Çoğulcu etik nedir, Çoğulcu etik ne demek

Çoğulcu etik; Veteriner alanında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Gerçekten ve özü itibarıyla değerli olan, dostluk, aşk, paylaşma ve yardımseverlik türünden birçok iyinin bulunduğunu, insanın tek bir iyinin peşinde gitmek yerine, birçok iyinin peşine düşmesi, olabildiğince çok iyiden pay alması gerektiğini savunan etik görüş.

Çoğulcu etik kısaca anlamı, tanımı

Çoğu : Bir şeyin büyük bölümü. Çok kimse

Çoğul : Çokluk, teklik karşıtı: Ordular. Geldik.

Çoğulcu : Çoğulculukla ilgili olan (kimse veya görüş), plüralist. Çoğulculuk yanlısı olan, plüralist.

Etik : Töre bilimi. Ahlaki, ahlakla ilgili. Etik bilimi. Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü.

Yardımseverlik : Hayırseverlik.

Olabildiğince : Olabildiği kadar. Olduğu kadar. Yeterince.

Yardımsever : Hayırsever.

İtibarıyla : -den sayılmak üzere. Bakımından.

Gerçekten : Gerçek olarak, cidden, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki.

Gerçekte : Aslında, tam anlamıyla, hakikatte.

Paylaşma : Paylaşmak işi.

Değerli : Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli, kıymettar.

Dostluk : Dost olma durumu. Dostça davranış.

Yardım : Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet. Etki. Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri. İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek. Bağış, iane.

 

İyiden : Tıpkı, aynı: Benim kalem iyiden senin kalem gibi yazıyor.

İtibar : Saygınlık. Borç ödemede güvenilir olma durumu, kredi.

Gitmek : Bir yere doğru yönelmek. Yeter olmak, yetmek, yetişmek. Herhangi bir durumda olmak. Ölmek. Bir yerden veya bir işten ayrılmak. Dayanmak. Değerlendirmek, saymak, karşılamak. Çıkmak, ulaşmak. Götürülmek, gönderilmek. Makine, işlemek, çalışmak. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak. Sürmek, devam etmek. Geçmek. Yürümek, yol almak. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak. Yakışmak, yaraşmak. Satılmak. Yapmak. Başvurmak, yapmak. Bir şey zarar görmüş olmak. Tüketilmek, harcanmak. Yok olmak, elden çıkmak.

Birçok : Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

Yerine : Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere. Başkasının adına. Alegori.

Diğer dillerde Çoğulcu etik anlamı nedir?

İngilizce'de Çoğulcu etik ne demek ? : pluralist ethics