Ödeme nedir, Ödeme ne demek

"Ödeme" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." - Y. Z. Ortaç

Hukuki terim anlamı:

îfâ. akça ~ : te'diye.~ arancı (dilemi) : îfâ da’vâsı.~ çağı: îfâ zamanı. ~ güçsüzlüğü: aciz. ~ güçsüzlüğü belgesi: aciz vesîkası.~ gücü olmayan: âciz. ~ günü gelmemiş: müeccel (bk. erteli).~ günü gelmiş: muaccel, ~ gününün gelmesi: muacceliyyet. ~ gününün gelmesi yazgısı : muacceliyyet kaydı. ~ uğruna edim: ifâyı istihdâf eden edâ. ~ yardımcısı: muâvin, şahıs. ~ yeri: îfâ mahalli, ~ yerine edim : îfâ makamına edâ.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Bir borcun kısmen ya da tamamen, parayla ya da aynî olarak kapatılması.

Bilimsel terim anlamı:

Gerçekleşen bir alacağın para ile ödenmesi.

Kesin sayışım. Sayışımın arıtımı.

İngilizce'de Ödeme ne demek? Ödeme ingilizcesi nedir?:

payment, redemption, discharge, liquidate, paiement

Osmanlıca Ödeme ne demek? Ödeme Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

tediye

Ödeme kısaca anlamı, tanımı:

Ödeme belgesi : Kredi kartı ile satın alınan mal veya hizmet karşılığında bankanın yetki verdiği iş yeri tarafından düzenlenen, satın alanca imzalanan, ödeme taahhüdünü gösteren belge, slip.

 

Ödeme emri : Ödemelerin yapılabilmesi için yetkili makamca verilen emir, tediye emri.

Ödeme kartı : Banka kartı.

Geri ödeme : Alınan bir borcun ödenmesi, rambursman.

Ön ödeme : Bir alacağın gerçekleşmesinden önce verilen belirli bir miktar, pey akçesi.

Yan ödeme : Bir görevliye aldığı aylık veya ücretten başka türlü sebeplerle ödenen para.

Ödem : Dokularda genellikle yüzde, ellerde, ayaklarda ve bazı iç organlarda aşırı miktarda sıvı birikmesi.

Ödemek : Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek. Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek. Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek. Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak. Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek. Bir işin, bir görevin karşılığını vermek.

Ödemeli : Değeri ödendikten sonra alıcıya verilmek şartıyla. Karşı tarafça ödenmek şartıyla edilen (telefon) veya çekilen (telgraf). Değeri ödendikten sonra alıcıya verilecek olan.

Adamak kolay ödemek zordur : "söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur" anlamında kullanılan bir söz.

Alıcı ödemeli : Taşıma ücreti alıcı tarafından ödenen (gönderi).

Bin tasa bir borç ödemez : "borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz" anlamında kullanılan bir söz.

Can borcunu ödemek : Ölmek.

Kanıyla ödemek : Yaptığının cezasını hayatıyla ödemek.

Kefaretini ödemek : Cezasını çekmek.

Ön ödemeli : Ön ödemesi olan.

Ön ödemesiz : Ön ödemesi olmayan.

Taksit ödemek : Belli zamanlarda ödeme şartlarına bağlanmış bir paranın bir bölümünü vermek.

 

Tediye : Gerçekleşen bir alacağı para ile ödeme. Para vb. bir şey verme, ödeme.

Ödeme anlaşması : İki ya da daha çok ülke arasında karşılıklı ödenecek paralara ilişkin anlaşma.

Ödeme araçları : Para, şahsi çek, posta havalesi, elektronik fon aktarımı ve banka çekleri gibi ödemelerde kullanılan araçlar.

Ödeme belgitleri : Ödemeli belgitler, tecimevi adına imzalanan belgitler ya da ödenmesi kabul edilen ödekler.

Ödeme bildirimi : Ödegin kendisine çekilmiş olduğunun ilgilisine bildirilmesi. Çekicisince ilgilisine yapılan bildirim.

Ödeme buyruğu : [Bakınız: ödeme emri] Yatırımcıların bankalara belirli bir paranın ödenmesi sağlanılmak üzere yaptıkları yazılı buyruk. Bankaların ya da tecimcilerin aralarında para ödenmesi için birbirlerine yaptıkları karşılıklı buyruklar.

Ödeme çağrısı : Çoğunlukla anamal arttırımı işlerinde paydaşlara ödeme isteminde bulunulması.

Ödeme dengesi : Bir ülkenin belirli bir dönem içinde başka ülkelere yaptığı ödemelerle, yabancı ülkelerden sağladığı paralar arasındaki denge.

Ödeme dizeyi : (Oyunlar kuramı) Oyunlar kuranımda, iki kişilik bir oyunun tüm olası sonuçları için, bir oyuncunun öteki oyuncuya ne ölçüde ödeme yapacağını gösteren dizey. ay. bk. yitim dizeyi.

Ödeme gücü : Kişinin, borçlarının tümünü karşılayabilecek ve ödeyebilecek bir yetenek ve güçte bulunması.

Ödeme gücü ilkesi : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. Kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Ödeme ile ilgili Cümleler

  • O, Tom'a iyi ödeme yapar.
  • Ödeme alıncaya kadar gitmiyorum.
  • O bize her ay ödeme yapar.
  • Ödeme çok kötü.
  • Ödeme altı kişilik bir aile için yeterli değildir.
  • Bazı faturaları ödemem gerek.
  • Ödeme yapmadan internetten müzik indirmenin yanlış olduğunu biliyorum ama ben yine de yapıyorum.
  • Ödeme çok berbat ve saatler çok uzun.
  • Ali ödünç aldığı parayı geri ödemek istiyor.
  • Yemeğimiz için ödeme yaptık ve sonra ayrıldık.
  • O her ay bize ödeme yapar.
  • Ödeme için kredi kartı kullanabilir miyim?
  • Sana geri ödemek için bir yol bulacağım.
  • Ödeme sırası bende mi?

Diğer dillerde Ödeme anlamı nedir?

İngilizce'de Ödeme ne demek? : [Ödem (der) ] n. oedema, swelling, inflammation

n. edema, oedema [Brit.], dropsy

n. payment, pay, payoff, disbursement, settlement, redemption, clearance, conciliation, discharge, inpayment, redress, remuneration, rendering, repayment, satisfaction

Fransızca'da Ödeme : paiement [le], payement [le], règlement [le], versement [le], acquittement [le], compensation [la], remboursement [le]

Almanca'da Ödeme : n. Anschaffung, Ausgabe, Auslage: Auslagen, Bezahlung, Tilgung, Zahlung

Rusça'da Ödeme : n. платеж (M), взнос (M), оплата (F), выплата (F), уплата (F), расплата (F), возмещение (N), расчет (M), искупление (N)

adj. платежный