Açıklayıcı nedir, Açıklayıcı ne demek

Açıklayıcı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan.
  • Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır

"Açıklayıcı" ile ilgili cümleler

  • "Bazı kadın yazarlarsa her şeyi göze alıp itirafçı, iç dünyalarını açıklayıcı bir yol seçerler." - T. Uyar

Dil bilgisi olarak anlamı:

Kendinden önce gelen sözcüğü belirten, açıklayan sözcük veya sözcükler: Şanlı Türk bayrağı, sancağımız, törenle direğe çekildi; Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır; Hafızasında hayat, kendini bilmeye başladığı ilk devrin hiç unutamayacağı anılarının başı, Beşiktaş'ta doğduğu eve kadar uzar, gider; Çok sevdiğimiz yuvamızı, evimizi yıktılar; Çabucak özlediği oğlundan, Ali'sinden uzak kalmıştı; Sevgili kızında, biricik evlâdında her türlü değerin bulunmasını istiyordu ve benzeri

Gramer anlamı:

Kendisinden önce gelen kelime veya kelime gruplarını daha açık ifade etmek ve anlamı güçlendirmek için kullanılan kelimeler veya kelime grupları: Atatürk’ün büyük Nutuk’u, siyasî ve millî tarihimizin birinci elden kaynak eseri, Türk hitabet san’atının da doruğa yükselmiş bir şaheseridir. (M. K. Atatürk, Nutuk, Ön Söz). Sonra acayip bir değişiklikle ellerine geçirdikleri bu insan malzemesinin, bu küçücük ve canlı şeyin yerini almaya çalışıyorlardı. (A. H. Tanpınar, Huzur, s. 285). Sonunda yorgun, bitkin ve içi kapkaranlık, kendisini uykuya, kalbinin vurşunu hızlandıran kâbusların arasında, zaman zaman aranan noktaların büyük müjdeler gibi uyuşturduğu uykuya bıraktı. (T. Buğra, Yalnızlar, s. 51). açıklayıcı özne, açıklayıcı nesne, açıklayıcı dolaylı tümleç ve açıklayıcı zarf tümleci durumunda olan kelime veya kelime grupları da vardır. Bunlara bk.

 

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Açıklamayı okuyan kimse.

İngilizce'de Açıklayıcı ne demek? Açıklayıcı ingilizcesi nedir?:

appositive, commentator

Açıklayıcı anlamı, tanımı:

Açıklayıcılık : Açıklayıcı olma durumu.

Sorun : Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem. Sıkıntı veren durum, dert.

Gerek : Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım. İcap.

Kelime : Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.

Belirten : Tamlayan.

Türki : Türkle ilgili. Türkçe.

Kurucu : Bir kuruluşu oluşturan kimse. Bir kurumun, bir işin kurulmasını sağlayan, müessis. Cümleyi oluşturan ögelerin her biri.

Saygı : Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.

 

Bir : Aynı, benzer. Bir kez. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sadece. Ancak, yalnız. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Eş, aynı, bir boyda. Tek. Beraber. Sayıların ilki. Bu sayı kadar olan. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer.

Gerekli : Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza, zaruri.

Açıklayıcı ad : Kitabın genel olarak bilinen ve çoğunlukla değişik puntolarla basılmış olan adından önce ya da sonra gelen ve asıl adı anlam, kapsam ya da tür bakımından açıklayan ad.

Açıklayıcı belgeler : Örnekolay incelemesinde kişisel yazışmalar, günceler, özgeçmişler ya da ilgili olayların sözlü aktarımından oluşan bilgi kaynakları.

Açıklayıcı çekim : Bir yapıtın belirli bir noktasını aydınlatmak amacıyla eklenen çekim.

Açıklayıcı değişken : [Bakınız: bağımsız değişken]

Açıklayıcı dolaylı tümleç : Bir cümlede asıl tümleçten sonra gelerek onu açıklayan ve aynı ad çekimi ekini almış olan kelime veya kelime grupları: Mümtaz, yukarıya, annesinin yanına çıktığı zaman, demin gelen kadının on sekiz, yirmi yaşlarında bir kız olduğunu anlamıştı (A.H. Tanpınar, Huzur, s. 21). Bu köşk, dostlarına, barışık dostlarına karşı şerefli yuvası (…) tutumluluğunun abidesi değil miydi? (A.Ş. Hisar, Çamlıcadaki Eniştemiz, s. 228). Her yaz içinde saatlerce vakit geçirdiğimiz, çiçeklerini ve ağaçlarını suladığımız bahçemizden, gönül meskenimizden bir türlü ayrılamadık. Okumaktan bitip tükenmez zevk aldığı kitaplarına, varlığının hayat kaynağına yeniden kavuşmuştu. Üçüncü gün, Talât da aramızda bulunduğu hâlde ona abdest aldırtarak ve kitaba -evde Mushaf bulunmadığı için Mesnevî’ye- el bastırarak büyük bir yemin ettirdik ve mesele kapandı. (R.N. Güntekin, Miskinler Tekkesi, s. 173). vb.

Açıklayıcı efsaneler : Evrenin, tanrıların, insanların, hayvanların, bitkilerin oluşumunu ve türlü olayların, kurumların, törelerin kökenlerini açıklayan; “niçin” ve “neden” sorularını yanıtlamaya çalışan efsaneler.

Açıklayıcı masal : Konusunu oluşturan usdışı olaylara açıklık getirmeye çalışan anlatı türü. bk. masal krş. nedenli masal.

Açıklayıcı nesne : Bir cümlede asıl nesneden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek, nitelendirmek veya pekiştirmek için kullanılan ve yine nesne durumanda olan kelime veya kelime grubu. Bu davayı, bu mukaddes vatanın itilâ-yı kat’îsini temin edecek olan bu davayı bugün bu mertebeye kadar getirdik. (M.K. Atatürk, Nutuk, s. 872). Azize, o kelebek ruhlu çocuk, sefir karısı olmak ve hayatını Avrupa’nın kibar dünyasında geçirmek hülyasını kuran süslü kız, şimdi Hasan Beyi, yani parasız ve mevkii, rütbesi yüksek olmayan genç yeğenini seviyordu.(H.E. Adıvar, Kalp Ağrısı, s. 34). O kızı, o zengin kızı istiyorsun demek (H.Z. Uşaklıgil, Ferdî ve Şürekâsı, s. 197). Bunu düşünürken Firdevs hanımın çehresini bütün boyları ile sahte gençlikler ile, gizlenen fersudelikleriyle o çehreyi görüyordu, bu çehre o eski evin ölmüş ruhu üstünde yükselen yeni ev, yabancı evdi. (H.Z. Uşaklıgil, Aşk-ı Memnu, s. 189). Kafamdaki şeytanın varlığına indirdiği darbeyi, manevî iflâsını asla duymuyor. (Ö. Seyfettin, Gizli Mabet, s. 70). Bu konuda kendisini, gençliğini ortaya koyan Bay Hidayet Koryürek, çok güzel konuşuyordu (S. Kocagöz, İzmir’in İçinde, s. 1 vb.

Açıklayıcı zarf tümleci : Bir cümlede zarf tümlecinden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek ve açıklamak için kullanılan ve yine zarf durumunda olan kelime ya da kelime grubu: Bir gün ikindiye doğru daireye uğrayan Behçet Bey, kendisini Mabeynden istediklerini, sabahtanberi sağda solda aratıldığını, hemen gitmesi lazım geldiğini öğrendi (A. H. Tanpınar, Mahur Beste, s. 44). Ata Molla, gençliğinde, Mithat Paşa muhakemesi sırasında saraya hizmet ettiği için insitabı olanlardan sayılırdı (A. H. Tanpınar, Mahur Beste, s. 51). O gece, yemekten sonra, nasılsa Mahur Beste’den bahsedilmiş, Molla bey hemen oracıkta, hâlâ güzel olan o dik sesiyle, eliyle yemek masasında tempo tutarak onlara bu her şeyin üstünde aşk türküsünü okumuş, sonra da Talât beyin hikâyesini anlatmıştı (A. H. Tanpınar, Mahur Beste, s. 90). Bizim Köyün lodos tarafı gayri meşkûndur. Orada fundalar yabani meşe palamutları, koca yemişler, çalı süpürgeleri, bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir birbirinin içine girmiş yaşarlar. (S.F. Abasıyanık, Mahalle Kahvesi, s. 41). Yarın sabah sabah, karga bokunu yemeden kalkıp onun evine gider, çat çat kapıyı çalar, kim kapıyı açarsa, bilmem ne hanımın babası ile görüşmek istiyorum, derim (S. F. Abasıyanık, Mahalle Kahvesi, s. 51). Handan’ın sınavının hemen ertesi günü, bir ilkbahar sabahı, Haydarpaşa’dan yola çıktılar (T. Buğra, Yalnızlar, s. 7 vb.

Açıklayıcıdan özne : Bazı tümcelerde özne görevini üzerine alan açıklayıcı: Şanlı Türk bayrağı, sancağımız, törenle direğe çekildi; Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır vb.

Açıklayıcı ile ilgili Cümleler

  • Şu çok açıklayıcı.
  • Yeterince açıklayıcı oldum mu?
  • hem ben babayım hem baba olarak geldim açıklayıcı mı?

Diğer dillerde Açıklayıcı anlamı nedir?

İngilizce'de Açıklayıcı ne demek? : adj. explanatory, illustrative, expository, elucidatory

Fransızca'da Açıklayıcı : explicatif/ive, significatif/ive

Almanca'da Açıklayıcı : n. Ausleger

Rusça'da Açıklayıcı : adj. объяснительный, пояснительный