In front of the cameras türkçesi In front of the cameras nedir

  • Spot ışıklarının altında.
  • Kameralar önünde.

In front of the cameras ile ilgili cümleler

English: I cannot laugh in front of the cameras.
Turkish: Kameraların önünde gülemiyorum.

In front of the cameras ingilizcede ne demek, In front of the cameras nerede nasıl kullanılır?

In : İç. İçeri. Tutulan. Mevsimi gelmiş. Da. De. Dahili. İçeri doğru yönelen. Halinde. Olarak.

Front : Önünde bulunmak. Önderlik etmek. Yönelmek. Önemli mevki. Önle ilgili. Karşı olmak. Tiyatro, jeoloji, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Önde bulunan. Çehre. Ön.

Of : -den. Nin. Karşı. Den. Yüzünden. Hakkında. -dan. -li. In. -den övünerek bahsetmek.

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

Cameras : Kameralar. Gizli. Kamera. Hakimin özel odası. Mahrem. Fotoğraf makinesi.

Bring in front of text : Metnin önüne getir.

In front : Önde. Önceden. Önden. Kafada. Başta. Önce.

Right in front of him : Hemen önünde. Tam önünde.