Çökme nedir, Çökme ne demek

  • Çökmek işi
  • Boya içindeki pigmentin ve dolgu maddelerinin zamanla kabın dibinde tortu oluşturması.
  • Bir kısım yerin alttan yıkılarak alçalması.

Coğrafya'daki terim anlamı:

İçgüçlerin etkisiyle, yerkabuğunun bir bölümünün asal durumunu yitirerek alçalması.

İngilizce'de Çökme ne demek? Çökme ingilizcesi nedir?:

collapse, subsidence

Almanca'da Çökme ne demek?:

affaissement

Osmanlıca Çökme ne demek? Çökme Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

inhidam, inhitat

Çökme kısaca anlamı, tanımı:

Çökmek : Son bulmak, yıkılıp dağılmak. Çömelmek. Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak. Yoğun bir biçimde duymak. Oturmak, birdenbire oturmak. Sarsılıp dinçliğini yitirmek. Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak. Tortu dibe inmek. Sis, duman vb. inerek kaplamak. Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak. Basmak, yayılmak. Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak.

Acısı içine çökmek : Kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek. bir şeyin acısını derinden duymak.

Avurtları çökmek : Çok zayıfladığı yüzünden belli olmak.

Beli çökmek : Kamburlaşmak.

Diz çökmek : Dize gelmek. dizlerini yere koyarak oturmak.

Diz üstü çökmek : Dizleri yere gelecek biçimde eğilmek veya oturmak.

Durgunluk çökmek : Sessiz, sakin duruma girmek.

 

Gönlü çökmek : Yaşama gücü azalmak, ruhsal dengesi bozulmak.

Hüzün çökmek : Hüzünlenmek.

İçine baygınlıklar çökmek : Sıkıntı, fenalık basmak.

İçine hüzün çökmek : Kederlenmeye, hüzünlenmeye başlamak.

İçine kuşku çökmek : İçten içe şüphesi yoğunlaşmak.

Issızlık çökmek : Issız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak.

Ölüm sessizliği çökmek : Yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak.

Omuzları çökmek : Bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.

Rehavet çökmek : Gevşeklik, ağırlık duymak ve uyumak istemek.

Tavan başına çökmek : Beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak.

Üzerine çökmek : Duygu, durum vb. bastırmak, kaplamak.

Yakasına çökmek : Zorlamak, baskı yapmak.

Yüreğine çökmek : Derinden ızdırap duymak.

Kısım : Bir cinsten veya meslekten olanların tümü. Kol. Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim.

Alçalma : Gelgitte denizin alçalması, cezir. Düşkünlük, zül, mezellet. Toprağın çöküp oturması. Alçalmak işi, inme.

Boya : Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Yazmak için kullanılan mürekkep. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya. Aldatıcı görünüş.

Pigment : Boyar madde.

Dolgu : Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme. Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde. Bu işlemin sonucu. Toprak doldurma işlemi.

Madde : Bir cismi oluşturan öge, öz. Molekül. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Duyularla algılanabilen nesne. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri.

 

Zaman : Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Dönem, devir. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Belirlenmiş olan an. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Çağ, mevsim. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram.

Çökme depremi : Yeraltındaki boşluklar üzerinde, örtünün dayanıklılığını yitirmesiyle oluşan deprem.

Çökme kırığı : Kafatası ve leğen kemiklerinde görülen içe doğru çökme kırığı, impresyon kırığı, enfonsement kırık.

Çökmen : Kazma.

Çökmen çıkarık : Tahterevalliye benzeyen, yalnız iki ucuna binince dönen, bir çeşit çocuk oyuncağı.

Çökme ile ilgili Cümleler

  • Yanan bina çökmek üzereydi.
  • Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.
  • Onun sağlığı çökmeye başladı.
  • Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
  • Zayıf temeller evin çökmesine yol açtı.
  • Karanlık çökmeden Boston'a gideyim.
  • Karanlık çökmeden dönmüş ol.

Diğer dillerde Çökme anlamı nedir?

İngilizce'de Çökme ne demek? : adj. crack-up

n. collapse, decline, downfall, depression, dent, dip, sag, slump, subsidence

Fransızca'da Çökme : effondrement [le], affaissement [le], écroulement [le], dépression [la]

Almanca'da Çökme : n. Einbruch, Einfall, Einsturz, Niedergang, Sturz, Untergang, Verfall, Zusammenbruch, Zusammensturz

Rusça'da Çökme : n. осадка (F), обвал (M), падение (N), провал (M), провес (M), врастание (N), фрустрация (F), упадок (M)