Ascendant generation türkçesi Ascendant generation nedir

  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Bir bireye göre daha yaşlı olan (baba, ana, amca vb.) bireylerin oluşturduğu kuşak.
  • Eski kuşak.

Ascendant generation ingilizcede ne demek, Ascendant generation nerede nasıl kullanılır?

Ascendant : Etkin. Yükselen. Nüfuzlu. Ufukta görünmeye başlayan. Üstün. Hakim. Ekliptiğin yükselen noktası. Egemen. Usul.

Generation : Bilgisayar, biyoloji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Batın. Nesil. Oluşturma. Soy. Tenasül. Soy, kuşak, nesil. üretim, meydana getirme, üreme. Üretim. Doğuş. Yaklaşık olarak 25-30 yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği. bk. eski kuşak, yeni kuşak, yaş kümesi.

Ascendantent : Hakim. Faik. Üstün.

Ascendants : Egemen. Nüfuzlu. Ufukta görünmeye başlayan. Etkin. Ekliptiğin yükselen noktası. Hakim. Üstün. Yükselen. Usul.

Address generation : Adres üretimi. Adres geliştirme. Adres üretme. Adres hesaplaması. Adres oluşturma.

Albumin degeneration : Albümin dejenerasyonu. Akut hücre şişliği.

İngilizce Ascendant generation Türkçe anlamı, Ascendant generation eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ascendant generation ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acculturation : Kültürel etkileşim. Ekinsel yozlaşma. Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci. Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Bir toplumun ekinine, başka (özellikle daha gelişkin) toplum ya da toplumların ekininden kimi özdeksel ve tinsel öğelerin geçmesi ve o ekinin göreli bütünlüğünün bozularak tutarsızlaşması olayı ya da süreci. Kültürel uyum. Çevresindeki kültürü kabullenme. Kültürlenme. Kültür etkileşimleri. Bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir.

 

Aesthetic : Nesnel toplumsal ilişkilerin bireyin uyumlu gelişimine, soyluyu ve alpı özgürce geliştirmesine, çirkin ve aşağılıkla savaşmasına... yardımcı olan ya da olmayan yanlarının duyusal belirişi. Estetik. Bedii. Güzelduyu.

Abilities : İktidar. Güç. Yetenek. Beceri. Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri. Yeterlik. Kabiliyet. Yetenekler.

Agression : Kişilerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların, başka kişi, küme ya da toplumların doğal varlıklarını, eylemlerini ya da iyelikleri altındaki şeyleri, kendilerine çıkar sağlamak, onlara da zarar ya da acı vermek ve belli davranışlardan caydırmak amaçlarıyla denetim altına almaya girişmeleri. Saldırı.

All round development of individual : Tümsel gelişim. Bireyde tinsel niteliklerin, aktöresel arılığın ve fiziksel yetkinliğin uyumlu gelişimi.

Age grade : Üyeleri, çoğunlukla da erkek üyeleri belli ve aşama-sırah yaş kümelerine ayrılan toplumlarda belli bir yaşa ulaşmış olan bireylerin oluşturduğu dirimbilimsel toplumsal katman. Yaş katmanı.

 

Age distribution : Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları. Bir popülasyondaki her bir yaş grubu içerisindeki bireylerin sayısı veya oranı. Yaş dağılımı.

Aesthetical ideal : Güzelduyusal ülkü. Belli bir kümenin, bir halkın kendine özgü sanatsal tasarımlarında yansıyan ve bireyin fiziksel, tinsel yeteneklerinin belli somut tarihsel koşullar altında gerçekleşebilecek özgür, tam ve her yönde uyumlu gelişmesine ilişkin olan ülkü.

Adaptive behavior : Uyumcu davranış. Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması. Uyumlayıcı davranış. Uyarlamacı davranış. Adaptif davranış. Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış.

Achievement motive : Amaç doğrultusunda engelleri ve güçlükleri aşma azim ve kararlılığı. Başarı güdüsü. Herhangi bir amacı gerçekleştirme güdüsü. Başarma güdüsü.

Ascendant generation synonyms : acclimatation, affection, agnation, adjustment in marriage, age group, alienation.