Çeşme nedir, Çeşme ne demek

Çeşme; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de özel olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar
  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

"Çeşme" ile ilgili cümle

  • "Çeşmeler yaptırdım sular içmeye / Kavlükarar ettim alıp kaçmaya" - Halk türküsü

Yerel Türkçe anlamı:

Yüznumara.

Pınar

Körükten ocağa hava gönderen ince boru: Körüğün çeşmesi kırıldı.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Körükten ocağa gelen borunun ucundaki demir. (*Bor -Niğde)

Körükten gelen havayı ocağa ulaştıran boru.

Çeşme hakkında bilgiler

Çeşme, borularla gelen suyun bir oluk ya da musluktan aktığı düzenek. Evin mutfak, banyo, tuvalet gibi kısımlarında bulunduğu gibi umumi çeşmeler de vardır. Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılmış olan çeşmelerin yanı sıra bazen mahalle, köy meydanı, yayla vb. gibi ortak yaşam alanlarında da bulunur.

Farsça kökenli gözyaşı anlamına gelen çeşm kelimesinden türemiştir.

Osmanlı kentinin fiziki yapısında çeşmeler önemli bir yere sahiptir. Kentte hemen her mahallede en az bir çeşmenin bulunması gerekiyordu. Mahalle dokusunun oluşumunda ve gelişiminde çeşmeler belirleyici unsurlardan birisidir. Çoğunlukla düz kenar ve saçak silmeleriyle kuşatılan çeşme cepheleri, sâde görünümlü, düz-masif tasarımlara sahiptir. Sokak çeşmeleri tek, iki ve üç cepheli tasarımlar sergilerler. Mevcut çeşmeler arasında; bağımsız, bir duvarın yüzeyine ya da iki sokağın kesiştiği köşeye yerleştirilmiş örnekler bulunmaktadır. Çeşmelerin büyük bir bölümünde su haznesi bulunmaktadır.

 

Selçuklu ve Osmanlı devri yapılarında; taş, mermer, tuğla, kiremit, kerpiç, alçı, harç, ahşap, demir ve kurşun türündeki yapı malzemeleri kullanılmıştır. Günümüzde ise daha çok demir, paslanmaz çelik, pirinç ve daha değişik metaller kullanılmaktadır. Kulplu, kulpsuz vb. gibi farklı tasarımları mevcuttur.

Çeşme ile ilgili Cümleler

  • Çeşmenin önünde duran küçük bir erkek grubu vardı.
  • Çeşmeye gidebilir miyim?
  • Kentin ortasında bir çeşme var.
  • İnsanlar Gençlik Çeşmesini arıyorlar.
  • Asla çeşme suyu içmeyin.
  • Çeşme çok renkli ışıklarla aydınlatılıyor.
  • Parktaki çeşmenin etrafında koştuk.
  • Çeşme orada.
  • İnsanlar çeşmenin suyunun kirli olmasından acı çekiyorlar.
  • Genellikle maden suyu çeşme suyundan pahalıdır.
  • Çeşmelerden sular akıyor.
  • Bahçemde bir çeşme yapmak istiyorum.

Çeşme tanımı, anlamı:

Genel : Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir genelleme sonucunda elde edilen. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan.

Kenar : Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer. Yan. Bir şeyi çevreleyen çizgi. Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka. Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri. Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.

 

Herkes : İnsanların bütünü, cümle âlem.

Yararlanma : Yararlanmak işi, faydalanma.

Boru : Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir. Borazan.

Oluk : Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru. Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru. Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.

Musluk : El yıkamaya yarayan yer, lavabo. Takıldığı boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet.

Çeşmeye gitse çeşme kuruyacak : Çok talihsiz kimseler için söylenen bir söz.

Çeşme başı : Çeşmenin etrafı.

Kuru çeşme : Suyu çekilmiş çeşme.

Beylik çeşmesinden su içme : "resmî işlerde dikkatli olmak gerekir" anlamında kullanılan bir söz.

İki gözü iki çeşme : Sürekli ağlar durumda. sürekli ağlayan.

İki gözü iki çeşme ağlamak : Sürekli veya çok ağlamak.

Irmak kenarına çeşme yapılmaz : "zaten var olan ve herkesin işine yarayıp artan şeyin yanına aynı işi görmek üzere bir de daha zayıfını eklemek boşuna yorulmaktır" anlamında kullanılan bir söz.

Keçinin uyuzu çeşmenin gözünden su içer : "değersiz kişiler kendilerini değerli ve en güzel şeye layık görürler" anlamında kullanılan bir söz.

Yalak : Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne. Boşboğaz, söz taşıyan. Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap. Buz yalağı.

Hazine : Kaynak. Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet. Devlet malı veya parası. Değerli bir şeyin çok bulunduğu yer. Devlet malının veya parasının saklandığı yer. Değerli şeylerin saklandığı yer. Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse. Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü. Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam.

Pınar : Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba. Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak. Çeşme.

İzmir : Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Düzenek : Mekanizma.

Mutfak : Yiyecek kültürünün tamamı. Yemek pişirilen yer, aş damı.

Bağlı : Sınırlanmış, sınırlı. Kapatılmış olan, kapalı. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir bağ ile tutturulmuş olan. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan.

Biri : Bilinmeyen bir kimse. Bir tanesi.

Çeşme koyunu : Sakız koyunu.

Çeşmealtı : Çanakkale şehrinde, Gümüşçay bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çeşmebaşı : Denizli ili, Akköy belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

Çeşmecik : Konya kenti, Kadınhanı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Çeşmek : Ağaç dalı. Meyvaların dallarına tutunduğu sap. Düğümü çözmek. Şimşek. Karaçalı denilen dikenli bir otun tohumu.

Çeşmek alayı : Şimşek çakmasıyla meydana gelen aydınlık.

Çeşmekolu : Kırklareli ilinde, Lüleburgaz belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

Çeşmeköy : Antalya ili, Kaş belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Aydın şehrinde, Koçarlı ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Kırıkkale ilinde, Yoğuntaş bucağına bağlı bir yer. Rize şehri, Derepazarı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Çeşmeler : Trabzon şehrinde, Maçka ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çeşmeli : İçel şehrinde, Elvanlı bucağına bağlı bir yer. Rize şehri, Büyükköy bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Tekirdağ ili, Marmaraereğlisi ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Tokat kenti, Erbaa ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Diğer dillerde Çeşme anlamı nedir?

İngilizce'de Çeşme ne demek? : [Çeşme] n. tap, fountain, drinking fountain, well

Fransızca'da Çeşme : fontaine [la]

Almanca'da Çeşme : n. Bronn, Brunnen, Fontäne

Rusça'da Çeşme : n. источник (M), фонтан (M)