Çıkış nedir, Çıkış ne demek
- Çıkma işi.
- Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta.
- Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması.
- Yokuş.
- Verilen bir işaretle yarışa başlama, depar.
- Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti.
- Çıktı.
- Mezuniyet, okul bitirme.
- Beklenilmeyen bir sırada yapılmış olan sert konuşma
- Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı.
- Çıkış belgesi.
"Çıkış" ile ilgili cümle
- "Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı." - A. Kutlu
- "Kaçmayı düşündüklerinde sokağın iki çıkışının da tutulduğunu gördüler." - İ. O. Anar
Çıkış hakkında bilgiler
Çıkış, Mısır'dan Çıkış, Eksodos ya da Şemot, Tanah ve Eski Ahit'in ilk beş kitabı olan Tevrat'ın ikinci kitabı. Toplam 40 baptan oluşur. On Emir bu kitabın 20. babında yer almaktadır.
İsrailoğulları'nın Musa önderliğinde Mısır'daki kölelikten kaçışlarını, Musa'nın Kızıldeniz'i ikiye bölmesini, Kızıldeniz'i geçmelerini ve On Emir'in gelişini anlatır. Çıkış aslında bir özgürlük olarak nitelendirilir.
Çıkış ile ilgili Cümleler
- Seni okul çıkışında alacağım.
- Beni takip edin. Size buradan çıkış yolunu göstereceğim.
- Çıkış saati kaçta?
- Size çıkış yolunu göstereceğim.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
- Çıkış yolu yoktu.
- Yiyecek bir şey almak zorundaydık bu yüzden çıkışa yakın bir restoranda durduk.
- Başka bir çıkış yolu olmalı.
- Çıkış yok.
- Sana çıkış yolunu göstereyim.
- Çıkış yapmak istiyorum. Hesabımı çıkarır mısınız?
- Çıkış var.
- Çıkış nerede?
- Yol çok inişli çıkışlıydı.
Çıkış kısaca anlamı, tanımı:
Çıkış almak : Çıktı almak. işten ayrılmak. çıkış belgesi almak.
Çıkış vermek : Belge düzenleyip işine son vermek.
Çıkış yapmak : Uçak herhangi bir görevle havalanmak. bir tartışmada, karşı düşüncede olanları alt etmek için sert davranışta bulunmak.
Çıkış belgesi : Bir malın ülke dışına çıkarılma iznini gösteren belge. Bir kimsenin bir okulu bitirdiğini göstermek için geçici olarak verilen belge, çıkış.
Çıkış çizgisi : Yarışa başlangıç olarak belirlenen beyaz çizgi.
Çıkış hakemi : Yarışa başlama işaretini veren görevli.
Çıkış işlemi : Konaklama yerlerinden ayrılırken yapılmış olan işlem.
Çıkış kapısı : Yapılarda dışarı çıkmayı sağlayan kapı.
Çıkış noktası : Bir şeye başlanılan yer.
Çıkış takozu : Kısa mesafeli hız koşularında, sporcuların dizlerini yere dayadıktan sonra ayaklarını bastırıp itme gücü sağlamak ve hız kazanmak amacıyla kullandıkları özel araç.
Çıkış tüneli : Soyunma odalarından sahaya güven içinde giriş çıkışı sağlayan kapalı geçit.
Çıkış yeri : Yarışa başlama noktası. Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta.
Çıkış yolu : Çözüm.
Durmalı çıkış : Bisiklet yarışlarında bir yardımcının kol itişiyle yapılmış olan çıkış.
İniş çıkış : Engebe.
Gemi çıkışı : Gerekli işlemler yapıldıktan sonra gemi limanı terk etmek.
Kafa çıkışı : Futbolda havadan gelen topa kafa vurmak için yükselme.
Yangın çıkışı : Yangından kaçmak için binalara yapılmış olan çıkış kapısı veya merdiveni.
Çıkışamamak : Boy ölçüşememek, eşit derecede olmamak.
Çıkışlı : Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun.
Çıkışma : Çıkışmak işi.
Çıkışmak : Yeter olmak, yetmek. Bir kimseye hoşa gitmeyen bir davranışından dolayı sert sözler söylemek, azarlamak.
Çıkıştırmak : Bir şeyi gereken miktara ulaştırmak.
İnişli çıkışlı : Hem inişi hem çıkışı olan (yol), inişli yokuşlu.
Para çıkışmamak : Para yetişmemek.
Çıkma : Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon. Eski, kullanılmış. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, çıkıntı, derkenar. Desteklemek amacıyla verilen para. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak. Çıkmak işi. Çıkmış.
Çıkmak : Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Vermeye katlanmak. Harcamak zorunda kalmak. Gerçekleşmek. Yetişecek ölçüde olmak. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Yayılmak. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Bitmek, büyümek, sürmek. Olmak, bulunmak, var olmak. Unutmak. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Erişmek, görmek. Verilmek. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Bulaşmak. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Yayımlanmak. İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Gelmek. Görünür veya belli bir durumda bulunmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Flört etmek. Büyük abdest bozmak. Oluşmak, olmak. Eksilmek. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Belirmek, tanınmak. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Yapılmak, yürümek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Giderilmek, yok olmak. Binaya kat eklemek. Yerinden oynamak. Sıyrılmak, ayrılmak. Ay, Güneş görünmek. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Karaya ayak basmak. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Sesini yükseltmek. Yeni yetişip satışa sunulmak. Ay veya mevsim geçmek. Yayılmak, duyulmak. Piyasaya sürülmek. Meydana gelmek. Yükselmek, artmak.
Nokta : Orta nokta. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Nöbetçi bulunan yer. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Sınır, derece, radde. Yer. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
Yokuş : Aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen eğimli yer, iniş karşıtı.
Güreş : Belli kurallar içinde, güç kullanarak iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması.
Cazgır : Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse. Fitneci.
Pehlivan : Boylu boslu ve güçlü kimse. Güreşçi.
Ahit : Devir, zaman. Antlaşma. Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant.
Mezuniyet : Okulu bitirme. İzinli olma durumu. Yetki.
Okul : Ekol. Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep. Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü.
Bitirme : Bitirmek işi.
Çıkış : Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta. Mezuniyet, okul bitirme. Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı. Verilen bir işaretle yarışa başlama, depar. Beklenilmeyen bir sırada yapılmış olan sert konuşma. Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti. Yokuş. Çıktı. Çıkma işi. Çıkış belgesi. Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması.
Çıktı : Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi, çıkış. Artık. Mezuniyet belgesi. Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı.
Çıkış bildirgesi : Mal çıkışlarında kullanılan gümrük bildirgesi, a. bk. bildirge.
Çıkış bölmesi : 1500 metreye dek yapılan koşularda, çıkış çizgisi gerisinden yarışa başlanılan bölüm.
Çıkış çelisi : Bir çevirecin yüke gösterdiği dalga direnci,
Çıkış denetim çizelgesi : Çıkış yargıcısınca hazırlanıp, yarışa başlayan koşucuların kimliklerini ve taşıdıkları yarış numaralarını gösteren çizelge. Varışta, koşucuların denetim bakımından bu çizelgeyi imzalamaları zorunludur.
Çıkış dozu : Vücuttan çıkan ışınım demetinin çıkış yüzeyine bıraktığı soğrulmuş doz.
Çıkış düğüm noktası : (astronomi)
Çıkış düğümü : Ay'ın yer çevresinde çizdiği yörüngenin, tutulma-düzlemini güneyden kuzeye çıkarken deldiği nokta.
Çıkış ekseni : Orta eksen.
Çıkış etmemek : Kazanç sağlayamamak, kâr etmemek
Çıkış gerilimi : (fizik)
Diğer dillerde Çıkış anlamı nedir?
İngilizce'de Çıkış ne demek? : adj. starting
n. exit, out, way out, outlet, outrun, checkout, rising, boom, start, up, ascent, egress, hit, issue, sortie
v. scold, blister, upbraid, jump on, slap, chide, inveigh, round on, snap, take to task
Fransızca'da Çıkış : sortie [la], issue [la], avènement [le], émersion [la]
Almanca'da Çıkış : n. Anstieg, Aufstieg, Auslass, Ausreise, Start, Weggang
Rusça'da Çıkış : n. выход (M), выезд (M), восход (M), восхождение (N), старт (M), высадка (F), вылазка (F)
adj. выпускной
Bu kısımda Çıkış nedir? Çıkış ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çıkış tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çıkış hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.