadan yararlandık.
  • Yararı beraber paylaştık.
  • Yararlı önerisi için ona teşekkür etti.
  • Bize yardım etmesi için Tom'u ikna etmeye çalışmak yararsız olurdu.

Diğer dillerde Yarar anlamı nedir?

İngilizce'de Yarar ne demek? : n. account, avail, benefit, convenience, efficacy, gain, grist to the mill, stead, use, utility

v. breach, chop, cleave, disrupt, flaw, hew, incise, maul, plough, plow, rend, rift, rip, sever, slash, slit, split, tear, wedge off

Fransızca'da Yarar : utilité [la], bénéfice [le], avantage [le], bienfait [le]

Almanca'da Yarar : n. Bereicherung, Gewinn, Gewinst, Gunst, Nutzen, Plus, Vorteil, Zuträglichkeit

adj. zweckmäßig

Rusça'da Yarar : n. выгода (F), польза (F), интерес (M), расчет (M), благо (N), толк (M)

adj. годный, пригодный