An nedir, An ne demek
An; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
"An" ile ilgili cümleler
- "An bulanıklığı. An yorgunluğu."
- "Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir." - C. Meriç
Yerel Türkçe anlamı:
Fırsat, elverişli durum: Anını buldun, elinden geleni yap.
Elde, avuç ile bilek arasındaki şişkin yer.
[Bakınız: anız]
Eklem, mafsal, boğum.
Tarla.
Ağrı
İki tarlayı ayıran tümsekleşmiş toprak
Tarla sınırı (Çayağzı)
Ağaç özü.
Aşıda kullanılan çeliğin, aşılanan ağaç dalına değdiği yerdeki boğum: Bu çeliğin anı iyi değil. 1
Karşı, ön.
Enstantane, an
Don ve pantolonlarda iki bacak arasındaki kısık yer, ağ, bu kısma konulan üçgen şeklindeki parça: Donun anını sarkık yapmışsın.
Su.
Alın, baş: O hayırsız evlattan annıma gün mü değecek sanki.
İşte, işte burada.
Baldır, diz, incik.
Yapraklardaki damar.
Saçın ayrılma çizgisi, yiv.
Hayvan damağı.
Bahçe içinde suyun birikmesi için yapılmış olan toprak set.
Hayvanlarda dişlerin üst tarafında veya damakta çıkarak ot yemelerine engel olan şişlik, et parçası.
İki tarla arasındaki sınır, set şeklindeki ayrıntı.
Bahçe, tarlasının.
Birşey üzerinde yapılmış olan çentik, yontuk. 1
Ekinin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap kısmı.
Yaprak, sap veya dalın gövdeye bağlandığı yer, budak.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
İki tarlayı birbirinden ayıran toprak sınır. (Ulucak *Eşme -Uşak; Beyağıl *UIukışla -Niğde)
Bilimsel terim anlamı:
kimya: Bir kimyasal özdeğin yabancı özdeciklerden arınmış niteliği.
Olay, nesne ya da durumlar karşısında kavramsal ayrıştırma ve birleştirme işlevinde bulunan üst yeti.
İngilizce'de An ne demek? An ingilizcesi nedir?:
pure, mind
An hakkında bilgiler
Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, Anu (aynı zamanda An) gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülüklei yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun (aynı zamanda Anunnaki olarak da anılır) babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.
Mezopotamya tanrı panteonundaki en eski tanrıdır ve üç büyük tanrı olan gökyüzü tanrısı Enlil ile su tanrısı Enki ile beraber üçlemenin bir parçasıdır. Sümer’in kral Sargon tarafından Akkadlılar tarafından işgal edilmesinden sonra Akkadlılar tarafından Anu olarak adlandırılmıştır. Üç büyük tanrıdan oluşan üçlemenin ilk figürü olamsına dayanarak, Anu tanrıların ilk kralı ve babası olarak saygı görmüştür. Anu görünür bir şekilde Uruk ile özdeşleşmiştir. Bu şehrin Anu kültünün orijinal merkezi olduğuna inanmamız için çok geçerli sebepler vardır. Bu doğruysa, Uruk tanrıçası İnanna (ya da İştar) bir zamanlar onun eşi olmuş olabilir.
An ismine referans olabilecek en eski yazın Hindistan’ın klasik yazın dili olan Sanskritçededir. Sanskritçede Anu, atom ve molekül kelimelerinide içeren pek çok anlama gelir. Sümer mitolojisinde bir tanrının isminede karşılık gelmektedir. Bu tanrının ismi “yüksek olan” anlamına gelir ve dünyanın üzerindeki atmosferik katmanların tanrısıdır—fırtına tanrısı Adad gibi. Hammurabiden önceki eski Babil döneminde, Anu göklerin tanrısı olarak adlandırılıyordu ve bu sebepten onun adı gök ile eş anlamlı hale geldi. Bazı durumlarda Anu kelimesinin gök anlamınamı yoksa tanrı anlamınamı geldiği belirsizdir. Bu durumdanda anlaşılabileceği gibi evrende gözlemlenen ilahi güçleri üçlü sembol ile gök, toprak ve su olarak üçleme yapmak üçüncü binyıldan önceki düşünce şeklinin bir sonucudur. Anu göklerin, Bel (Marduk) toprağın ve Ea da suyun kontrolünü elinde tutan tanrılar olarak ortaya çıkmıştır.
An ile ilgili Cümleler
- "university" 'den önce "an" değil "a" gelir. Çünkü İngilizce'de "a" ve "an" yazılışına göre değil okunuşuna göre geliyor. "university" de "yunivörsiti" diye okunmakta yani okunuşu "y" ile sessiz harfle başladığı için "an" değil "a" gelmektedir.
- Bakalım o an aklından ne geçiyor? Hangi karının götüne baktı hangi karının memesine baktı kiminle yatmak istedi ne kadar merak uyandırıcı değil mi?
- Problemi çözmek isteyip istememem sizin bana karşı olan tutumunuza bağlı ve şu an tutumunuzu çok fazla beğenmiyorum.
- Lütfen aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor eğer isterse o size ulaşır lütfen, I want to be alone.
- Şu an bu ülkedeyim buranın güzelleşmesi için ve işimde iyi olup insanları mutlu etmek için çalışacağım.
- Çok param olsa yatırım yaparım daha çok para kazanırım onu da yatırım yaparım daha çok kazanırım ölürken de beş kuruş götüremeden ölürüm nasıl ama? Şaka yapıyorum, çok param olsa ne yapardım diye düşünemiyorum şu an.
- Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Yüzümü öyle yapmamın gerçekten onları söylerkenki halimle şu an ki halim arasındaki farkı anlatmaktı
- Ben de bir defasında sizin şu an içinde bulunduğunuz durumu yaşamıştım. O yüzden sizi iyi anlıyorum.
- Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.
An tanımı, anlamı:
An meselesi : Olması her an mümkün, sürekli gerçekleşebilecek durumda.
Anı anına uymamak : Dakikası dakikasına uymamak.
Anbean : Giderek. Dakika dakika. Ara sıra. Her an.
Bir an : Çok kısa bir süre.
Eş anlı : Eş zamanlı.
İki : Birden bir artık. Birden sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı.
Tarla : Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası. Deniz hayvanlarının çok olduğu yer.
Sınır : Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç. Uç, son.
Zihin : Bilinç, dimağ. Bellek, an. Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü. Anlayış, kavrayış.
An biçmek : Tarla kenarındaki otları biçmek.
An damarı : İffet, namus, hayâ.
An damarı yırtılmak : Namus ve iffetini kaybetmek.
An kakdırmak : İki tarla arasında sınır olarak bırakılan toprağı kendi tarlasına almak, çekmek: Ahmet bizim tarlanın anını kakdırmış.
An olgunluğu : Bireyin an gelişiminde erişebileceği ortalama yetişkinlik düzeyi.
An san : Ün, nam, şöhret.
An sapıklığı varsayımı : Kimi ruh hastalıklarının örgensel nedenlere değil, anla ilgili işlevsel nedenlere dayandığını savunan görüş.
An yeri : Eklem, mafsal, boğum. bk. an (I)- Sınır yeri, ek yeri. Sınır, iki tarla arasında sınır için ayrılan yer.
Diğer dillerde An anlamı nedir?
İngilizce'de An ne demek? : prep. at, in, on, near; beside, by; inside; atop
adj. on, activated, turned on
n. year; twelvemonth
Fransızca'da An : [le] sene, yıl
Almanca'da An : n. Augenblick, Moment, Stunde, Weilchen
Rusça'da An : n. миг (M), мгновение (N), момент (M), ум (M), разум (M), рассудок (M)
Bu kısımda An nedir? An ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca An tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz An hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.