Alienate türkçesi Alienate nedir

Alienate ile ilgili cümleler

English: His coolness has alienated his friends.
Turkish: Onun soğukluğu arkadaşlarını soğuttu.

Alienate ingilizcede ne demek, Alienate nerede nasıl kullanılır?

Alienated himself from his family : Akrabalarıyla yabancılaştı veya uzaklaştı. Ailesinden soğudu.

Alienates : Devretmek. Uzaklaştırmak. Ferağ ve temlik etmek. Temlik etmek. Devir ve ferağ etmek. Aralarını açmak. Yabancılaşmak. Soğutmak. Yabancılaştırmak.

Be alienated : Bigane düşmek. Dışlanmak. Uzaklaşmak. Yabancılaşmak. Bigane kalmak.

In an alienated way : Yabancılaştırılmış bir şekilde. Yaklaştırılmayan bir şekilde. Uzak tutulmuş bir şekilde.

Abalienate : Yabancılaştırmak. Bırakmak. Mülkiyeti devretmek. Devretmek. Birbirinden uzaklaştırmak. Bir başkası için hakkından vazgeçmek.

Unalienated : Yabancılaşmamış. Uzaklaşmamış. Soğumamış.

Alienation to work : İşe yabancılaşma. Fordist üretim sürecinde işçi ile makine arasında sürekli bir ilişkinin kurulduğu hareketli montaj hattında işçinin işin bütününden ve karar alma sürecinden koparılması nedeniyle çalışma güdüsünü yitirmesi.

 

Alienation of patent : Bulgu belgesini bir şey karşılığında ya da karşılıksız olarak başkasına verme. Bulgu belgesini başkasına verme.

Alienation to job : İşe yabancılaşma. Fordist üretim sürecinde işçi ile makine arasında sürekli bir ilişkinin kurulduğu hareketli montaj hattında işçinin işin bütününden ve karar alma sürecinden koparılması nedeniyle çalışma güdüsünü yitirmesi.

Alienator : Ara bozucu kimse. Devreden kimse. Nifak sokan kimse. Ara bozucu kimse karı kocayı birbirinden soğutan kimse. Fariğ. Dostları birbirine düşüren kimse. Devreden.

İngilizce Alienate Türkçe anlamı, Alienate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Alienate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Impress : Damgalamak. Etkilemek. Aklına sokmak. Basmak. Göz doldurmak. İz bırakmak. Sıkıştırmak. Baskı yapmak. El koymak. Kafasına sokmak.

Disaffecting : Hoşnutsuzluk yaratmak. Memnuniyetsizliğe neden olmak. Bozmak.

Disaffect : Hoşnutsuzluk yaratmak. Bozmak. Memnuniyetsizliğe neden olmak.

Circuited : Etrafında dönmek. Dolaşmak. Turneye çıkmak.

Keel : Gemi. Kuşların gemi omurgası biçiminde olan göğüs kemiği çıkıntısı. bazı kemiklerin çıkıntılı parçası. Omurga. Teknecik. Sıcak bir sıvıyı karıştırarak soğutmak. Kömür mavnası. Karina. Yaprak damarı.

Alien : Yabancı uyruklu kimse. Farklı. Haklardan mahrum bırakılan kimse. Yabancı kelime. Zıt. Yaratık. Karşıt. Aktarma (dilbilgisi terimi). Uzaylı. Başka bir ülkeden gelen kişi.

Alter : Hadım etmek (hayvan). Kısırlaştırmak. Başkalaştırmak. Değişiklik yapmak. Değiştirmek. Evirmek. Değişim geçirmek. Değişmek. Hadım etmek.

 

Carry over : Tehir etmek. Ayırma. Nakletmek. Aktarmak. Sonraki yıla nakletmek. Uzatmak. Devam etmek. Taşınma. Nakli yekun.

Affect : Tutmak. Sevmek. Numarası yapmak. Gibi davranmak. Değiştirmek. Etki etmek. Hoşlanmak. Taslamak. Poz yapmak. Üzmek.

Disincline : İsteğini kaçırmak. Soğutmak (bir şeyden veya birinden). Bir şeyi yapmaktan soğumak. Caydırmak. Soğutmak (caydırmak). Çevirmek. Kendinden soğutmak.

Alienate synonyms : drift away, wean, make bad blood, banishing, deports, disaffects, eloign, disunite, disinclining, estranges, attorn, modify, strike, draw away, banish, chill, assigns, circuit, ceding, externalise, create a rift, change, disinclines, indispose, externalised, drive apart, assign to, keels, drift apart, cool, become estranged, cools, detract from.

Alienate ingilizce tanımı, definition of Alienate

Alienate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Foreign. An alien. Withdrawn in affection. A stranger. To convey or transfer to another, as title, property, or right. To part voluntarily with ownership of. Estranged. With from.