Insinuate türkçesi Insinuate nedir

  • Kinaye etmek.
  • Anıştırmak.
  • İma etmek.
  • Demeye getirmek.
  • Çaktırmadan kabul ettirmek.
  • Üstü kapalı söylemek.
  • Kinaye yapmak.
  • Yavaş yavaş girmek.
  • Demek istemek.
  • Kurnazca yakınlaşmak.
  • Çıtlatmak.

Insinuate ingilizcede ne demek, Insinuate nerede nasıl kullanılır?

Insinuated : Kinaye etmek. İma etmek. Demeye getirmek. Anıştırmak. Yavaş yavaş girmek. Demek istemek. Kinaye yapmak. Kurnazca yakınlaşmak. Çıtlatmak. Çaktırmadan kabul ettirmek.

Insinuates : Çıtlatmak. Kinaye yapmak. Demek istemek. Demeye getirmek. Üstü kapalı söylemek. İma etmek. Kinaye etmek. Yavaş yavaş girmek. Kurnazca yakınlaşmak. Anıştırmak.

Insinuating : Üstü kapalı. Göze girmek için yapılan. İmalı.

Insinuatingly : Üstü kapalı olarak.

Insinuation : Yağcılık. Üstü kapalı söyleme. Kinaye. Üstü kapalı (kötü) söz. Dolaylı söz. Anıştırma. Üstü kapalı söz. İma.

Insincerely : İkiyüzlü bir şekilde. Vefasızca. Riyakarca. Samimiyetsizce. Onursuz bir şekilde.

Cold water rinsing : Soğuk suda çalkalama.

Insinuations : Kinaye. İma. Yağcılık. Üstü kapalı söz. Üstü kapalı (kötü) söz. Üstü kapalı söyleme. Dolaylı söz.

Insincerities : Yapmacıklık. İçtensizlik. İki yüzlülük. İkiyüzlülük. Samimiyetsizlik.

Rinsing tank : Durulama tankı. Durulama teknesi.

 

İngilizce Insinuate Türkçe anlamı, Insinuate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Insinuate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Introduce : Takdim etmek. Tanıtmak. Ortaya çıkarmak. Tanıştırmak. Sunmak. İçeri sokmak. Başlamak. İlk kısmını oluşturmak. Getirmek. Lanse etmek.

Connotes : Ayrıca bir anlam taşımak. Akla getirmek. Delalet etmek. Anlamına gelmek. Göstermek. İfade etmek. Demeye gelmek.

Alludes : Taş atmak. Dokundurmak. Kastetmek. Zikretmek.

Connotate : İfade etmek. Anlamına gelmek. Çağrıştırmak.

Indicate : Belirtmek. Gerektirmek. Sinyal vermek. Göstermek. Bildirmek. Göstergesi olmak. Belirtisi olmak. Delalet etmek.

Connoted : Delalet etmek. Demeye gelmek. Göstermek. Anlamına gelmek. İfade etmek. Akla getirmek. Ayrıca bir anlam taşımak.

Implicate : Töhmet altında bırakmak. Sezdirmek. İçermek. İçine almak. Karıştırmak (birini olumsuz bir şeye). Bulaştırmak. Karıştırmak. İlişiği olduğunu göstermek (suç vb). Sokmak.

Intends : Azmetmek. Kararlı olmak. Tasarlamak. Niyetlenmek. Düşünmek. Niyeti olmak. Niyet etmek. Amaçlamak. Hedeflemek.

Alluded : Taş atılmış. Üstü kapalı söylenmiş. Taş atmak. Kastetmek.

Insinuate synonyms : insinuates, allegorize, implicated, adumbrates, meanest, bring in, insinuated, hint, drive at, intend, suggest, indicates, alluding, adumbrated, adumbrating, intimate, implying, intimates, intimating, purport, crack, hints, indicating, alluded to, intimated, allude to, drop a hint, mean, allegorise, meant, give somebody to understand, adumbrate, give a hint.

Insinuate ingilizce tanımı, definition of Insinuate

Insinuate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To creep, wind, or flow in. To enter gently, slowly, or imperceptibly, as into crevices. To introduce gently or slowly, as by a winding or narrow passage, or a gentle, persistent movement.