Islahat nedir, Islahat ne demek

Islahat; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Düzeltme

"Islahat" ile ilgili cümle

  • "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." - R. N. Güntekin

Tarih'teki anlamı:

Osmanlı tarihinde gerileme döneminden başlanarak zaman zaman Batı örneğine göre girişilen yenileşme ve ilerleme atılımlarına verilen ad.

Genel olarak herhangi bir kuruluşta, devlet düzeninde eskimiş ya da bozulmuş olan yanları düzeltmek.

İngilizce'de Islahat ne demek? Islahat ingilizcesi nedir?:

reform

Islahat hakkında bilgiler

İnkılâp ya da reform, toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan köklü değişiklik ve iyileştirmelerdir. İnkılâp devrimden, devrim gibi radikal ve ani olmayıp, daha yumuşak geçişler şeklinde olmasıyla ayrılır. Toplumda gerekli değişikliklerin aniden değil, reformlar yoluyla olması gerektiğini savunan görüşe reformizm (inkılâpçılık) denir.

Islahat anlamı, kısaca tanımı:

Islah : Düzeltme, iyileştirme. Bir hayvan veya bitki türünden daha iyi verim alabilmek amacıyla yapılmış olan işlem.

Islahatçı : Düzeltmeci.

Islahatçılık : Düzeltmecilik.

Düzeltme : Düzeltmek işi, tashih. Daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan değişiklik, ıslahat, reform. Düzelti.

 

Toplum : Topluluk. Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet.

Düzen : Yerleştirme, tertip. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Alet edevat takımı. Dolap, hile.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Getirmek : Bir makama atamak veya seçmek. Sağlamak. İletmek, bildirmek. Sebep olmak, ortaya çıkarmak. Erişmek veya eriştiğini sanmak. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak. İleri sürmek. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. Gelmesini sağlamak.

Köklü : Kökü olan. Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan. Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, esaslı.

Değişiklik : Farklılık. Amaca uygun biçime getirmek için yapılmış olan değiştirme, tadil. Bir bütünün bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum. Değişik olma durumu.

Diğer dillerde Islahat anlamı nedir?

İngilizce'de Islahat ne demek? : reforms, improvements

Almanca'da Islahat : Reformen