Acımasız nedir, Acımasız ne demek

Acımasız; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz
  • Acıma duygusu olmadan, merhametsizce.

"Acımasız" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız..." - N. Cumalı
  • "Leylâ Erbil'deki acımasız eleştirelliği yalın çizgilerle dışa vurmuştu." - S. İleri

Acımasız hakkında bilgiler

Zulüm ya da kıygı, bir kişiye veya gruba başka bir kişi veya grup tarafından ısrarlı olarak kötü davranmasıdır. En sık görülen biçimleri dini zulüm, etnik zulüm ve siyasi zulümdür, ancak bu terimler kendi aralarında örtüşebilirler.

En sık görülen örnek, çoğunluk grubun azınlık gruplara zulmetmesidir, tersinin uygulaması genellikle zordur fakat Güney Afrika'daki apartheid bir istisna olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte çoğunluk grupları yerel olarak azınlık oldukları yerlerde sinirlenebilirler ve kendilerine zulmedilmiş gibi hissedebilirler; etnik çoğunluğa dahil olan bir kişi, çevresindeki büyük bir azınlığın içine girdiğinde onlara karşı düşmanlık hissedebilir.

Zulümcü davranışın çeşitli muhtemel kökenleri bulunmaktadır. Örneğin, açıkça veya dolaylı olarak azınlık bir grupla ilişkilendirilen bir hareket — din, genetik miras, bölge veya diğer geleneksel farklılıklar gibi — statükonun bozulmasına yetecektir veya vahşi hareketlerle ilişkilendirilebilecektir. Daha sonra, bu hareketin parçası olsun olmasın ayırt etmeksizin çoğunluk tarafından zulüm hareketinden zarar görürler. Bu zulüm hareketi azınlık grubunu radikalleştirebilir.

 

Sözde fırsatçı davranış zulüm, bir kişinin var olan kızgınlığı istismar ederek ve kışkırtarak kendi siyasi gücü için kullanması durumunda olur. Bu fırsatçılığın tersi de geçerlidir, azınlık bir grubun sözcüsü azınlık hareketini birleştirmek amacıyla zulmü provokasyon amacı ile kullanabilir.

Acımasız ile ilgili Cümleler

  • Çete, Mustafa adında acımasız bir suçlu tarafından yönetiliyor.
  • Sadece işçiler değil; karıları, kız kardeşleri, anneleri ve dört yaşından büyük kızları da acımasızca istismar ediliyor.
  • Ben onun o zaman ne kadar acımasız olduğunu hayal edemiyordum.
  • Onun o kadar acımasız bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunu hiç düşünmemiştim.
  • Onları hataları yüzünden acımasızca yargılarken kendi hatalarınızı ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Bunu millet görüyor.
  • Japon ve Amerikan güçleri hâlâ acımasızca mücadele ediyorlardı.
  • Doğduğum günden itibaren sizin hazırladığınız eğitim planınız çok acımasızdı.
  • Siz acımasız mısınız da bunu bildiğiniz halde engel olmadınız?
  • Ağlamamış genç bir adam acımasızdır ve gülmeyecek yaşlı bir adam bir aptaldır.
  • Adamlardan tiksiniyorum çünkü onlar kalleş, nankör ve acımasızlar.

Acımasız anlamı, kısaca tanımı:

Acıma : Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.

 

Acımasızca : Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, acımasızcasına, zalimce, zalimcesine, zalimane.

Duygu : Önsezi. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim. Duyularla algılama, his. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği.

Yürekli : Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretli, cüretkâr.

Merhametsiz : Acıması olmayan, katı yürekli, katı kalpli, taş yürekli, taş kalpli, kalpsiz.

Kişi : Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek.

Grup : Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu. Küme. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Yön, yan, doğrultu. Yöre, yer. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

Israrlı : Tekrarlanarak yapılan. Üsteleyerek.

Merhametsizce : Merhamet etmeksizin, merhametsiz bir biçimde, acımadan, merhametsizcesine, kalpsizce.

Acımasızcasına : Acımasızca.

Acımasızlaşabilme : Acımasızlaşabilmek işi veya durumu.

Acımasızlaşabilmek : Acımasız duruma gelme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Acımasızlaşma : Acımasızlaşmak durumu.

Acımasızlaşmak : Acımasız duruma gelmek, acımamak.

Acımasızlık : Acımasız olma durumu. İlgili cümle: "“Acımayla acımasızlık, duyarlıkla duyarsızlık, sevgiyle şiddet bir gövdede, iç içe yaşar gibiydi.”" A. Ağaoğlu.

Diğer dillerde Acımasız anlamı nedir?

İngilizce'de Acımasız ne demek? : adj. hard hearted, pitiless, cruel, tyrannic, atrocious, brutal, coldhearted, cutthroat, dead, ferocious, fiendish, flinty, grim, harsh, implacable, inclement, inexorable, inhumane, merciless, outrageous, relentless, without remorse, ruthless, slashing

n. despot

Fransızca'da Acımasız : cruel/le, impitoyable, inéxorable, sans pitié

Almanca'da Acımasız : adj. eiskalt, engherzig, hartherzig, herzlos, kaltherzig, kaltschnäuzig, knallhart, lieblos, mitleidlos, rigoros, scharf, schonungslos, skrupellos, tierisch, wandalisch

Rusça'da Acımasız : adj. безжалостный, бессердечный, беспощадный