Ahlak nedir, Ahlak ne demek

Ahlak; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Ahlak" ile ilgili cümleler

  • "Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez." - Ç. Altan
  • "Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu." - M. Ş. Esendal

Yerel Türkçe anlamı:

Bir çeşit armut.

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Toplu olarak yaşayan bireylerin uymak zorunda bulundukları eylem ve davranış kurallarına verilen ad.

Bir kimsenin içinde yaşadığı toplumsal çevrenin törelerine uyma yetisi.

Felsefi anlamı:

Bir kişi ya da bir insan öbeğince benimsenen eyleme kurallarının toplamı.

a. Belli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmiş olan, bireylerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen törel davranış kurallarının, yasalarının, ilkelerinin toplamı. b. Çeşitli toplumlarda ve çağlarda kapsamı ve içeriği değişen ahlaksal değerler alanı.

Felsefenin bir dalı olarak: a. Ahlak üzerine kavramsal öğretiler. b. İnsanların kişisel ve toplumsal yaşamdaki ahlaksal eylemlerine ilişkin sorunları inceleyen felsefe öğretileri.

Ahlaksal olan şeylerle bağlantısı olan bir görüşler dizgesi (tek kişinin, bir ulusun, bir toplumun, bir çağın).

Hukuki terim anlamı:

 

sağtöre.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Mutlak olarak iyi olduğu düşünülen veya belli bir yaşam anlayışından kaynaklanan davranış kuralları bütünü.

Bir kimsenin iyi niteliklerini veya kişiliğini ifade eden tutum ve davranışlar bütünü, mizaç.

İngilizce'de Ahlak ne demek? Ahlak ingilizcesi nedir?:

morale, morals, moral

Ahlak hakkında bilgiler

Ahlak, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. Terim genellikle kültürel, dinî, seküler ve felsefi topluluklar tarafından, insanların (subjektif olarak) çeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemi kavramı ve/veya inancı için kullanılır.

Ahlak kelimesi hulk'un çoğulu olup huylar, seciyeler anlamına gelir. İngilizcede moral, morality bu anlamda kullanılır ve ahlak bilimine ethics, etik denir.

Yanlış ve doğrular hakkındaki bu tip kavram ve inançlar çoğunlukla bir kültür veya grup tarafında genelleştirilir ve kanunlaştırılır, buna göre de (kültür veya grubun) üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bu tür bir kanunlaşmanın uygunluğu da ahlak olarak anılabilir, ve grup varlığının devamının bu ilke ve kanunların uygunluğu, uygulanması üzere olduğunu belirtebilir. Bu durumlarda, uygulamayı kabullenen bireyler ahlaklı olarak tanımlanırken, uygulamayı reddeden veya davranışlarında barındıramayan bireyler toplumsal anlamda dejenere olarak tanımlanabilir.

Bu nedenlerle ahlak, iyi bir yaşamın temelini teşkil eden inançlar bütünü olarak da görülebilir. İnsanlık tarihinin büyük bir kısmında, dinler ideal bir yaşama dair görüş ve düzenlemeler getirmiştir, bu nedenle ahlak, çoğunlukla dini emir ve prensipler ile karıştırılmıştır. Seküler ortam ve durumlarda, ahlak hayat tarzı seçimi gibi şeylerle ilgili olarak sunulabilir. Zira bu daha çok, bireysel anlamda iyi bir hayat fikrini temsil eder ki bireyler genellikle bulundukları toplumda benzer zihin yapısı ve görüşlere sahip olan insanların inanç ve değer sistemlerine uygun bir yol seçmektedirler.

 

Ahlak ile ilgili Cümleler

  • Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
  • Sen sorunu ahlaksız ve şerefsiz politikacılarla çözmeye kalkıştın senin de şerefsiz olduğun gün gibi ortada.
  • Kur'an Müslümanların içki içmesine izin vermez. Onların doğal içgüdüleri ahlaki olmalarına izin vermez.
  • Yalanlarını, bana kurduğun tuzakları, bana attığın iftiraları, genel anlamdaki ahlaksızlığını ve şerefsizliğini hiçbir zaman bağışlamayacağım.
  • Tek eşli olanlar çok doğru iyi ahlaklı, çok eşli olanlar çok kötü kötü ahlaklı ya da bunun tam tersini söyleyecek olan var mı?
  • Borsada kumar oynarsan bir yatırımcısındır... Türev piyasada kumar oynarsan bir tüccar ... Kumarhanede kumar oynarsan bir kaybedensindir ... Ahlak ?
  • Sevişmek ahlaksızlık değildir; birinin altına sevişmesi için kadın, adam sürmek dünyadaki en büyük ahlaksızlıktır.
  • Sen de en az ahlaksız politikacılar kadar şerefsizsin; çünkü onları destekledin ve desteklemeye devam ediyorsun.
  • Benim gözümde ahlaksız, aşağlık, korkak, gurursuz ve para için her şeyi yapabilecek tipte yavşak bir adamsın; daha açık nasıl ifade edebilirim?
  • "Simya" kelimesi günümüz Japonya'sında, inandıkları hiçbir ahlâk değeri olmayan siyasetçilerin veya din madrabazlarının gayr-ı ahlâki yollardan para kazanmalarını ifade etmek sadedinde münhasıran mecazi manasıyla kullanılır.

Ahlak kısaca anlamı, tanımı:

Toplum : Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet. Topluluk.

Davranış : Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket. Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü. Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı.

Ahlak bilimi : Töre bilimi.

Ahlak dışı : Töre dışı.

Ahlak yasası : Ahlak işlerini belirleyen, uyulması ahlak açısından gerekli olan genel ve geçer kural.

Ahlak zabıtası : Büyükşehir halkının sosyal ve sağlık durumunu koruyan, şehir düzeni için çalışan teşkilat.

İlmiahlak : Töre bilimi.

Ahlak bilimci : Ahlak bilimi ile uğraşan kimse.

Ahlak bilimsel : Ahlak bilimi ile ilgili.

Ahlak dışıcılık : Töre dışıcılık.

Ahlakça : Ahlak anlayışına göre, ahlak değerleri bakımından, ahlaken.

Ahlakçı : Her şeyi ahlak açısından değerlendiren, törelci, aktöreci, moralist. Ahlak konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kimse.

Ahlakçılık : Ahlakı bir araç değil, bir amaç sayan öğreti, törelcilik, aktörecilik, moralizm.

Ahlaken : Ahlakça.

Ahlaki : Ahlaka uygun, ahlakla ilgili, aktöresel, sağtöresel.

Ahlaki vazife : Kanunun zorlaması olmaksızın, doğru bilindiği için yapılması gereken işler.

Ahlakiyat : Töre bilimi.

Ahlaklı : Ahlak kurallarına bağlı, bunlara uygun davranan (kimse).

Ahlaklılık : Bir insanın veya bir insan grubunun iyi ve kötü açısından davranış biçimi ve ahlaki düşünüşü. Ahlak kuralları ile uyum içinde olma.

Ahlaksız : Ahlak kurallarına uymayan. Dürüst davranmayan, kötü huylu, terbiyesiz.

Ahlaksızca : Ahlaksız bir biçimde veya tarzda, ahlaksızcasına.

Ahlaksızlık : Ahlaksız olma durumu. Ahlak kurallarına uymama, ahlaksızca davranış.

Ahlaksızlık etmek : Ahlaksızca davranmak.

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Erkek. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs.

Uymak : Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek. Ölçüleri birbirini tutmak. Uygun düşmek, münasip olmak. Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek. Zevke, anlayışa uygun düşmek. Bağlı kalmak, tabi olmak.

Biçim : Herhangi bir şeyin benzeri. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Tarz. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Biçme işi. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form.

Kural : Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke. Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam.

Aktöre : Ahlak.

Sağtöre : Ahlak.

Kelime : Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.

Ahlak dışıcı : Töre dışıcı.

Ahlak duygusu : Ahlaksal davranışların kaynağı olan duygu. İngiliz ahlakçılarının (Shaftesbury, Hutcheson vb.) kavramı olarak ahlak duygusu ("moral sense"): İyi ile kötüyü değerlendirmede insanda doğal olan, doğuştan bulunan duygu; ahlaksal yargılama gücü.

Ahlak duyusu : Ahlaki eylemlerin kaynağı olan ve insanlara doğruyu yanlıştan ayırma imkânı verip onları doğruya yönelecek biçimde harekete geçiren ve ahlaki yargıları oluştururken, dikkate alacağımız standartlar sağlayan, doğuştan getirdiğimiz sezgisel güç veya yeti, bireye iyi ve kötüyle, doğru ve yanlış arasındaki farklılığı algılama imkânı veren meleke.

Ahlak eğitbilimi : Genel ahlak ilke ve kurumları ile uğraşan, ahlakın eğitimle olan ilişkileri üzerinde duran eğitbilim dalı.

Ahlak ilkesi : a. (Genellikle) Ahlaksal olanın temel ilkesi, b. Tek tek kişilerin ahlaksal eylemlerindeki ilke. Ahlak eylemlerinde istenci belirleyen ilke: haz (hazcılık), mutluluk (mutçuluk), yarar (yararcılık), ahlak yasası karşısındaki saygı - ödev bilinci - (Kant) vb.

Ahlak olgunluğu : Bir kimsenin ya da bir topluluğun ahlak ilkelerine göre doğru ve yanlış davranışlar konusunda usa uygun kararlar verebilmesi için erişmesi gerekli gelişme düzeyi.

Ahlak öğretisi : Ahlaksal yaşama ve eylemenin yasaları, biçimleri ve ilkelerini araştıran bilgi dalı. Ahlaksal olanın temellerini ve özünü inceler (ethik). Ahlaksal eylemin somut biçimlerini ve çeşitli kurallarını araştırır ve betimler. Ahlak kurallarını yaşam için somut olarak ortaya koyar; belli bir toplumda geçerli olan ilke ve kuralları, biçimleri bir araya toplar.

Ahlaki çöküntü : Herhangi bir sözleşme dolayısıyla yükümlü tarafın yapması gerekeni yapmaması veya yapmaması gerekeni yapmasının yol açabileceği risk.

Ahlaki erdemler : Pratik aklın ürünü olan, ruhun arzu ve istekleriyle belirlenen akıl dışı parçasını veya ruhun hayvansal düzeyini kontrol altına almayı veya ona yol göstermeyi amaçlayan erdemler, ödamonik erdemler.

Ahlaki eylem : Ahlak açısından değerlendirilebilen, ahlaki bir değere uygun düşen veya ahlaki bir amacı gerçekleştirmeye yönelik, niyetlilik karakteri taşıyan, belli bir amaca yönelmiş olan eylem.

Diğer dillerde Ahlak anlamı nedir?

İngilizce'de Ahlak ne demek? : n. morals, standards of conduct as what is right or wrong; ethics

n. morals, morality, character, ethic, ethics

Fransızca'da Ahlak : morale [la], mìurs

Almanca'da Ahlak : n. Ehre, Ethos, Gesittung, Moral, Moralität, Sitte, Zucht

Rusça'da Ahlak : n. нравственность (F), этика (F), мораль (F)

adj. нравственный