Yoldaş nedir, Yoldaş ne demek

  • Yol arkadaşı
  • Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri.
  • Arkadaş, dost.
  • Eşlerden her biri.

"Yoldaş" ile ilgili cümle

  • "Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok." - M. Ş. Esendal
  • "Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum" - İ. A. Gövsa

Yerel Türkçe anlamı:

Yoldaş, yol arkadaşı

Eş, evlilikte eşlerden her biri.

Yoldaş; koca. || can yoldaşi: arkadaş

Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:

Bir çiftyıldızın kütle bakımından küçük olan bileşeni.

Yoldaş isminin anlamı, Yoldaş ne demek:

Erkek ismi olarak; Arkadaş, dost, yol arkadaşı. Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri.

İngilizce'de Yoldaş ne demek? Yoldaş ingilizcesi nedir?:

companion

Yoldaş anlamı, tanımı:

Can yoldaşı : Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse.

Kapı yoldaşı : Aynı yerde ve görevde çalışanlardan her biri.

Yoldaşlık : Yoldaş olma durumu.

Yoldaşlık etmek : Bir yolcuya katılmak, birlikte gitmek.

At yiğidin yoldaşıdır : "bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder" anlamında kullanılan bir söz.

Can canın yoldaşıdır : "insan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar" anlamında kullanılan bir söz.

Arkadaş : Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş. Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik.

 

Dost : Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo. Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse. Sahibine sevgi gösteren hayvan. İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan. Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı.

Ortak : Kuma. Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner. Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek.

Görüş : Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Görme işi. Gözle bir şeyi algılama yetisi. Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir. Cezaevi veya hastanedeki birine yapılmış olan ziyaret.

Yol : Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer. Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan. Kumaşta bulunan çizgi. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer. Gidiş çabukluğu, hız. Hile, tuzak. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik. Kez, defa. Gaye, uğur, maksat. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. Yolculuk. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi.

Her : Önüne geldiği ismin benzerlerini "teker teker hepsi, birer birer hepsi, birer birer tamamı" anlamıyla kapsayacak biçimde genelleştiren söz.

 

Biri : Bilinmeyen bir kimse. Bir tanesi.

Yoldaş koşmak : Yol arkadaşı yapmak.

Yoldaşlanmak : Arkadaşlık yapmak.

Yoldaşlaşmak : Yol arkadaşlığı yapmak.

Yoldaş ile ilgili Cümleler

  • Yoldaş Mustafa yoldaş Mary'ye âşık oldu.
  • Koministler birbirine "yoldaşlar" derlerdi.
  • Yoldaşlar, ne oluyor soruyorum?! Bu ne küstahlık, yoldaşlar! Ben size soruyorum! Bu ne patavatsızlık!
  • Evet, Yoldaş Komutan.

Diğer dillerde Yoldaş anlamı nedir?

İngilizce'de Yoldaş ne demek? : n. companion, comrade, consort, fellow

Fransızca'da Yoldaş : compagnon [le], camarade [le]

Almanca'da Yoldaş : n. Genosse, Geselle, Gesellschafter, Weggenosse

Rusça'da Yoldaş : n. спутник (M), товарищ (M)