At fault türkçesi At fault nedir

At fault ile ilgili cümleler

English: We detected a great fault in the system.
Turkish: Biz sistemde büyük bir hata belirledik.

English: She ignores the fact that she is at fault.
Turkish: O, hatalı olduğu gerçeğini göz ardı ediyor.

English: The report said they were not at fault.
Turkish: Rapor onların hatalı olmadığını söylüyordu.

English: I'm not at fault.
Turkish: Ben hatalı değilim.

At fault ingilizcede ne demek, At fault nerede nasıl kullanılır?

At : Bir yeri belirtmek için kullanılır. Yanında. Bir zamanı belirtmek için kullanılır. Bir miktarı göstermek için kullanılır. A. Bir iş veya hareketten bahsederken kullanılır. Üzerinde. Da. Üzere. Ye.

Fault : Fay. Suçlamak. Kaçakçılık sayılan durumlar dışında herhangi bir biçimde vergi kaybına yer vermeyi gerektirmeyen yanlışlar. Hata bulmak. Kırık. Kusur bulmak. Kayaç kütlelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması. Başlama atışının kurallara uygun olarak yapılmaması. Yanlışlık. Arıza.

Be at fault : Kusur etmek. Kusurlu olmak. Suçlu olmak. Kabahatli olmak. Hatalı olmak.

At a bargain price : Düşük fiyata. İndirimli özel fiyat. İndirimde.

At a blow : Aniden. Birden.

 

At a bound : Bir hamlede.

At a clip : Hızla.

İngilizce At fault Türkçe anlamı, At fault eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak At fault ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Demerit : Kabahat. İhtar (okulda). Kusur. Uyarı. Suçlanabilir davranış. Tembih. Hata. İhtar.

Errants : Maceracı. Maceraperest. Başıboş dolaşan. Serseri. Vefasız. Ayak işi.

Criminal : Ceza. Suça ait. Suçla ilgili. Cinai. Suç oluşturan. Sabıkalı. Cinayet. Canice. Müthiş.

Peccant : Günahkar.

In the wrong : Haksız. Yanlış yapan.

Astonished : Afallaşmış. Şaşmış. Şaşırıp kalmış. Şaşkın. Afallamış.

Blameable : Suçlanabilir. Ayıplanabilir. Suç ithaf edilebilir. Azarı hak eden. Kınanabilir.

Befuddled : Karışmış. Karışık. Kafası dumanlanmış. Afallamış. Alkolün etkisiyle doğru düzgün düşünme yeteneğini yitirmiş. Ahmak bir şekilde sarhoş (argo terim). Şaşkın. Kafası karışmış. Kafası karışık.

Falsest : Yalan. Hain. İki yüzlü. Haksız. Yalancı. Yapmacık. Sahte. Uydurma.

Booboos : (argo) hata. Ufak yaralanma veya sıyrık (çocuklar tarafından kullanılır). Hata.

At fault synonyms : mistaken, guiltiest, failure, faultiest, booboo, blameful, guilty, errors, aghast, befogged, bedazzled, fallacious, gappy, error, erroneous, offender, culpable, inaccurate, absentminded, balled up, all out, imperfect, off base, abashed, false, falser, faultier, agape, peccable, broch, flawy, bug, blameworthy.