Aykırı nedir, Aykırı ne demek

Aykırı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif
  • Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal.
  • Çapraz, ters.
  • Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen.
  • Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.

"Aykırı" ile ilgili cümleler

  • "Burası Ankara'ya iki günöte, ana yollardan aykırı küçük bir kasabaydı." - R. H. Karay
  • "Gene de anlamın ne olduğunu çepeçevre bilmiyoruz dersem gerçeğe aykırı bir şey demiş olmam." - N. Uygur

Aykırı hakkında bilgiler

Aykırı Edebiyat, ilk kez Erol Kızıl ve Ali Genç tarafından çıkarılan edebi yapraktır.

1997 yılında 18. sayıdan itibaren 1994 girişli öğrenciler olan Ahmet Koçak, Bilal İbileme ve Erdal Can tarafından devam ettirilen "aykırı" A3 fotokopi kağıdı dörde katlanmış şekilde 8 sayfa çıkmaya devam etti. Asıl ününe bu zaman kavuşan "Aykırı", 28. sayıya kadar adı geçen ekip tarafından çıkarıldı.

"Aykırı" dergisini çıkaranlar daha sonraları Müsvedde Gibi, Poem, Barbar, Dışardakiler, Taşra, La Poette Travielle gibi fanzin ve dergilerde kendilerini gösterdiler.

Derginin dağıtımı gönüllüler tarafından yapılıyordu. Kimlik bölümünde derginin sahibi: okuyucuları, yazılıydı. Daha çok sahafların bulunduğu mekanlarda herkesin görebileceği yerlere bırakılıyordu.

 

Aykırı ile ilgili Cümleler

  • Arabada 16 yaşından küçük bir çocuk varken sigara içmek yasaya aykırıdır.
  • Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.
  • "Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.
  • O, onun anayasaya aykırı olduğunu söyledi.
  • Ofiste sigara içmek kurallarımıza aykırıdır.
  • Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.
  • Kız arkadaşlarım benimle ahbaplık etmeyi ve fikirlerimi kabul etmeyi zevklerine ve rahatlarına aykırı buldular. Hoş tutulan bir oyuncak olmak onlara insan olmaktan daha kolay ve cazip geliyordu.
  • Ne kadar aykırı insan varsa çoğu ABD'de ve adamlar gerçekten zeki, saygı duyuyorum.
  • Kuzey Amerika'da emniyet kemerinizi bağlamamanız yasaya aykırıdır.
  • Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

Aykırı anlamı, kısaca tanımı:

Aykırı düşmek : Uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek.

Aykırı olmak : Ters olmak, zıt olmak.

Aykırı doğrular : Aynı düzlemde bulunmayan doğrular.

 

Aykırı düşünce : Kökleşmiş inanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce, paradoks.

Aykırı katmanlaşma : Katmanları düzenli bir biçimde olmayan katmanlaşma.

Gerçeğe aykırı : Gerçek dışı.

Kurala aykırı : Kural dışı.

Aykırılamak : Kestirmeden gitmek. Dikey olarak gelmek. Düz yoldan ayrılmak.

Aykırılaşma : Aykırılaşmak durumu, marjinalleşme.

Aykırılaşmak : Aykırı duruma gelmek, marjinalleşmek.

Aykırılık : Aykırı olma durumu, mugayeret, muhaliflik, muhalefet, tehalüf.

Anlam aykırılığı : Karşıt anlamlı kelimelerin, sözlerin bir araya gelmesi.

Gerçeğe aykırılık : Gerçek dışılık.

Kurala aykırılık : Dil kurallarına aykırı olarak kelime kullanma, kıyasa muhalefet.

Alışılmış : Her zamanki, mutat.

Kabul : Akseptans. Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma. Konukları veya işi olanları yanına, katına alma. Bir öneriyi uygun bulma, onaylama. Sunulan bir şeyi, armağanı alma. Bir yere alınma.

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Orantılı, oranlı. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip.

Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.

Ters : Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. Hayvan pisliği. Gerekli olan duruma karşıt, zıt. Bir şeyin aksi, karşıtı. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert. Kesici bir aletin kesmeyen yanı.

Mugayir : Uymaz, aykırı.

Muhalif : Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olan, aykırı olan kimse. Aykırı.

Edebiyat : İçten olmayan, gereksiz, yapmacık, boş sözler. Bir bilim kolunun türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve eserlerin hepsi, literatür. Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın, gökçe yazın.

Çapraz : Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu. Bir tür olta iğnesi. Kopça, düğme. Eğik bir biçimde. Karşı tarafın yanı. Eğik olarak birbiriyle kesişen. İki taraflı, karşılıklı.

Bütün : Birlik, tamlık. Eksiksiz, tam. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi. Bozuk olmayan (para). Parçalanmamış.

Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Benzer. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan.

Diğer dillerde Aykırı anlamı nedir?

İngilizce'de Aykırı ne demek? : adj. transverse, anomalous, antithetic, antithetical, contradictious, contradictory, heterodox, impolitic, incongruous, inconsistent, repugnant, thwart

adv. crosswise, crossways, athwart, counter

pref. anti

Fransızca'da Aykırı : incompatible, indu/e, paradoxal/e

Almanca'da Aykırı : adj. abweichend, inkompatibel