Şantaj nedir, Şantaj ne demek

Şantaj; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma

"Şantaj" ile ilgili cümleler

  • "Bu, bana bir blöften ziyade bir şantaj gibi görünüyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu

Şantaj hakkında bilgiler

Şantaj (Fransızca: chantage), herhangi bir maddi veya manevi çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma. Türk Ceza Kanunu'nun 107. maddesine göre ise bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek hususların açıklanacağı tehdidiyle menfaat temini, failin hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından söz etmesidir. Şantaj yapan kişiye ise şantajcı denmektedir. Hukuken suç sayılmaktadır. Türkiye'de şantaj yapan biri TCK'ye göre bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Şantaj ile ilgili Cümleler

  • Bana şantaj yapma!
  • Şantaja uğruyorum.
  • Bize şantaj yapılıyor.
  • Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı.
  • Tom, Mary'nin ona şantaj yaptığını söyledi.
  • Ali bir şantajcıydı.
  • Bana şantaj yapmana gerek yoktu.
  • O bir şantaj.
 

Şantaj anlamı, tanımı:

Sağlamak : Elde etmek, sahip olmak. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Haber : Yüklem. Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık. İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi. Bilgi.

Yayma : Yaymak işi. Yaymacının sattığı şeylerden oluşan sergi.

Çıkarma : Çıkarmak işi, emisyon. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.

Korkutma : Korkutmak işi.

Şantaj yapmak : Gözdağı vermek.

Şantajcı : Şantaj yapan.

Şantajcılık : Şantajcı olma durumu.

Maddi : Maddesel. Maddeden oluşan. Mal, para, varlıkla ilgili olan. Madde ile ilgili, maddesel, özdeksel, manevi karşıtı.

Manevi : Görülmeyen, duyularla sezilebilen, ruhani, tinsel, maddi karşıtı.

Türk : Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse.

Ceza : Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım. Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım.

Kanun : Geçerli olan kural. Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı. Yasa.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Bir cismi oluşturan öge, öz. Molekül. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri.

 

Şeref : Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. Toplumca benimsenmiş iyi şöhret.

Diğer dillerde Şantaj anlamı nedir?

İngilizce'de Şantaj ne demek? : n. blackmail, blackmailing, racketeering, racket, duress, shakedown

Fransızca'da Şantaj : chantage [le], racket [le]

Almanca'da Şantaj : n. Erpressung

Rusça'da Şantaj : n. шантаж (M), вымогательство (N)

adj. вымогательский