Bağlanmak nedir, Bağlanmak ne demek

"Bağlanmak" ile ilgili cümle

  • "Gülseren abla yiğit kadın, Yıldırım'ın ölümünden sonra, bağlanan emekli maaşını kabul etmedi." - A. Ümit
  • "Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu." - O. Pamuk
  • "Ona bağlandığım kadar / Hiçbirine bağlanmadım / Sade kadın değil, insan" - O. V. Kanık

Yerel Türkçe anlamı:

Zifaf gecesi iktidarsız olmak.

Alay etmek, takılmak, eğlenmek: Bağlananı kimse sevmez.

Diğer sözlük anlamları:

Şekil verilmek, sonuçlandırılmak.

Kuşanmak.

Kapanmak.

Bağlanmak tanımı, anlamı:

Bağlanıp kalmak : Tutulmak, sevdalanmak.

Bağlanma : Bağlanmak işi veya durumu.

Ağzı dili bağlanmak : Herhangi bir sebeple konuşamaz olmak.

Basireti bağlanmak : İyi düşünemez, gerçeği göremez bir duruma düşmek.

Kısmeti bağlanmak : İstediği hâlde evlenememek.

Nafaka bağlanmak : Yasaca, bakılması zorunlu olan kişiye mahkeme kararıyla evlat, koca gibi bir kimsenin, geçim parası vermesini sağlamak.

Pamuk ipliğiyle bağlanmak : Her an bozulmaya, kopmaya hazır olmak.

 

Umut bağlanmak : Olmasını, olacağını ummak.

Yatağa bağlanmak : Yataktan kalkamayacak kadar hasta olmak.

Bağlama : Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Ulama. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Bağlamak işi.

Sevmek : Yerini, şartlarını uygun bulmak. Okşamak. Sevgi ve bağlılık duymak. Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek. Çok hoşlanmak.

Uğraşmak : Bir iş üzerinde sürekli çalışmak. Birine kötü davranmak. Savaşmak. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak. Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Ayrılmak : Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak. Ayırma işine konu olmak. Boşanmak.

Tahsis : Bir şeyi bir kimseye veya bir yere ayırma.

Edilmek : Etme işine konu olmak, yapılmak.

Konu : Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje. Üzerinde konuşulan şey, bahis.

Olmak : Yaklaşmak, gelip çatmak. Sarhoş olmak. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Geçmek, tamamlanmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Bulunmak. Gerçekleşmek veya yapılmak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Yol açmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Yetişmek, olgunlaşmak. Sürdürmek, yürütmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Herhangi bir durumda bulunmak. Uymak, tam gelmek. Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak.

 

İçten : Yürekten, candan, samimi davranarak. Samimi.

Bağlı : Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Sınırlanmış, sınırlı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir bağ ile tutturulmuş olan.

Yalnızca : Tek başına. Yalnız olarak. (ya'lnızca) Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, yalnız, ancak, tek, sırf, salt, sadece.

Belli : Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr. Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen.

Bir : Beraber. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bu sayı kadar olan. Sayıların ilki. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ancak, yalnız. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Aynı, benzer. Sadece. Eş, aynı, bir boyda.

Şey : Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz. Nesne, madde.

Elde : Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı.

Diğer dillerde Bağlanmak anlamı nedir?

İngilizce'de Bağlanmak ne demek? : v. be tied, be attached to, attach, be committed, adhere, cling, conjoin, connect, fasten, hang, hitch, hold on, lace, be stuck on; wed, be wedded to, yoke, yoke together, engage

Fransızca'da Bağlanmak : chérir, s'attacher, se lier, s'affectionner à, se rattacher

Almanca'da Bağlanmak : v. engagieren: sich engagieren

Rusça'da Bağlanmak : v. связываться, сцепляться, привязываться, завязываться, связанный: быть связанным, зависеть, включаться, запертый: быть запертым, назначенный: быть назначенным, связаться, сцепиться, привязаться, завязаться, включиться