Çift nedir, Çift ne demek
Çift; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.
- Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler).
- Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş.
- Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan.
- Küçük maşa ya da cımbız
"Çift" ile ilgili cümle örnekleri
- "Kuyumcu çifti. Saatçi çifti."
Yerel Türkçe anlamı:
Saatçilik ve matbaacılıkta kullanılan kıskaç, pens.
İki üyeli, çift
Karasaban // çift çiboh: koşum takımı; çift çubuk
Tarih'teki anlamı:
Osmanlılarda en az bir çiftlik genişliğindeki toprağı ekip biçen köylüden yılda bir kez alınan bir toprak vergisi.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
(II) bk. çüt
Matbaacılıkta, kalıba yanlış olarak konmuş harfleri alarak, yerlerine doğrularını koymağa yarayan cımbız. (-İzmir.; *Aksaray -Niğde)
Küçük kuyumcu maşası. (-Maraş)
Küçük saat parçalarını çıkarıp yerine koymakta kullanılan uçları sivri saatçi maşası. (-Bursa; *Aksaray -Niğde)
Diğer sözlük anlamları:
Eş
İngilizce'de Çift ne demek? Çift ingilizcesi nedir?:
double, even
Fransızca'da Çift ne demek?:
paire, double
Çift kısaca anlamı, tanımı:
Çift görmek : Sarhoş olmak.
Çift koşmak : Hayvanları sabana, pulluğa koşmak.
Çift sürmek : Saban, pulluk kullanarak toprağı ekilebilir duruma getirmek.
Çifte gitmek : Tarla sürmeye gitmek.
Çifte koşmak : Çift koşmak.
Çifti bozmak : Çiftçilik yapmaktan vazgeçmek.
Çift atış : Çıkış hakeminin, çıkışın yanlış olduğunu koşuculara bildirmek ve yarışı durdurmak için yaptığı iki el tabanca atışı.
Çift ayaklılar : Duyargaları sekiz eklemli, vücut halkalarında ikişer çift ayak bulunan, ıslak ve karanlık yerleri seven çok ayaklılar topluluğu.
Çift camlı : Aralarında boşluk bırakılarak takılmış iki camı bulunan (pencere).
Çift cinsellik : Kişinin beyninde bir dişi bir de erkek gizil gücün bulunması durumu.
Çift çubuk : Çiftçilik yapabilmek için gereken her türlü araç. Mal mülk, para edebilecek bütün varlıklar.
Çift dalma : Ayakta güreşirken beklenmeyen bir atılımla karşısındakinin iki ayağını birden kapma.
Çift desimetre : Üzerinde 20 santimetrelik bölüntüler bulunan ölçü cetveli.
Çift dikiş : Birbirlerinden geçen iki sıra düz dikiş. Bir sınıfta iki yıl üst üste okuma, çifte dikiş.
Çift direkli : İki direkli küçük yelkenli.
Çift dirsek : Boruya 180 derecelik dönüş veren dirsek.
Çift dişliler : Omurgalılardan, üst çenedeki bir çift kemirmeye yarayan kesici dişin arasında bir çift daha küçük dişleri bulunan kemiriciler takımının bir alt takımı.
Çift kağıtlı : İki sigara kâğıdına sarılmış esrar.
Çift kanatlılar : Sinekler gibi iki kanadı olan ve emici ağızları bulunan böcekler takımı, iki kanatlılar.
Çift kapı : Üst üste kapanan veya birbirine vidalanarak kullanılan, yalıtma özelliği çok, iki katlı kapı.
Çift kişilik : İki kişiye ait olan. İki kişi için. İki kişinin kullanımına uygun.
Çift kol : Aynı yönde ilerleyen, duran veya yürüyen birliklerden ve araçlardan oluşan yan yana iki kol.
Çift küme : Birbirine çok yakın iki yıldız kümesi.
Çift motorlu : İki motorlu küçük uçak.
Çift parmaklılar : Memelilerin öküz, koyun gibi parmakları çift olan takımı, çift tırnaklılar.
Çift pencere : Yalıtkanlığı artırmak amacıyla üst üste kapanan iki kanat biçiminde yapılmış pencere.
Çift sayı : 2 ve 4, 6, 8 gibi 2'nin katı olan ve 2'ye bölünebilen tam sayı.
Çift tabanca : İşini kolaylaştırmak amacıyla gerekli olan şeyleri birden fazla bulunduran kimse.
Çiftteker : Bisiklet.
Çift tırnaklılar : Çift parmaklılar.
Çift vuruş : Kurala aykırı ancak kasıtlı olmayan bir davranış dolayısıyla topun doğrudan doğruya kaleye vurulamadığı, iki vuruşlu bir ceza türü, endirekt atış.
Çift yıldız : Birbirinin çekim etkisi altında ortak kütle merkezi çevresinde dolanan iki yıldız.
Çift yumurta ikizi : İki ayrı yumurtada döllenen ikizler.
Çift zamanı : Tarla sürme zamanı.
Bir çift : Biraz, bir iki. İki adet.
Stereoskopik çift : Stereoskopla incelemek için aynı görünüşün, farklı görüş noktalarından alınmış iki fotoğrafından oluşan bütün.
Kuvvet çifti : Birbirine paralel ters yönde ve eşit ağırlıkta iki kuvvetin oluşturduğu kuvvet takımı.
Termoelektrik çifti : Isı enerjisini doğrudan doğruya elektrik enerjisine dönüştürebilen iki metalden oluşan pil, termoelektrik pil.
Çift edersen bağlanırsın bağ edersen eğlenirsin : "bakımını iyi yaparsan bağın iyi olur, bağla uğraşmak bir eğlencedir" anlamında kullanılan bir söz.
Çift ile koyun gerisi oyun : "en zor çiftçilik, tarla sürülerek ve koyun beslenerek yapılmış olan çiftçiliktir, diğer işler eğlence gibidir" anlamında kullanılan bir söz.
Çiftçi : Geçimini toprağı ekerek sağlayan kimse.
Çiftçilik : Çiftçinin yaptığı iş.
Çiftçilik etmek : Tarımla uğraşmak, rençperlik yapmak.
Çiftçiye yağmur yolcuya kurak cümlenin muradını verecek hak : "kullar Tanrı'dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrı'dır" anlamında kullanılan bir söz.
Çifte : İkisi bir arada bulunan veya ikili. At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme. İki namlulu av tüfeği. Çift kürekli (sandal, kayık).
Çifte atmak : At, eşek arka ayakları ile vurmak. iki namlulu av tüfeğini patlatmak.
Çifte bahis : At yarışlarında üzerine bahis konulan, art arda yapılmış olan iki koşunun birincilerini tahmin etme biçiminde oynanan oyun.
Çifte çubuğa gitmek : Ekim ve biçim işleriyle uğraşmak.
Çifte demir : Geminin sert, fırtınalı havada demir atma konumunda çevreye zarar vermemesi, rüzgâr ve akıntı yüzünden geniş bir alanda çok yer kaplamaması için baştaki her iki göz demirini atma.
Çifte dikiş : Çift dikiş.
Çifte kavrulmuş : Ufak kesilmiş, iki kez kavrulmuş, sert bir lokum türü. Çok çile çekmiş (kimse). Pek pişkin (kimse). İki kez kavrulmuş (leblebi, nohut, çekirdek vb.).
Çifte kıskaç : İkili kıskaca alma durumu.
Çifte kumrular : Birbirini çok seven iki sevgili.
Çifte nağra : Birbirine bağlı küçük iki dümbelekten oluşan çalgı.
Çifte şans : Toto veya iddia oyununda karşılaşan iki takım için ikili tahminde bulunma işi.
Çifte standart : Kişiye veya duruma göre farklı davranışlarda bulunma, tutarlı olmama.
Çifte standartlı : Çifte standardı olan.
Çifte standartlık : Çifte standart olma durumu.
Çifte standartsız : Çifte standardı olmayan.
Çifte vatandaş : İki ayrı devlet vatandaşlığına sahip olan kimse.
Çifte vatandaşlık : Çifte vatandaş olma durumu.
Çifte vurmak : Çiftelemek.
Çifte yemek : Hayvanın çiftesine maruz kalmak.
Çiftehane : Kuş üretmeye yarar kafesli yer.
Çifteleme : Çiftelemek işi.
Çiftelemek : Gemi havanın sertleşmesi üzerine ikinci demirini de atmak. Hayvan arka ayaklarıyla tepmek, çifte vurmak.
Çiftelenmek : Çifte yemek.
Çifteler : Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri.
Çifteleşmek : Birbirini çiftelemek.
Çifteli : Çiftesi bulunan. Uğursuz. Çifte atan veya alnında çift sakar bulunan. Rahat durmayan, sataşkan.
Çiftetelli : Bu oyunun müziği. Göğüs ve göbek titreterek, gerdan kırarak oynanan bir oyun.
Çiftleme : Çiftlemek işi.
Çiftlemek : Dişi ile erkeği bir araya getirmek. Çift duruma getirmek, ikilemek.
Çiftlenme : Çiftlenmek işi.
Çiftlenmek : İkili duruma getirilmek.
Çiftleşme : Çiftleşmek işi.
Çiftleşmek : Bir şey tekken bir tanesinin daha katılmasıyla iki olmak. Erkek ve dişi hayvan veya bitki hücreleri döllenmek için bir araya gelmek.
Çiftleştiriş : Çiftleştirme işi.
Çiftleştirme : Çiftleştirmek işi.
Çiftleştirmek : Çift yapmak. Hayvanları çiftleşmek üzere bir araya getirmek.
Çiftlik : Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen, çalışanlarının da oturması için evler bulunan geniş toprak parçası. Niğde iline bağlı ilçelerden biri. Çift olma durumu. Kolaylıkla yarar sağlanabilen yer.
Çiftlik kahyası : Çiftlik işlerini yöneten kimse.
Çiftlik kebabı : Soğan ve biberle kavrulan kuzu etinin çeşitli baharat karıştırılarak kendi suyunda pişirilmesiyle yapılmış olan bir kebap türü.
Çiftlik mantısı : Sertçe yoğrulmuş ceviz iriliğindeki hamur parçalarının çay tabağı büyüklüğünde açılmasından sonra içine kıyma, soğan, pazı, havuç, tuz ve karabiber konup tavada pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek türü.
Çiftlikköy : Yalova iline bağlı ilçelerden biri.
Çifttekerci : Bisikletçi.
Çifttekercilik : Bisikletçilik.
Babasının çiftliği : Bir malı veya kuruluşu yalnızca kendi çıkarlarına araç yapanlar için kullanılan bir söz.
Bahriye çiftetellisi : Hareketli bir halk oyunu ve ezgisi.
Bir çift lakırtı etmek : Kısa konuşmak.
Bir çift sözü olmak : Söyleyecek bir şeyleri bulunmak.
Cevizi çift görmeden taş atmamak : İşi sağlama almadan yapmamak.
Eşeğe cilve yap demişler çifte atmış : "kaba ve ahmak kişinin hoşa gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve incitici olur" anlamında kullanılan bir söz.
İki çift laf etmek : Birkaç söz söylemek. bir araya gelerek sohbet etmek.
Tamam : Bütün, tüm. Yanlış ve yalan olmayan, doğru. Evet. Tamamlanmış, bitmiş. Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz. Eksiksiz.
Erkek : Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Yetişkin adam, bay, er kişi. Sözüne güvenilir, mert. Sert, kolay bükülmez. Koca. Sperma oluşturan organizma.
Sürmek : Yönetip yürütmek, sevk etmek. Dokundurmak, değdirmek. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek. Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak. Uzatmak, ileri doğru itmek. Olmaya devam etmek. Zaman almak. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek. Önüne katıp götürmek. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak. Zaman geçmek. Pulluk veya sabanla toprağı işlemek. Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak. Devam etmek. Herhangi bir durum içinde bulunmak.
Birlik : Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bölünmezliği içeren yalın bütün.
Koşul : Bir antlaşmada belirlenen hükümlerden her biri. Şart.
Hayvan : Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).
Küçük : Küçük abdest. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Niteliği aşağı olan, bayağı. Yaşı daha az olan. Kısık, parlak olmayan (ses). Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse.
Maşa : İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı. Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm. Düz duruşlu yer, düzlek yapı. Bu mobilya etrafında oturanların tümü. Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya.
Veya : Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz. Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut.
Cımbız : Kıl vb. ince şeyleri tutmak veya çekmek için kullanılan küçük maşa. Özellikle dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp vb. maddeleri temizlemekte kullanılan el aracı.
Çift 16 : İşlemelik ve basımda kullanılan, 16 mm'lik filmlerdeki çeşitten delikleri olan bir film çeşidi. (Çok sayıda eşlem çıkarmakta kullanılan çift 16, işleme ve basımdan sonra uzunlamasına ortadan ikiye kesilince 16 mm'lik iki eşlem elde edilir).
Çift 8 : 8 mm'lik bir film çeşidi. (Bu film, iki 8 mm'lik filmin 16 mm'lik film biçiminde yapılmışıdır; fakat delik aralıkları olağan 8 mm'lik filmdeki gibidir. Alıcıda önce bir yarısı kullanılır, makaranın yeri değiştirilerek ikinci yarıya geçilir. Bu 16 mm'lik film işlemelikte işlendikten sonra uzunlamasına ortadan ikiye kesilir ve 8 mm'lik tek kuşak elde edilir).
Çift adıllı pekiştirme : Sözün, art arda iki adıl kullanma yoluyla pekiştirilmesi. Ör. : Siz kendiniz söylediniz...
Çift ağız anahtarı : Somunların sökülüp takılmasında kullanılan iki ağızlı, ayarlanabilir anahtar.
Çift akciğerliler : (Yun. dis: iki; pneuma: hava) Balıklar (Pisces) sınıfının, akciğerli balıklar (Dipnoi) takımından, akciğerleri çift hâlde, solungaçları körelmiş, yüzgeçleri dar olan türlere sahip bir alt takım. Akciğerli balıklardan, akciğerleri çift hâlde, solungaçları körelmiş, çift yüzgeçleri dar olan türlere sahip bir alt takım.
Çift akçası : Eskiden alınan tarım vergisi
Çift arkus aorta : Dördüncü sağ arkus ana atardamarın kapanmaması sonucu çift ana atardamar bulunması.
Çift ayak : Bir Urfa oyunu.
Çift bağ : İki öğecik arası eksicik çifti bağı. Karşılıklı bir çifti sağlam . bağı, öbür çifti ise güçsüz pi bağı olmak üzere, iki atomun iki çift elektron üzerinden oluşturduğu bağ. İki atomun iki çift elektron üzerinden oluşturduğu biri σ, diğeri π bağı olan kimyasal bağ.
Çift borulu döşem : Gidiş ve dönüş olarak ayrı borularla yapılan ısıtma döşemi.
Çift ile ilgili Cümleler
- Onlar mutlu görünümlü bir çift.
- Ali dün bir çift siyah elbise satın aldı.
- Biz harika bir çifttik.
- Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.
- Ali bir çift lateks eldiven giydi.
- Çift balayına gitti.
- Çift ayrıldı, tekrar bir araya gelmemek üzere.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
- Ali bir çift siyah deri ayakkabı satın aldı.
- Çift, evlerini dekore etmek için çok para harcadı.
- Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.
- Çift baş harflerini meşe ağacına kazıdı.
- Çift el ele yürüyor.
- Ben Tom'un yeni bir çift ayakkabı giydiğini fark ettim.
Diğer dillerde Çift anlamı nedir?
İngilizce'de Çift ne demek? : adj. even, dual, double, duplicate, binary, twin, duple, conjugate, geminate
adv. double
n. couple, pair, double, brace, yoke, duet, dyad
Fransızca'da Çift : pair, bipartite, double
Almanca'da Çift : n. Gespann, Paar
adj. doppelt, paar, paarig
Rusça'da Çift : n. пара (F), чета (F), парочка (F), щипчики (PL), пинцет (M), диада (F)
adj. парный, двойной, спаренный, двойственный
Bu kısımda Çift nedir? Çift ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çift tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çift hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.