Accommodate somebody with money türkçesi Accommodate somebody with money nedir

  • Para sağlamak.

Accommodate somebody with money ingilizcede ne demek, Accommodate somebody with money nerede nasıl kullanılır?

Accommodate : Sağlamak. Yaşayacak yer temin etmek. -e yardım etmek. Kalacak yer sağlamak. Bağdaştırmak. Uyum sağlamak. Yer sağlamak. Kalacak yer vermek. Yerleştirmek. Alıştırmak.

Somebody : Şahsiyet. Kimse. Bir kimse. Önemli kimse. Bazısı. Birisi. Biri. Kimisi. Önemli birisi.

With : Beraber. Nedeniyle. Beraberinde. İle ilgili. Li. İle. Sayesinde. -lı. -la. Canlı.

Money : Sikke. Bedel. Durağan olan, olmayan eşya değerini ölçen değişim aracı. eskiden gümüş paraya verilen ad. Servet. Eşyanın değerini ölçmek üzere değişim aracı olarak kullanılmakta olan satağa çıkarılan kağıt ya da madensel değişim aracı. değer ve eder ölçüsü birimi. Bir ekonomide genel kabul gören, değişim aracı, değer koruma aracı ve hesap birimi işlevlerine sahip varlık. Para kırmak. Mangır. Para. Mal ve hizmetlerin değişimini kolaylaştırma işlevini yapan bir değişim aracı ve ortaklaşa değer birimi.

Accommodate somebody with : Sağlamak. Tedarik etmek.

Play ducks with money : Çarçur etmek. Har vurup harman savurmak.

Absconding with money : Parayla beraber gizlice sıvışmak.

Be lousy with money : Parası çok olmak.

Play ducks and drakes with money : Har vurup harman savurmak. Para yemek. Çarçur etmek.

 

İngilizce Accommodate somebody with money Türkçe anlamı, Accommodate somebody with money eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Accommodate somebody with money ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Supports : Dayamak. Yardım etmek. Para yardımı yapmak. Yardımcı rolde oynamak. Bakmak. Kanıtlamak. Taraftarı olmak. Desteklemek. Sürdürmek.

Pump money into : Para pompalamak.

Support : Destek çıkmak. Kuvvetlendirmek. Tarafında olmak. Desteklemek. Alıcı ya da göstericinin çalıştırılması sırasında sallanmamalarını sağlamak amacıyla kullanılan üç ayaklı destek. Israr etmek. Yatay borunun üzerine oturduğu destek. Doğrulamak. Bakmak.

Sustains : Cesaret vermek. Uğramak (kötü bir şeye). Çökmesine engel olmak. Kabul etmek. Devam ettirmek. Hakkını vererek yapmak. Taşımak. Maruz kalmak. Ayakta tutmak.

Fund : Özel yatırım. Birikim. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Belirli bir alandaki etkinliğin gerçekleştirilmesi için ayrılmış para ya da aynı işlevi gören varlıkların tümü. gerçek veya tüzel kişiler adına finansal kurum tarafından işletilen kaynak. Yedek anamal. Sermayeye çevirmek. Belirli bir iş için gerektikçe ödenmek üzere ayrılıp işletilen para. bir işletmenin başka varlıklarından fiziksel olarak ya da sayışımla her iki biçimde ayrılmış ve özel kullanımlara bağlanılmış bir ya da bir bölüm varlık. Stok. Yatırım yapmak.

Finance : Paraca desteklemek. Finans. Akçalı işler. Finanse. İş kurmada gereken para. Finansman sağlamak. Akçelemek. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Sermaye yatırmak.

 

Sustain : Doğrulamak. Devam ettirmek. Telli çalgılarda çalgının yapımında kullanılan ağaç, köprü, tel gibi birçok bileşene bağlı olarak farklılık gösterebilen, tele vurulması ile başlayan tınının tamamen susmasına kadar geçen süre. Kabul etmek. Katlanmak. Maruz kalmak. Onaylamak. Sürdürmek. Hakkını vererek yapmak. Uğramak.