Çelik nedir, Çelik ne demek
- Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat.
- Bir ağacı aşılamak amacıyla hazırlanmış dal.
- Bu alaşımdan yapılmış.
- Gemilerde, üzerine halat veya ip geçirip tutturmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılmış kısa değnek.
- Çocukların çelik çomak oyununda ucuna çomakla vurarak havaya kaldırdıkları iki tarafı sivri, kısa değnek.
- Kısa kesilmiş dal.
- Kök salması için yere dikilen dal.
- Zayıf fakat güçlü (vücut)
"Çelik" ile ilgili cümleler
- "Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu." - S. F. Abasıyanık
- "Süngülerini, çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar." - R. E. Ünaydın
- "Karşı tarafa uzanan bir çelik köprü hayal ediyordu suyun üzerinde." - A. Kulin
Yerel Türkçe anlamı:
Pencere.
Bir boynuzu kırık hayvan
Baston.
On kiloluk hububat ölçeği.
Hayvanın, boyunduruğa bağlandığı yer.
İğde ağacı.
Ahırlarda dışarıya gübre atmak için açılmış delik.
Direk başlığı.
Kırılan kemiğin tedavisinde kullanılan yumurta ve un karışımı madde.
Kuş yavrusu, yavru
İpek böceğine, yaprağı verildikten sonra kalan dut çalısı.
Çocuk oyunu, yapı ağacı
Altınlara yapılmış olan halka.
Düğün sahiplerinin, akrabalarına özel bir törenle yolladığı koyun, kuzu, kaz eti: Dışarda silâh sesi var, galiba çelik geliyor.
Çocukların sopa ile oynadıkları oyun: Çocuklar çelik oynadı.
Yünleri ip haline getirmeğe yarıyan ağaçtan yapılmış bir aygıt, kirman: Keziban çelik eğiriyor.
Köklü bir ağacın dipten çıkan dalını kesip, başka bir yere dikerek köklendirilmişi: Bu yıl bağda çok çelik yapıldı.
Tahta yapmak için hazırlanmış ağaç kütüğü, kereste.
Kimya'daki anlamı:
Az miktarda karbon içeren demir alaşımı. %0,15 den düşük karbon içerene yumuşak çelik, %0,15-0,3 karbon içerene orta çelik, %0,3 den fazla karbon içerene sert çelik denir.
Çelik isminin anlamı, Çelik ne demek:
Erkek ismi olarak; Su verilip sertleştirilen demir. Çok güçlü, kuvvetli. Kısa kesilmiş dal.
Bilimsel terim anlamı:
Düzgün kenarlı, esnek, çelik lama. Koyu kıvamdaki macun ve benzeri gereçleri sürmeye yarar.
Demirin, karbon ve % 2'ye değin başka öğelerle oluşturduğu yüksek dayançlı alaşımların genel adı.
Demirin, karbon ve başka elementlerle oluşturduğu, yüksek dayançlı alaşımların genel adı (Karbon % 2 değerini geçmez.)
İngilizce'de Çelik ne demek? Çelik ingilizcesi nedir?:
steel, carbon steel
Almanca'da Çelik ne demek?:
stahl
Fransızca'da Çelik ne demek?:
acier, bouture
Osmanlıca Çelik ne demek? Çelik Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
ıspatul
Çelik hakkında bilgiler
Çelik, demir elementi ile genellikle %0,2 ila %2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar. Karbon genel olarak demir'in alaşımlayıcı maddesi olsa da demir elementini alaşımlamada magnezyum, krom, vanadyum ve volfram gibi farklı elementler de kullanılabilir. Karbon ve diğer elementler demir atomundaki kristal kafeslerin kayarak birbirini geçmesini engelleyerek sertleşme aracı rolü üstlenirler. Alaşıyımlayıcı elementlerin, çelik içerisindeki, değişen miktarları ve mevcut bulundukları formlar (çözünen elementler, çökelti evresi) oluşan çelikte sertlik, süneklilik ve gerilme noktası gibi özellikleri kontrol eder. Karbon miktarı yüksek olan çelikler demirden daha sert ve güçlü olmasına rağmen daha az sünektirler.
Yüksek karbon içeren alaşımlar, düşük erime noktaları ve dökme kabiliyetleri nedeniyle dökme demir olarak bilinirler. Çelik ayrıca az miktarda karbon içeren fakat demir cüruflarını da kapsayan dövme demir olarak da ayırt edilir. İki ayırt edici faktör de çeliklerin pas önleyiciliklerini artırır ve daha iyi kaynaklanabilirlik sağlar.
Her ne kadar Rönesans'tan uzun süre önceleri çelik çeşitli etkisiz metotlarla üretilmişse de 17. yüzyılda icat edilen daha etkili üretimlerden sonra kullanımı yaygın bir hâl aldı. 19. yüzyılın ortalarında Bessemer değiştirgeci'nin icadıyla çelik pahalı olmayan seri üretim materyali olmaya başladı. İlerleme sürecinde ilave edilen temel oksijen ile çelik yapımı gibi mükemmelleştirmeler üretimin maliyetini düşürürken metalin kalitesini arttırdı. Günümüzde, her yıl 1300 milyon ton üretimi ile, çelik dünyada en çok kullanılan ortak malzemelerden birisidir. Binalarda, altyapı üretiminde, aletlerde, gemilerde, otomobillerde, makinelerde, aksesuarlarda ve silahlarda ana malzemedir. Modern çelik çeşitli standartlar kuruluşları tarafından çeşitli özelliklerine göre sınıflandırılır.
Demir, birçok metal gibi, yeryüzü kabuğunda oksijen veya sülfür gibi diğer elementlerle kombine olmuş halde, sadece cevher şeklinde bulunur. Standart demirin içerdiği mineraller arasında Fe2O3 demir oksit (esmer renkte olan doğal demir oksidineden ibaret bir maden filizi) ve FeS2 pirit (budala altını) vardır. Demir, oksijenin uzaklaştırılması ve cevherin kimyasal açıdan tercih edilen eşi karbon ile birleştirilmesi ile cevherden çekilir. Bu süreç, ilk olarak kalay (yaklaşık olarak erime noktası 250 °C (482 °F)) ve bakır (yaklaşık olarak erime noktası 1.000 °C (1,830 °F)) gibi erime noktası düşük metallerde tatbiki yapılmış ve madeni tasfiye etme işlemi olarak bilinmektedir. Karşılaştırma yapılırsa dökme demirin yaklaşık olarak 1.370 °C (2,500 °F) civarında eridiği görülür.Bütün bu sıcaklıklara Bronz Çağı'ndan bu yana uygulanan eski metotlarla ulaşmak mümkündür. Oksijen oranının kendi kendini hızlıca 800 °C nin civarına yükseltmesinden beri, madenin tasfiyesi işleminin düşük oksijen ortamında yer alması önemlidir.Bakır ve Kalaya benzemeyen sıvı demir Karbonu kolayca çözer. Maden tasfiye işlemi çelik adı verilen yüksek Karbon içeren alaşım pik demir olarak sonuçlanır. Fazla gelen Karbon ve diğer katkı maddeleri bir sonraki basamakta uzaklaştırılır.
Çelik ile ilgili Cümleler
- Çelik üretiminin bu yıl 100 milyon tona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
- Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.
- O, çelik fabrikasını satın aldı.
- Çelik hakkında önemli bir kalite onun gücüdür.
- Çelik gibi bir iradesi var.
- Çelik üretiminin bu yıl 100 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor.
- Kimler çelik yelek giyiyor?
- Bu şehir çelik sanayiinin merkezi.
- Bir tahmine göre, çelik üretimi bu yıl 100 milyon tonu bulacak.
- Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- Nehrin yanında bir çelik fabrikası var.
- Ah canım çelik halat mı koptu, kafana düşeydi ya metaller.
- Çelik tuzakları yasadışıdır.
- Çelik sivil inşaatta yaygın olarak kullanılan bir malzeme.
Çelik anlamı, tanımı:
Sert : Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde. Güçlü kuvvetli. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan. Gönül kırıcı, katı, ters. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Titizlikle uygulanan, sıkı. Hırçın, öfkeli, hiddetli.
Miktar : Ölçü. Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik.
Karbon : Atom numarası 6, atom ağırlığı 12 olan, doğada elmas, grafit gibi billurlaşmış veya maden kömürü, linyit, antrasit gibi şekilsiz olarak bulunan, canlı varlıkların aslını oluşturan ve yandıktan sonra kömür durumuna geçen element (simgesi C).
Demir : Bu elementten yapılmış parça. Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe). Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça. Bu elementten yapılmış. Çıpa. Güçlü, kuvvetli, sert.
Alaşım : Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita.
Fakat : Ancak, ama, lakin.
Güçlü : Gücü olan, kuvvetli, yavuz. Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu. Nitelikleri ile etki yaratan, etkili. Şiddeti çok olan.
Taraf : Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Yöre, yer. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Yön, yan, doğrultu. Bir şeyin belli bölümü, kısmı.
Gemi : Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.
Metal : Bu maddeden yapılmış. Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı. Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde.
Çeliğe su vermek : Çeliği özel bir biçimde hızla soğutarak daha çok sertleşmesini sağlamak.
Çelik başlık : Hafif piyade silahlarının, havan ve top mermi parçalarının etkilerine karşı başı korumak için giyilen özel başlık.
Çelik çember : Balya, eşya, yük vb. sarılıp ambalajlanmasında kullanılan dar, çelik şerit.
Çelik halat : Çelikten yapılan, asma köprü ayaklarını birbirine bağlayan, trol ağını denizde çekmeye yarayan halat.
Çelikhane : Çelik elde edilen fabrika.
Çelik kalemi : Her türlü metal, tahta ve taşları kesme, oyma ve yontma işlerinde çekiçle vurarak kullanılan, çelikten yapılmış, keskin uçlu alet.
Çelik kapı : Genellikle çerçevesi ve içi çelikten, dış yüzeyi ahşaptan yapılmış olan kapı.
Çelik kasa : Kıymetli eşyayı ve parayı saklamak için çelikten yapılmış olan kasa.
Çelik macunu : Yağ, vernik, dolgu ve renk gereçlerinden hazırlanan boya astarı.
Çelik metre : Üzerinde ölçü birimleri işaretlenmiş, küçük bir kutuya girebilen, ince çelik metalden yapılmış ölçme aracı.
Çelik pamuğu : Verniklenmiş yüzeyleri düzeltmeye veya matlaştırmaya yarayan, uzun ve keskin kenarlı, çelik tel tomarı.
Çelik yakalı : Üretim sürecinde kullanılan robot.
Çelik yelek : Özel alaşım ve maddelerle kurşun geçirmeyecek bir biçimde yapılmış üst giysisi.
Hasır çelik : İnşaatlarda düz yüzeylere atılacak betonun içine konulan, hasır biçiminde örülmüş malzeme, hasır demir.
Nervürlü çelik : Direnci artıran, üzerinde çıkıntılar bulunan, dişli demir çubuk, nervürlü demir.
Paslanmaz çelik : Paslanmaya karşı özel olarak dayanıklılığı sağlanmış olan çelik türü.
Çelik çomak : Çocukların, çomakla çeliğe vurarak oynadıkları oyun.
Çelikhan : Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri.
Çelikleme : Çeliklemek işi.
Çeliklemek : Çelik dikerek ağaç yetiştirmek.
Çelikleşmek : Çelik durumuna gelmek. Güçlenmek, güç kazanmak.
Çelikleştirmek : Güçlendirmek, güç kazandırmak. Çelik durumuna getirmek.
Çelikli : Çeliği olan, çelik içeren. Çelikle kaplı.
Çeliksi : Çeliğe benzeyen, çeliği andıran, çelik gibi.
Esnek : Değişik yorumlara elverişli. Görüş ve tutumlarında katı olmayan. Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastik, elastiki.
Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
Getiri : Kazanç. Yarar. Faiz.
Birleşim : Döllenmek için erkekle dişi hayvanın bir araya gelmesi. Birleşme işi. Bir meclisin bir gün içindeki toplanmaları, inikat.
Polat : Çelik.
Zayıf : Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan. Önemli, güvenilir olmayan. Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan). Başarısızlığı gösteren not. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan. Çok az. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan.
Çocuklar : "arkadaşlar!" anlamında kullanılan bir seslenme sözü.
Element : Kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde.
Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.
Kısa : Kısa olan şey. Ayrıntısı çok olmayan. Az süren, uzun olmayan. Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı. Kısaca, kısaltarak.
Dal : Branş. Arka, sırt. Kol. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube. Boyun, ense. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. Omuz. Çıplak, yalın.
Çelik boru : Çelikten yapılmış boru. Çelikten yapılmış boru.
Çelik çelmek : Başını örtüyle sarmak.
Çelik çözümleme : Çeliğin bileşimini saptamak için yapılan kimyasal çözümleme işlemi.
Çelik çubuk : Mühendislik uygulamalarında, işlenmeğe hazır çelikten yapılmış çubuk.
Çelik çülük : Bölük, parça, işe yaramayan şey.
Çelik döküm : Çelikten yapılmış döküm.
Çelik dökümü : Erimiş çelikleri, kalıplara dökme işlemi.
Çelik eritme : Çelik yapmak ereğiyle, uygun fırın ya da ocaklarda yapılan eritme işlemi.
Çelik içyapısı : Parlatma ve dağlama île belirlenip, gözetleçli inceleme sonucu görülen, çeliğin tane, çökelti ve fazları ile kristal kusurlarının tümü.
Çelik iplik : İplik biçiminde çekilmiş, çok küçük çaplı çelik tel.
Diğer dillerde Çelik anlamı nedir?
İngilizce'de Çelik ne demek? : adj. steel, steely
n. steel, fid, cutting
Fransızca'da Çelik : acier [le]; (tar
Almanca'da Çelik : n. Stahl
Rusça'da Çelik : n. черенок (M), сталь (F)
adj. стальной, железный, сталелитейный, твердокаменный
Bu kısımda Çelik nedir? Çelik ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çelik tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çelik hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.