Turkish: O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor.
English: Learning probably takes place in virtually every activity in which we take part.
Turkish: Öğrenme muhtemelen hemen hemen katıldığımız her faaliyette yer alır.
English: Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.
Turkish: Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
English: Exporting is a commercial activity which transcends borders.
Turkish: İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
English: The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
Turkish: Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
Activity analysis : Matematiksel model aracılığı ile gerçekleşen analiz. Etkinlik analizi. Matematik modelle yapılan analiz. Faaliyet analizi. Etkinlik çözümlemesi. Kişilerin, ortaklıkların ve öteki çeşitli kurumsal birimlerin, işlerini sürey ve uzamda izleme yöntemleriyle ilgili bir inceleme türü. bu incelemelerde, birimler, dizgeciklere bölünerek, dizgecikler arasındaki, etkinlik, iletişim ve alışveriş ilişkileri sürey ve uzam içinde inceleme konusu yapılır. Faaliyet çözümlemesi.
Activity center : Bebeklerin oynaması için değişik uyarıcı düğmeler ve sesler içeren panel. Aktivite merkezi. Busybox.
Activity coefficient : Aktiflik katsayısı. Etkinlik katsayısı. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Etkinliğin derişikliğe oranını veren katsayı. Bir özdeğin etkinliğinin gerçek derişimine oranını gösteren katsayı.
Activity concentration : Hacimsel etkinlik. Aktivite derişimi.
Activity counter : İşleklik sayar. İşleklik sayacı. Etkinlik sayacı.
Activity ratio : Bir bankadaki tüm hesapların toplam sayısından aktif olan hesaplar sayısı. Aktivite oranı. İşleklik oranı. Firmanın kaynaklarını kullanmadaki etkinliğini ölçme oranı. Faaliyet oranı. Kapasite kullanım oranı. Etkinlik oranı.
Collective activity units : Öğrencileri kümeler halinde araştırma ve inceleme çalışmalarına yönelten öğretim üniteleri. Toplu etkinlik üniteleri.
Cash flow from current activity : Bir firmadaki normal bir faaliyet periyodu esnasında nakit hareketlerini detaylandıran nakit akışı raporunun bir parçası.
Activity status report : Belirli bir zamanda hesap aktivitesinin kaydedildiği hesap listesi. Etkinlik durum raporu.
Activity report : Faaliyet raporu. Anonim şirketlerde idare meclisinin her iş yılı sonunda şirketin ticari, mali ve iktisadi durumunu ve yapılan işlemlerin özetini göstermek için hazırlamakla yükümlü olduğu yıllık rapor.
Sözcükler, direkt olarak Activity ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Sin : Günah işlemek. Suç. Günaha girmek. Kabahat. Günah.
Behaviors : Davranış. Tutum. Hareket tarzı. Tavır. Davranışlar.
Act upon : Göre davranmak. -e göre hareket etmek. -e göre davranmak.
Geste : Tutum. Masal. Öykü. Biçim. Jest. Davranış. Hikaye.
Grouping : Gruplara ayırma. Türkümleme. Kümeleme. Toplama. Kümelendirme. Toplanma. Gruplaşma. Öbekleme. Gruplama.
Outlet : Bilgisayar, sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. Yol. Çıkış noktası. Açılma fırsatı. Çıkış. Ağız. Priz. Bir bölgenin, bir yerin doğal ürünlerini ya da yapımlarını satım, dağıtım yoluyla başka yerlere gönderen bölge ya da ülke. Fiş. Boşaltma ağzı.
Process : Ameliye. Gidiş. Belli bir sonuca götüren işlem basamakları dizisi. Bilgisayar, eğitim, ekonomi, fizik, kimya, madencilik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir amaca yönelmiş olan sürekli değişimlerin tümü. olayların zaman içinde belli bir gelişme göstererek sürüp gitmesi. Proses. Usul. Yönlendirmek. Özdeklerin işlenmesi ya da üretilmesinde uygulanan yöntem. zaman içinde art arda gelen ve birbirine ilişkin olaylar dizisi.
Drag : Çekmek. El arabası. Aptal. Sürüklenim. Sıkıcı tip. Bilgisayar, fizik, jeoloji alanlarında kullanılır. Taramak. Direnç. Bulaştırmak.
Conditions : Durum. Genellikle işletme içini ilgilendiren olaylar. Koşullar. Şerait. Şartlar. Muamele. Ahval.
Activity synonyms : human activity, human action, committal to writing, activeness, deeds, sensory activity, educational activity, wrongful conduct, puncture, cup of tea, line of work, proception, concealment, efficiencies, lamentation, endeavor, calling, mobility, state, formidableness, protection, location, preparation, birr, disturbance, doing, exercise, music, strenuousness, appointment, measure, follow up, agency.
Inactivity : Üşengeçlik. Avarelik. Durgunluk. Tesirsizlik. Etkisizlik. Hareketsizlik. Tembellik.
Discontinuance : Aralık. Bir süreç ya da gidişin aralıklı olarak süregelmesi. Vazgeçme. Davanın düşmesi. Fasıla. Sona erdirme. Duraklama. Devam etmeme. Ara. Kesiklilik.
Assembly : Çevirme (bilgisayar). Kurguya hazırlık olmak üzere, bir gün içinde birikmiş çekimlerin değişik çevirimlerini ve bunlarla ilgili ses kuşaklarını bir araya getirme. Birleştirme. Özel bir amaçla bir araya toplanmış insanlar. Derleyici. Toplantı. Kurmak. Meclis. Çevirme. İçtima (askeri terim).
Activity antonyms : discontinuation, dormant, inactiveness, inaction.
Activity kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Agility. Nimbleness. As, an increasing variety of human activities. Vigorous action or operation. Energy. Active force. The state or quality of being active.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Activity kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Activity ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Activity anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Activity ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.