A load of türkçesi A load of nedir

A load of ile ilgili cümleler

English: The truck carried a load of furniture.
Turkish: Kamyon mobilya taşıdı.

English: Get a load of this.
Turkish: Buna bir göz atın.

English: A load of 100 kilograms is the max.
Turkish: 100 kiloluk bir yük azamidir.

English: It took a load off my mind when our team won the championship.
Turkish: Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.

English: This car can carry a load of 4 tons.
Turkish: Bu araba 4 ton yük taşıyabilir.

A load of ingilizcede ne demek, A load of nerede nasıl kullanılır?

A : La (müzik terimi). Miktar belirtir. İngiliz alfabesinin birinci harfi. Herhangi bir. Amperin simgesi. Pek iyi. (herhangi) bir. Argonun simgesi. Atom ağırlığı. En iyi kaliteyi simgeleyen harf.

Load : Katmak. Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma işlemi. Elektrik yükleme. Çok yemek. Silahı doldurmak. Yüklemek. Sıkmak. Bir özdeğin ya da bir ortamın eksicik önelcik dengesinin bozulması ile oluşan elektriklik hali. 2— bir elektrik çevriminin ya da bir işlergenin güç çıktısı. Yüklenmek. Yükleme yapmak.

Of : -dan. -nın. Karşı. -nin. In. Li. -den övünerek bahsetmek. Yüzünden. -den. -in.

Get a load of : (argo terim) bakmak. Hayretle bakmak. Mal mal bakmak. (çok ilginç bir şeye) bakmak. Aval aval bakmak. Şaşkınlıkla bakmak.

 

Get a load of this : Şu işe bak!. Şuna bak! (argo terim).

Bear a load : Ağır yükü olmak. Yük taşımak. Ağır bir yük taşımak.

Have a load on : Küfelik olmak. Sarhoş olmak. Zil zurna sarhoş olmak.

İngilizce A load of Türkçe anlamı, A load of eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak A load of ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abundant : Gani. Bol. Külli. Dolu (bol). Gür (saç). Verimli. Bereketli. Feyizli. Çok.

A raft of : Bir yığın. Pek çok. Çok. Yığınla.

Crowded : Dopdolu. Olaylı. Kalabalık (yer). Toplanmış (bir yere). Mahşeri. Tıkış tıkış. Kalabalık. Sıkışık.

Full : Kalın. Dolu şey. Yıkayıp büzmek. Çırpmak. Doluluk. Yıkayıp çektirmek. Tok. Tam.

Lot of : Çok.

Crammed : Tıkış tıkış.

Boatload : Tekne dolusu. Bir dolu. Geminin taşıyabileceği yük miktarı. Bir gemiyle taşınan yük. Bot dolusu. Kayık dolusu. Gemi yükünün ağırlığı. Gemi yükü. Tekne yükü.

Fraughting : Hileli kullanım. Endişe verici. Yüklü. Endişeli. Rahatsız edici.

Fraught with : İle dolu.

A load of synonyms : a host of, a wodge of, covered with, a great number of, engaged, heaps of, a spate of, filled, a hell of a lot, charged, quiverful, lots of, fraught, loads, brimful of, heap, full bodied, like hell, fraughts, abounding, boatloads.