Açıklık nedir, Açıklık ne demek

"Açıklık" ile ilgili cümleler

  • "Demokrasi bir açıklık rejimidir."
  • "Onlar bu faaliyetleriyle övünedursunlar konuşup yazmada açıklık erdemi yeter de artar bile gerçek aydınlara." - N. Uygur
  • "O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle." - A. Kulin

Biyoloji'deki anlamı:

Yumurta kabuğundaki mikropil, kemik veya zarsı yapılardaki küçük delikler gibi herhangi bir açıklık. Foramen.

Dil bilgisi olarak anlamı:

(Derleme. aralık) Ünlü veya ünsüzün meydana gelişinde boğumlanma nokta veya bölgesinin çeşitli ağızlara göre değişip yayılması: Marul (marul) , bayan (bayan) , yarın (yârın) , elli (elli) ve benzeri

Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:

Irakgörür fotoğraf makinesi gibi optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği deliğin çapı.

Gramer anlamı:

Ünlülerin oluşmasında iki çene arasındaki açıklık, ünlülerin oluşma koşulları bakımından taşıdıkları açık olma özelliği. Ünlüleri açıklık bakımından a, e, o, ö, u, ü, ı, i biçiminde sıralamak mümkündür; a ve e ünlüleri açıklık bakımından ı ve i ünlüleri ile aynı sıraya konamaz. bk. ve zıt anlamlısı genişleme, ünlü genişlemesi.

 

Hukuki terim anlamı:

1) sarâhat. 2) aleniyyet.

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: güney açısı]

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Alıcının önünde yer alan, mercekten geçerek film üzerine düşen ışık niceliğini düzenleyen delik.

Edebi terim anlamı:

Sözün veya yazının ne demek istediği hemen anlaşılacak derecede yerinde kelimelerden meydana gelmiş bulunma hali. Bu halde bulunan söze veya yazıya AÇIK (Vazıh, clair) denir.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Yumurta kabuğundaki mikropil, kemik veya zarsı yapılardaki küçük delikçikler, foramen.

Diğer sözlük anlamları:

Fesahat, fasihlik.

Bilimsel terim anlamı:

Bir maddenin, üzerine düşen ışığın az ya da çok bir oranını geçirdiği ya da yaydığı izleniminin doğmasına bağlı görsel duyulanma vergisi. Not: Bu vergi, bir ışıkölçümsel büyüklük olan "ışıklılık çarpanı"nın yaklaşık ruhduyumsal (psikosansoriyel) karşılığıdır.

Açık denilen seslerin hali.

Azerbaycan Türkçesi: genälmä; Türkmen Türkçesi: galış; Gagauz Türkçesi: üüseklik ~ derecä; Özbek Türkçesi: kotariliş (tilin) ~ keňlik; Uygur Türkçesi: eçiliş; Tatar Türkçesi: kütäreleş; Başkurt Türkçesi: kütäreleş; Kmk: (tilni)göterilişi; Krç.-Malk.: açıklık; Nogay Türkçesi: köterîlîs; Kazak Türkçesi: asiluw ~ köterilüw;Kırgız Türkçesi: kötörülüü; Alt:: ködüriliş ~ ködürim; Hakas Türkçesi: ködîrîm; Tuva Türkçesi: aastıňa'jıtınarı; Şor Türkçesi: *ködürüm; Rusça: pod'yom

 

sinema: Alıcının önünde bulunup mercekten geçerek film üzerine düşen ışığın niceliğini düzenleyen delik.

fizik: Irakgörür, fotoğraf makinesi gibi optik araçların ağız çapı; ışık deliğinin çapı.

genel uygulayım: Bir delik ağzının genişliği.

Bir kavram, anlatım ya da bir ölçümün kolayca kavranabilirliği.

Bir kavram ya da anlatımın açıkça anlaşılır ve kavranır olması.

Sözün, yazının kolayca anlaşılır olma niteliği.

İngilizce'de Açıklık ne demek? Açıklık ingilizcesi nedir?:

lightness, foramen, aperture, opening, lens aperture (opening), clarity, explicitness

Fransızca'da Açıklık ne demek?:

béance, ouverture

Osmanlıca Açıklık ne demek? Açıklık Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

vuzuh

Açıklık anlamı, kısaca tanımı:

Açıklık getirmek : Bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek.

Açıklık kazanmak : Bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek.

Açıklığa kavuşmak : Bir konu veya sorun aydınlanmak, kapalılıktan kurtarılmak, anlaşılır duruma getirilmek.

Açıklıkölçer : Bir mikroskobun açıklığını ölçmeye yarayan alet.

Açıklık politikası : Siyasette açık, şeffaf olma, glasnost.

Ağzı açıklık : Ağzı açık olma durumu.

Alnı açıklık : Alnı açık olma durumu.

Bahtı açıklık : Bahtı açık olma durumu.

Başı açıklık : Başı açık olma durumu.

Dik açıklık : Bir gök cisminin gök eşleğinden olan açısal uzaklığı, yükselim.

Gözü açıklık : Gözü açık olma durumu.

Sağ açıklık : Bir gök cisminin ilkbahar noktasından itibaren gök eşleği boyunca ölçülen açısal uzaklığı, açılım, gök boylamı.

Uğuru açıklık : Uğuru açık olma durumu.

Göz açıklığı : Gözü açık olma durumu.

Zihin açıklığı : Doğru düşünme gücü, zihin berraklığı.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır.

Aleniyet : Açıklık.

Uzaklık : Uzak olma durumu, ıraklık. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe.

Mesafe : Ara, aralık, uzaklık. Uzaklık. İlişkilerde çok içten olmama durumu, resmiyet.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Örtü : Yapılarda çatı, dam. Örtmek için kullanılan şey, vualet.

Çıplak : Yoksul (kimse). Üzerinde yaprak olmayan. Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü. Yalın, süssüz. Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak. Saçsız (baş). İçinde gerekli eşya bulunmayan.

Açık : Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Belirgin bir biçimde. Kolay anlaşılır, vazıh. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Aralığı çok. Boş. Çalışır durumda olan. Örtüsüz, çıplak. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Belli bir yerin biraz uzağı. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Engelsiz, serbest. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Bir gereksinimin karşılanamaması durumu.

Olma : Olmak işi.

Yer : Yerküre. Ülke. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Durum, konum. Gezinilen, ayakla basılan taban. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Önem. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Durum, konum, vaziyet. Görev, makam. İz.

Boş : Habersiz, hazırlıksız bir biçimde. Yapılacak işi olmayan, işsiz. Anlamsız. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı. Bilgisiz. Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.). Bir işe yaramayan, yararsız. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

Geniş : Bol (elbise). Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. Çok. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Eni çok olan, enli, vâsi.

Meydanlık : Açıklık.

Gibi : -e benzer. -e yakışır biçimde. O anda, tam o sırada, hemen arkasından. İmişçesine, benzer biçimde.

Yansıtma : İletme, duyurma. Yansıtmak işi.

Açıklık açısı : Bir mercek yüzeyinin etkin çapının odak uzaklığına oranı.

Açıklık derecesi : Ünlülerin boğumlanmaları sırasında ağız yolunun ve çene açısının genişlik durumu bakımından taşıdığı özellik a, e, o, ö, ünlüleri ile ı, i, u, ü ünlüleri açıklık dereceleri birbirinden farklı olan ünlülerdir. bk. genişlik derecesi || Bir ünlünün boğumlanması sırasında ses yolunun kişilere ve ağızlara göre değişebilen açılma durumu: ayar/ayar, bayan /bayan, yarın / yarın, dünya / dünya, gafil / gafil, marul / marul, sevda / sevda vb. Azerbaycan Türkçesi: genälmä däräcäsi; Türkmen Türkçesi: galış derecesi; Gagauz Türkçesi:üüseklik derecesi; Özbek Türkçesi: kotariliş darajasi ~ keňlik darajasi; Uygur Türkçesi: eçilişdäricisi; Tatar Türkçesi: kütäreleş däräcäse; Başkurt Türkçesi: kütäreleş kimäle (däräjähe); Kmk:göteriliş daracası ~ (awuznu) açılagan daracası; Krç.-Malk.: açıklık daracası;Nogay Türkçesi: köterîlîs derejesî; Kazak Türkçesi: aşıluw därejesi; Kırgız Türkçesi: kötörülüü daracası; Alt::ködüriliş aayı; Hakas Türkçesi: ködîrîm sini; Tuva Türkçesi: tıldıň kö'dürlüüşkününüň ça'dazı;Şor Türkçesi: *ködürüm şeni; Rusça: stepen'pod'yoma

Açıklık hızı, açısal hız : (fizik)

Açıklık ilkesi : Kamu görevi yapan kimi kurumların gördükleri işlerin ve özellikle görüşmelerin herkese açık bulundurulması ilkesi.

Açıklık oranı : Optik araçlarda açıklığın odak uzaklığına oranı.

Açıklıkla : Açık bir biçimde, açık olarak.

Açıklık ile ilgili Cümleler

  • Ali beni burada istemediğine açıklık getirdi.
  • Ali niyetlerine açıklık getirdi.
  • Bu şeylere de hemen bir açıklık getirdik.
  • Ali Mary'yi partisinde istemediğine açıklık getirdi.
  • Ali ameliyat istemediğine açıklık getirdi.
  • Bir örnek buna açıklık getirmeli.
  • Açıklık her teknik yazarın bir yol gösterici ilkesi olmalıdır.
  • Fikrimi değiştirmeyeceğime açıklık getirmek istiyorum.
  • Ali kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.
  • Benim sorularıma hiç açıklıkla cevap vermedin ama benden açık olmamı bekledin.

Diğer dillerde Açıklık anlamı nedir?

İngilizce'de Açıklık ne demek? : n. space, the open, openness, vacancy, clearness, plainness, straightforwardness, directness, distinctness, obviousness, aperture, baldness, berth, clarity, clearance, definiteness, demonstrativeness, distinction, distinctiveness, evidence

Fransızca'da Açıklık : (havagök) sérénité [la], place [la], distance [la], ouverture [la], échappée [la], évidence [la], clarté [la], netteté [la], précision [la], publicité [la]; (havagök) sérénité [la]

Almanca'da Açıklık : n. Anschaulichkeit, Ausschnitt, Azimut, Bündigkeit, Deutlichkeit, Fasslichkeit, Ingenuität, Klarheit, Luft, Offenheit, Öffnung, Übersichtlichkeit, Unmittelbarkeit

Rusça'da Açıklık : n. азимут (M), простор (M), широта (F), приволье (N), отверстие (N), зазор (M), очевидность (F), ясность (F), вразумительность (F), открытость (F), нескромность (F), размах (M), интервал (M), внятность (F), гласность (F), обнаженность (F)