Ağaç nedir, Ağaç ne demek
Ağaç; bir bitki bilimi terimidir.
- Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
- Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan.
- Tahta, kereste.
"Ağaç" ile ilgili cümleler
- "Ağaç tekne."
Yerel Türkçe anlamı:
Tarak genişliği 1,5 metre olan kilim dokuma tezgâhı.
Biyoloji'deki anlamı:
Gövdelerinde sekonder kalınlaşmanın ve odunlaşmanın olduğu, boyları 3 m'den daha uzun olan çok yıllık bitkiler.
Bilişim alanındaki terim anlamı:
Çizimsel gösterimi, bir dizi dallanmalardan oluşması bakımından, bir ağaca benzeyen veri yapısı.
Coğrafya'daki terim anlamı:
Odunsu kök, gövde ve dallarla yapraklardan oluşan, uzun ömürlü, gelişkin bitki.
Diğer sözlük anlamları:
68 santim uzunluğunda ağaçtan yapılmış arşın.
Bir kilometre kadar olan bir uzunluk (ölçüsü).
Sopa, değnek.
Bilimsel terim anlamı:
Gövdesi büyük bitkilerden elde edilen, işlenmeye elverişli, yapılarda, mobilya ve eşya yapımında kullanılan ham gereç.
İngilizce'de Ağaç ne demek? Ağaç ingilizcesi nedir?:
tree
Osmanlıca Ağaç ne demek? Ağaç Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
ağaç, tahta, şecer
Ağaç hakkında bilgiler
Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir
Gövdesinden enine kesilen bir ağaç incelenecek olursa, en dışta kabuk, sonra yıllık halkaları meydana getiren hücre tabakaları ve en içte de öz kısım görülür.
Bir ağacın gerçekten canlı olan biricik kısmı, kabuğun altında odunun yüzeyindeki ince bir hücre tabakasıdır. Buna katman doku tabakası (kambiyum, soymuk) denir. Bu tabaka ağacı geliştiren ve büyümesini sağlayan tabakadır. Genç bir ağaca çivi çakıldığında veya ağaç bir dal verdiğinde, çivinin ve dalın yerden yüksekliği hiç değişmez.
Bütün canlı varlıklar gibi ağacın da dokularının arasında devamlı bir su dolaşımı olur. Bu su dolaşımının sağlanabilmesi için ağacın devamlı ve yeterli miktarda suya ihtiyacı vardır. Yetişkin bir kayın ağacı, kuru ve sıcak bir günde 250 litre, küçük bir ayçiçeği ise 1 litre su harcar. Okaliptüs ağaçları ise günde ortalama 400 litre su harcadıklarından bataklıkları kurutmada faydalıdırlar.
Ağaç ile ilgili Cümleler
- Ağaçların büyümesini engelleyen bir fundalık sık sık yangın tarafından oluşturulur ya da genişletilir.
- Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
- Rüzgar ağaçları hışırdatıp usulca etrafımı sararken duyduğum hissi seviyorum.
- "Ev" kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.
- Gündüzler ve akşamlar gittikçe daha soğuk oluyor. Ağaçların yaprakları yakında kırmızı ve sarı olacaklar.
- "Ben bir brokoliyim ve bir ağaç gibi görünüyorum!" "Ben bir cevizim ve bir beyin gibi görünüyorum!" "Ben mantarım ve ben bu oyundan nefret ediyorum!"
- Eğer bir ana dil ile uzun bir zaman içinde yetişmiş bir ağacı karşılaştırırsak, Esperanto yapay olarak yapılmış bir ağaçla karşılaştırılabilir.
- Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.
- Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
- Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
Ağaç anlamı, kısaca tanımı:
Gövde : Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelime. İnsan bedeninde baş, kol ve bacaklar dışında kalan bölüm. Kesilmiş hayvanın, sakatatı alındıktan sonraki durumu. Bir şeyin asıl bölümü. Ağaç ve bitkilerin dallarının dışında kalan ana bölümü. Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan geri kalan bölüm.
Odun : Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç. Anlayışsız ve kaba (kimse).
Ağaç kökünden yıkılır : "bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelinin bozulmasıyla yıkılır" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar : "yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez : "insan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaç olmak : Bir yerde ayakta durarak çokça beklemek.
Ağaç yaşken eğilir : "insanlar küçük yaşta kolay eğitilir" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur : "çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz : "davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok" anlamında kullanılan bir söz.
Ağacın kurdu içinde olur : "bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaçtan maşa olmaz : "yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Ağaç arısı : Düzgün kanatlı, kuyruğunda yumurtlama hortumu olan, 3-4 santimetre boyunda ağaç zararlısı.
Ağaç bilimi : Botaniğin ağaçları inceleyen dalı, dendroloji.
Ağaç biti : Yarım kanatlılardan, bitkiler üzerinde yaşayan, sıçrayıcı bir tür böcek (Psylla).
Ağaç çileği : Ahududu.
Ağaçdelen : Yuva yapmak için ağaçları oyan böcek.
Ağaç ebegümeci : Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot (Lavatere).
Ağaçkakan : Serçegillerden, gagasıyla ağaçları oyabilen ve ağaç kurtlarını yiyerek beslenen, uzun gagalı kuş (Picus).
Ağaç kaplama : Kapalı mekânları yalıtmak ve güzelleştirmek amacıyla ağaç ürünlerinden yararlanılarak yapılmış olan kaplama.
Ağaç kavunu : Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi. Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç (Citrus medica).
Ağaçkesen : Zar kanatlılardan, kurtçukları en çok gül fidanları üzerinde yaşayarak yapraklara zarar veren, kara renkli bir böcek (Hylotoma).
Ağaç kurbağası : Kurbağagillerden, boyu 3-5 santimetre olan, sırtı yaprak yeşili, ağaçlara tırmanan bir tür kurbağa (Hyla arborea).
Ağaç kurdu : Ağaçları kemirerek beslenen sinek kurtçuğu.
Ağaçküpesi : Hatmi.
Ağaç mantarı : Ağaçta biten bazitli mantar (Collybia velutipes).
Ağaç minesi : Mine çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı, mor çiçekli bir ağaççık (Lantana).
Ağaç mobilya : Oturma, yemek yeme, çalışma, yatma vb. işlerin yapılmasında kolaylık ve rahatlık sağlayan, parçalarının büyük çoğunluğu masif, lifli, yongalı ve tabakalı ağaç malzemeden yapılan, taşınabilir veya sabit olarak kullanılan eşya.
Ağaç nemi : Ağaçta bulunan su miktarının, aynı ağacın mutlak kuru ağırlığına oranı.
Ağaç oyma : Oyma baskı sanatlarından düz bir baskı tekniği.
Ağaç parkı : Örnek olabilecek çeşitli ağaçların ve bitkilerin bilimsel amaçlarla yetiştirildiği alan, arboretum.
Ağaç sakızı : Reçine.
Ağaç sansarı : Sansargillerden, sırtı koyu esmer, karnı daha açık, iyi tırmanan, postu değerli bir tür memeli, zerdeva (Martes martes).
Ağaç serçesi : Dağ serçesi.
Ağaç yılanı : Su yılanıgillerden, 120 santimetre uzunluğunda, ağaçlar üzerinde yaşayan bir tür yılan.
Acı ağaç : Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç, kavasya (Quassia amara).
Akağaç : Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia).
Akçaağaç : Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç, isfendan (Acer).
Başağaç : Boyuna dikey yönden kesilmiş olan ve yıl halkaları çember biçiminde görüntü veren ağaç.
Karaağaç : Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç, narven (Ulmus).
Kızılağaç : Gürgengillerden, dişi çiçekleri küçük ve sarımtırak, erkek çiçekleri püskül biçiminde olan, boyu 30 metre kadar olabilen, kerestesi kolay işlenebilir bir ağaç, kızılsöğüt (Alnus).
Kokar ağaç : Sedef otugillerden, Avrupa'ya Çin'den getirilmiş, kısa zamanda yetişip boy attığı için bir gölge ağacı olarak dikilen, kötü kokan bir ağaç, kokak ağaç, aylandız (Ailanthus glandulosa).
Körağaç : Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası. Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm.
Top ağaç : Gövdesi yüksekçe bir yerden kesilerek dallandırılan ağaç.
Ağı ağacı : Zakkum.
Amber ağacı : Baklagillerden, akasya cinsi kışın yaprağını döken boylu bir çalı veya birkaç metre boylanabilen dikenli küçük bir ağaç (Acacia farneciana).
Aselbent ağacı : Tropikal bölgelerde yetişen ve gövdesinden reçine elde edilen ağaç.
Avize ağacı : Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı (Yucca glosiosa).
Badem ağacı : Gülgillerden, 6-8 metre yükseklikte, ilkbaharda beyaz ve pembe renkli çiçekler açan bir tür ağaç, badem (Amygdalus communis ve Prunus amygdalus).
Ban ağacı : Sepetçi söğüdü. Asya'nın tropik bölgelerinde ve Afrika'nın kuzeyinde yetişen, yaprakları telek damarlı, çiçekleri salkım durumunda, meyvesinden kokusuz bir yağ elde edilen ağaç (Moringa oleifera).
Bilader ağacı : Amerikan elması.
Çayağacı : Tavla vb. oyunlarda sürekli yenilip bir şeyler ısmarlamak zorunda kalan kimse.
Çubuk ağacı : Sütleğengillerden, içi delik olan, dalları çubuk gibi kullanılan bir ağaççık (Mabea).
Dantel ağacı : Dulaptal otugillerden, Antil Adaları'nda yetişen, sünger gibi kullanılan, kabuk lifleri dantele benzeyen bir ağaç (Lagetta).
Darağacı : İdam cezası alanları asmak için kurulan sehpa, yağlı ip.
Demir ağacı : İki çeneklilerden, ana yurdu Avustralya olan bir veya iki evcikli bir ağaç (Casuarina).
Ekmek ağacı : Bu ağacın kavun büyüklüğünde, esmer sarı renkli, beyaz etli ve biraz unlu olan meyvesi. Dutgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, bol meyve veren, yaprakları beş veya yedi parçalı, çiçekleri küçük bir ağaç (Artocarpus incisa).
Gazozağacı : Oyunda yenildikçe rakibine ve izleyenlere sürekli içecek ısmarlayan oyuncu. Çok saçma söz.
Günlük ağacı : Ülkemizde Muğla ilinde yetişen, 20 metre yüksekliğe erişebilen, çınar görünüşünde bir ağaç, sığla (Liquidambar orientalis).
Hayatağacı : Soyağacı. Beyinciğin kesitinde dıştaki boz madde bölümüne yayılarak dallanma gösteren ak maddenin oluşturduğu ağaç biçimi. Binaların dış cephelerine işlenen ve uzun ömürlü olması dileğini simgeleyen özel ağaç motifi.
Hint yağı ağacı : İki çeneklilerden, tropik bölgelerde, 5 metre yüksekliğe ulaşabilen, bir veya çok yıllık, kene görünümündeki tohumlarından zehirli yağ elde edilen bir bitki, kene otu, kene ağacı, Hint baklası (Ricinus communa).
Hurma ağacı : Palmiyegillerin eski çağlardan beri Kuzey Afrika'da kültürü yapılan, gövdesi uzun, yaprakları büyük ve dikenli bir ağaç (Phoenix dactylifera).
İdris ağacı : Gülgillerden, Anadolu'nun kuzey ve doğu kesimlerinde yüksek yerlerde yetişen, boyu 10 metreye ulaşabilen bir tür ağaç, kokulu kiraz, mahlep (Prunus mahaleb).
İğ ağacı : Ana yurdu Asya'nın dağlık bölgeleri olan, bazı türlerinde yaprakları kışın dökülen, odunu tornacılık ve kaplamacılıkta kullanılan, kömürü ile kara kalem resim yapılmış olan küçük bir ağaç (Euonymus).
İpek ağacı : Ekvatoral bölgelerde yetişen, kerestesi ipek görünüşünde, sarı parıltılı, değerli bir mobilya ağacı, ipek gülü, gülibrişim (Periploca).
Kafur ağacı : Defnegillerden, Uzak Doğu'da yetişen, kâfur elde edilen ağaç (Cinnamonum camphora).
Kağıt ağacı : Kâğıt dutu.
Kandıra ağacı : Mine çiçeğigillerden, güzel kokulu bir süs bitkisi (Lipia citriodora).
Karayemiş ağacı : Taflan.
Kardeşkanı ağacı : Baklagillerden, en çok Asya'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaç (Draceane draco).
Kartal ağacı : Dulaptal otugillerden, Hindistan'da yetişen, odunu öd ağacı gibi kokan bir ağaç.
Katran ağacı : Toroslarda yetişen bir tür sedir (Cedrus libani).
Kauçuk ağacı : Kauçuk.
Kene ağacı : Hint yağı ağacı.
Kına ağacı : İki çeneklilerden, tropikal bölgelerde yetişen, kurutulmuş yapraklarından kına elde edilen, beyaz çiçekli, küçük bir ağaç (Lawsonia inermis).
Kısmet ağacı : Bütün sıcak ülkelerde sık rastlanan tırmanıcı ve iri gövdeli ağaç (Clerodendron).
Lale ağacı : Manolyagillerden, ana yurdu Güney Amerika olan, çiçekleri laleye benzeyen bir süs ağacı (Liriodendron tulipifera).
Lastik ağacı : Kauçuk.
Mabet ağacı : Dünyadaki tohumlu bitkilerin en eskisi ve yaşlısı olup yaşayan fosil olarak adlandırılan, 30-40 metre boyunda 2-3 metre çapında, sonbaharda altın sarısı yapraklarıyla dekoratif bir görünüm sergileyen, dona ve hava kirliliğine karşı dayanıklı bir süs ağacı, Çin çamı (Ginkgo biloba).
Mantar ağacı : Turunçgillerden, kerestesi çok gözenekli, süngerimsi, açık sarı renkli bir ağaç (Phelloderidron amurerıse).
Maya ağacı : Meyvelerinden yemek yağı çıkarılan bir tür hurma ağacı (Elaels).
Mercanağacı : Fasulyegillerden, sıcak ülkelerde yetişen, çiçekleri parlak kırmızı, tırmanıcı bir süs bitkisi (Erythrina).
Mersin ağacı : Mersin.
Meyve ağacı : Meyve veren ağaç.
Mum ağacı : Sıcak ülkeler ile Kuzey ve Batı Avrupa'da yetişen bir tür mum palmiyesi (Myrica cerifera).
Noel ağacı : Noel yortusunda Hristiyanların mumlarla ve oyuncaklarla süsledikleri küçük çam ağacı. Gemilerde çeşitli anlamlar taşıyan ışıklı işaretlerin topluca sıralandığı direk.
Oya ağacı : Doğal olarak Çin ve Japonya'da yetişen, en çok 6-7 metre boyunda, gövde kabuğu kavlar hâlinde dökülen, çiçekleri kırmızı, beyaz veya lavanta renginde, dekoratif amaçlı olarak yetiştirilen bir ağaç, Hint leylağı (Lagerstromeia indica).
Öd ağacı : Dulaptal otugillerden, tropik bölgelerde yetişen, dinî törenlerde yakılan ve yanarken güzel koku veren, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç, öd (II) (Aquilaria agallocha).
Özek ağacı : Hayvanların çektiği arabalarda ön ve arka dingili birbirine bağlayan uzun tahta.
Papaya ağacı : Amerika'nın sıcak bölgelerine özgü, sarı, kavuna benzer bir tür meyvesi olan ağaç, papaya (Carica papaya).
Paşa ağacı : Kerestesi açık sarı veya yeşilimsi renkte, iri gözenekli, genellikle kaplama olarak kullanılan değerli bir mobilya ağacı.
Pelesenk ağacı : Kızıldeniz'in Afrika ve Asya kıyılarında yetişen ve kışın yapraklarını dökmeyen, değerli kerestesi kahverengi, mor veya esmer hatta vişneçürüğü olabilen, doğramacılıkta kullanılan bir ağaç (Commiphora opobalsamum).
Peygamber ağacı : Yabani kimyongillerden, Antil Adaları'nda ve Venezuela'da yetişen, 10-15 metre yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, reçinesinden gayakol çıkarılan bir ağaç (Guaiacum of cicinale).
Peynir ağacı : Ebegümecigillerden, tropikal bölgelerde yetişen, kozalarında kısa lifli pamuk bulunan ağaç (Bombax criodendron).
Porsuk ağacı : Porsukgillerden, yaprakları iğne biçiminde, kışın yapraklarını dökmeyen bir orman ve süs ağacı (Taxus baccata).
Sabun ağacı : Öz suyu köpüren ağaç (Sapindaceae).
Sakız ağacı : Antep fıstığıgillerden, kışın yaprak dökmeyen, meyvesi üzümsü ve yağlı, bodur bir ağaç (Pistacia lentiscus).
Salkım ağacı : Akasya.
Sandal ağacı : Koca yemiş.
Sapot ağacı : Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve sakız yapımında kullanılan sütlü salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç (Achras sapota).
Servi ağacı : Servi.
Sıtma ağacı : Okaliptus.
Soyağacı : Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, hayatağacı, soy kütüğü, şecere.
Sütağacı : Isırgangillerden, Güney Amerika ormanlarında yetişen, sütlü öz suyu çok olan bitki (Galactodendron).
Şeker ağacı : Vatanı Doğu Asya olup Güneydoğu Anadolu'da da yetişen, yeşilimsi, beyaz çiçekli bir ağaç (Hovenia dulcis).
Tespih ağacı : Tespih ağacıgillerden, Hindistan'da ve Avrupa'nın sıcak bölgelerinde yetişen, meyvesi zehirli, kabukları ateş düşürücü bir ağaç, tespih çalısı, Çin leylağı (Melia azedarach).
Tik ağacı : Çift çeneklilerden, kaplamada kerestesinden yararlanılan, doğal rengi sarı, zamanla havada kendiliğinden koyulaşan bir sıcak iklim ağacı (Tectona grandis). Bu ağacın tahtasından yapılan.
Yakı ağacı : Kabukları yakı olarak kullanılan defne türünden bir ağaç (Daphne quidium).
Yalancı öd ağacı : Kalembek.
Zamk ağacı : Akasya, mimoza gibi zamk veya reçineli zamka benzeyen maddeler veren okaliptus, zamk akasyası.
Ağaç balı : Erik, kayısı vb. ağaçlardan sızan zamk, kedi balı.
Ağaç bilimci : Ağaç bilimi ile uğraşan kimse, dendrolojist, dendrolog.
Ağaç bilimsel : Ağaç bilimi ile ilgili, dendrolojik.
Ağaççık : Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç.
Ağaççılık : Ağaç yetiştirme işi.
Ağaçlandırılma : Ağaçlandırılmak işi.
Ağaçlandırılmak : Ağaçlı duruma getirilmek.
Ağaçlandırma : Ağaçlandırmak işi.
Ağaçlandırmak : Bir yeri ağaçlı duruma getirmek.
Ağaçlanma : Ağaçlanmak işi.
Ağaçlanmak : Ağaçlı duruma gelmek.
Ağaçlaşma : Bitki şekilleri gösteren ve akiklerde olduğu gibi maden filizlerinin gerek yüzeyinde gerek içlerinde rastlanan doğal desen. Ağaçlaşmak durumu.
Ağaçlaşmak : Ağaç durumuna gelmek.
Ağaçlı : Ağacı olan.
Ağaçlık : Ağacı bol olan yer.
Ağaçlıklı : Ağacı bol olan (yer).
Ağaçören : Aksaray iline bağlı ilçelerden biri.
Ağaçsı : Ağacı andıran, ağaca benzeyen, ağaç gibi, ağacımsı.
Ağaçsız : Ağacı olmayan.
Ağaçsızlık : Ağaçsız olma durumu.
Balta değmedik ağaç olmaz : "zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur" anlamında kullanılan bir söz.
Bir ağaçta gül de biter diken de : "bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da" anlamında kullanılan bir söz.
Her ağaçtan kaşık olmaz : "özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Meyve veren ağaç taşlanır : "bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır" anlamında kullanılan bir söz.
Meyve : Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr.
Kereste : Kaba saba kimse, kalas. Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç. Ayakkabı yapımında kullanılan gereç.
Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.
Tahta : Bu ağaçtan yapılmış. Kara tahta. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası.
Tohum : Spermatozoit. Soy sop, döl, nesil, sülale. Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey. Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane.
Fide : Tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek için hazırlanan sebze veya körpe çiçek.
Meydan : Alan, saha. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılmış olan yer. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık. Fırsat, imkân veya vakit.
Ağaç bahçesi : [Bakınız: ağaçlık]
Ağaç çivi : Ayakkabıların altına çakılan çivi. (*Güdül -Ankara; *Aksaray -Niğde)
Ağaç çuvaldız : Semercilikte kullanılan ağaçtan yapılma çuvaldız. (*Senirkent -Isparta)
Ağaç delegen : Ağaç kakan denilen kuş.
Ağaç delen : Ağaçkakan kuşu. [Bakınız: ağaç delegen]
Ağaç delgisi : Kesici ağzı, talaş iletici kanalları ağacı delecek özellikte delme aracı.
Ağaç gaganası : Ağaçkakan kuşu. bk. ağaç delen. Geveze.
Ağaç göğsü : Köknar ağacında biten ve yemeği yapılan bir çeşit mantar.
Ağaç heykelciliği : (Heykel) Ağaç tomruğundan heykel yontma işi.
Ağaç incir kuşu : Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, kuyruksallayangiller (Motacillidae) familyasından, Avrupa ve Orta Asya ormanlarında yaşayan, Türkiye'de Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yazın kuluçkaya yatan diğer bölgelerde göç esnasında görülen, 17 cm kadar boyda, sırtı yeşil kahverengi, karnı beyazımsı renkte, böcek ve larvaları ile beslenen bir tür. (Anthus trivialis):Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının kuyruk-sallıyangiller (Motacillidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 17 cm. Sırtı yeşil-kahverengi, karnı beyazımsıdır. Avrupa, Ön ve Orta Asya ormanlarında yaşar.
Diğer dillerde Ağaç anlamı nedir?
İngilizce'de Ağaç ne demek? : adj. arboreal, tree-like, pertaining to trees; living in trees
n. tree
Fransızca'da Ağaç : arbre [le], bois [le]
Almanca'da Ağaç : n. Baum, Holz
Rusça'da Ağaç : n. дерево (N), древесина (F)
adj. деревянный, древесный
Bu kısımda Ağaç nedir? Ağaç ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Ağaç tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Ağaç hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.