Çember nedir, Çember ne demek
Çember; bir matematik terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.
- Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri.
- Yazma, yemeni, başörtüsü.
- Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka.
- Aşılması, çözümü güç durum.
- Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak
- Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi.
- Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak.
"Çember" ile ilgili cümle
- "Çemberimde gül oya / Gülmedim doya doya" - Halk türküsü
- "Kalbur çemberi."
Yerel Türkçe anlamı:
Siyah kadın yazması
Çoban köpeklerinin boynuna takılan mahmuzlu demir, tasma.
Pulluğa bağlı olan boyunduruğun alt parçası.
Oda bölmelerinde kiriş altına konulan direk.
Kadın başörtüsü, yemeni, yazma: Fatmanın çemberi düşmüş.
Oniki telli çalgı.
Çerçeve: Bu levhaya bir çember ister.
Çember, yuvarlak
Çember; siyah, kadın yazması
Araba tekerleklerine takılan demir: Arabayı çemberlettim.
Kadın başörtüsü, ak yazma.
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
Durgan bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan düzlemdeş noktaların oluşturduğu uzambiçim.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
[cember] Çevresi pullu başörtü. (Özgüney *Yalvaç -Isparta; Kuzköy *Akkuş -Ordu) [cember] : (Celiptaş *Yalvaç -Isparta; Alcılı *Delice -Ankara)
Geomteri'deki kelime anlamı:
Bir yayı ölçmek için, bir parçası olduğu çemberin kaç derecesini kapladığı araştırılır. Misal ; ABC yayı A H K M C B A çemberinin bir parçasıdır. Çemberde 360° vardır. ABC yayı, bu çemberin yalnız 45° sini kapsadığından ona 45° lik bir yay denir.
Eğri çizgilerin en önemlisi Çember dir.
Düzey üzerinde öyle bir kapalı eğridir ki üzerindeki her nokta, onun içinde bulunan ve merkez denilen bir noktadan aynı uzaklıktadır.
Bilimsel terim anlamı:
Tekerlek lastiğinin içine oturduğu oluk biçiminde metal bölüm.
Çarpma tahtasına yere koşut olarak çalkılı, üzerinde ipten ağ takılı, içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan 0.45 m. çapında demirden halka.
İngilizce'de Çember ne demek? Çember ingilizcesi nedir?:
circle, rim, ring
Osmanlıca Çember ne demek? Çember Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
muhît-i dâire
Çember hakkında bilgiler
Çember, düzlemde sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktaların kümesinin oluşturduğu yuvarlak, geometrik şekil. Çemberin çevrelediği 2 boyutlu alana daire denir.
Tanımda bahsi geçen sabit noktaya çemberin merkezi, eşit uzaklıkların her birine yarıçap, yarıçapın iki katı uzunluğa ise çap denir. Genellikle, merkez m, yarıçap r, çap ise R (Büyük r harfi) ile gösterilir. Çember üzerindeki iki noktayı birleştiren doğru parçasına ise kiriş adı verilir. Bu anlamda, merkeze göre birbirine bakışık(simetrik) olan iki noktayı birleştiren doğru parçasının uzunluğu aynı zamanda çapa eşittir.
Çember ile ilgili Cümleler
- Çember veya çemberler işte bütün mesele bu.
- Çember mi çemberler mi çizeyim?
- Üçgenin çevrel çemberinin yarıçapını bul.
- Sen izin versen de bu çemberi çizeceğim izin vermesen de.
- Bir çember çizeyim ve onu barışla yöneteyim ister misin?
- Bir çember oluşturun ve el ele tutuşun.
- Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.
- Çemberleri ben çizeyim mi? Senin izin var mı?
- Orası güvenlik çemberine alındı.
Çember anlamı, tanımı:
Merkez : Biçim, tarz. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Bir işin öğretildiği yer.
Deni : Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).
Sabit : Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan. Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan. Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış.
Nokta : Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Yer. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Sınır, derece, radde. Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Orta nokta.
Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Benzer. Aralarında ayrım olmayan. Başkası değil, yine o.
Uzaklık : Uzak olma durumu, ıraklık. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe.
Düzlem : Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı. Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevi. Ortam.
Kümes : Ufak ev. Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer.
Çevre : Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Yağlık. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi.
Çember geçirmek : Çemberle kuşatmak.
Çember içine almak : Kuşatmak.
Çemberden dönmek : Başarıya ulaşmak üzereyken olumsuz bir sonuçla karşılaşmak.
Çemberi yarmak : Bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak.
Çember kayık : Arka tarafı yuvarlak kayık.
Çember makası : Karyola ve somya imalatında kullanılacak olan çelik çemberleri kesmeye yarayan araç.
Çember sakal : Yuvarlak bir biçimde kesilmiş sakal.
Büyük çember : Bir kürenin merkezinden geçen bir düzlemde ara kesiti olan çember.
Çelik çember : Balya, eşya, yük vb. sarılıp ambalajlanmasında kullanılan dar, çelik şerit.
Düşey çember : Bir yerin düşeyini sınırlayan çember.
Bodoslama çemberi : Ağaç filikanın bodoslamasına yapılmış olan metal kaplama.
Meridyen çemberi : Meridyen düzleminin gök küresiyle ara kesiti, öğlen çemberi.
Öğlen çemberi : Meridyen çemberi.
Kalite çemberleri : Bir iş yerinde işin daha etkili ve verimli yapılabilmesi için bilgi akışının hızlanması amacıyla oluşturulan ekipler.
Çember sakallı : Çember sakalı olan (kimse).
Çemberlemek : Çemberle kuşatmak.
Çemberlenme : Çemberlenmek işi.
Çemberlenmek : Çemberle kuşatılmak. Çember durumuna gelmek.
Çemberletme : Çemberletmek işi.
Çemberletmek : Çemberlenmesini sağlamak.
Çemberli : Çemberi olan. Çember geçirilmiş olan.
Çembersel bölge : Çember ve çemberin içindeki noktaların meydana getirdiği düz yüzey.
Çembersiz : Çember geçirilmemiş olan. Çemberi olmayan.
Feleğin çemberinden geçmek : Hayatta acı tatlı günler görmüş geçirmiş olmak, olgunlaşmış, deneyim kazanmış olmak.
Kapalı : Başı örtülü (kadın). Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan. İçe dönük yaradılışta olan. Bulutlu, karanlık (hava). Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı. Geçilmez durumda olan. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. Gizli, saklı. Açık olmayan (giyecek).
Biçim : Biçme işi. Tarz. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Herhangi bir şeyin benzeri.
Getiri : Yarar. Kazanç. Faiz.
Cisim : Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey. Gövde, beden, vücut.
Çocuklar : "arkadaşlar!" anlamında kullanılan bir seslenme sözü.
Çeviri : Bir dilden başka bir dile çevrilmiş yazı veya kitap, tercüme. Bir dilden başka bir dile aktarma, çevirme, tercüme.
Tekerlek : Merkezde bulunan, bir eksenin çevresinde dönebilen çember, teker. Bu biçimde olan.
Eşit : Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi. Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse).
Yazma : Bu bezden yapılmış. Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap, yazma nüsha. Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez. Kabakulak. Yazmak işi, tahrir.
Yemeni : Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent.
Güç : Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı. Birim zamanda yapılmış olan iş. Zorlukla. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği. Bir toprağın verimlilik yeteneği. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. Sınırsız, mutlak nitelik. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli.
Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır.
Çember boynuzu : Tekerlek çemberinin lastiği kavrayan kenar çıkıntısı.
Çember çukur : Özdeksel yanardağ konisi ile soma halkası arasındaki çember yayı biçimindeki çukurluk.
Çember denklemi : ( )
Çember geçirmek : çemberle kuşatmak.
Çember görüntülük işlemi : Geniş görüntülük işlemlerinin, görüntülüğün 360 derecelik tam bir çember biçiminde olduğu en aşırı çeşidi; Circarama, Kinopanorama bunun başlıca örneklerindendir.
Çember gözenek : Gözeneklerin çember biçiminde yığılması.
Çember içine almak : kuşatmak. İlgili cümle: "İktidar muhalefet partilerini gittikçe daralan bir çember içine alıyor." Y. K. Karaosmanoğlu.
Çember kanal : Medüzlerde şemsiyenin kenarlarına paralel olarak uzanan çember biçimindeki kanal, Derisidikenlilerde su kanal sisteminin ağızın çevresini saran bölgesi.
Çember kilit halkası : Parçalı çemberlerde lastik topuğunun oturduğu, çemberle yan halka arasına sıkışan kesik halka.
Çember kirpikliler : Bir hücreli hayvanlardan, kirpikliler (Ciliata) sınıfının, gerçek kirpikliler (Euciliata) alt sınıfından, ağız alanının ön kenarlarından hücre yutağına kadar uzanan ve kirpiklerden oluşmuş üç köşeli safihacıklardan meydana gelmiş olan özel bir bölgeleri bulunan bir takımı. Borazan hayvanı (Stentor) iyi bilinen cinsidir. Bir hücreli hayvanlardan, kirpikliler (Ciliata) sınıfının, gerçek kirpikliler (Euciliata) alt sınıfından, ağız alanının ön kenarlarından hücre yutağına kadar uzanan ve kirpiklerden oluşmuş üç köşeli yapılardan meydana gelmiş özel bir bölgeleri bulunan bir takım.
Diğer dillerde Çember anlamı nedir?
İngilizce'de Çember ne demek? : n. circle, circumference, hoop, ring, bail, circuit, girth, round
Fransızca'da Çember : ceinture [la], cerceau [le], cercle [le], circonférence [la]
Almanca'da Çember : n. Felge, Kessel, Rad, Reif, Reifen, Zirkel
Rusça'da Çember : n. окружность (F), обруч (M), шина (F)
Bu kısımda Çember nedir? Çember ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çember tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çember hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.