Bakım nedir, Bakım ne demek

"Bakım" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bahçe bakım ister."

Yerel Türkçe anlamı:

Bakılma

Bilişim alanındaki terim anlamı:

Herhangi bir dizgenin, işlevini sürdürmesini, olanaklıysa en yüksek verimle çalışmasını sağlamak için gerekli düzeltmeleri uygulamak amacıyla gerçekleştirilen hizmetler bütünü. Donanım dizgelerini oluşturan makinelerin bakımı gibi, yazılım dizgelerinin de bakımı söz konusudur. İzlencelerin son durumu, bunlara ilişkin belgelemenin günlenmesi, izlenceleme dillerinin gelişmesi yazılıma dönük bakımla ilgili sorumluluklardır.

Hukuki terim anlamı:

nafaka (bk. geçimlik).

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Sinema ve televizyon araçlarının, donatımının bozulmamasını, düzgün işlemesini sağlamak amacıyla gerekli işleri yerine getirme.

Tarım alanında kullanılan kelime anlamı:

[Bakınız: timar]

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Hayvanların sabit vücut kondisyonlarında tutulması için gerekli gıdalarla beslenmesi.

Diğer sözlük anlamları:

Görünüş.

Bakış.

Bilimsel terim anlamı:

Bir araç ya da aygıtın düzgün çalışması, uzun ömürlü olması için yapılması gereken işlemlerin tümü.

 

Bireyin bedensel, ruhsal ve eğitsel gelişimi için, ana baba, okul ve öbür toplumsal kurumların gösterdiği çabaların tümü.

İngilizce'de Bakım ne demek? Bakım ingilizcesi nedir?:

maintenance, nurture, repair

Osmanlıca Bakım ne demek? Bakım Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

ihtimam

Bakım anlamı, kısaca tanımı:

Bakım yapmak : Araç ve gereçlerin düzenli çalışması için onarımını yapmak.

Bakımevi : Belirli noktalarda özellikle kar mücadelesinde kullanılan araç ve gereçlerin barındırıldığı bina. Kurum ve kuruluşlarda motorlu araçların onarıldığı ve korunduğu yer veya birim. Kademe. Bakıma gereksinimi olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş.

Bakım yurdu : Düşkünlerevi.

Tam bakım : Sağlık yönünden yapılmış olan genel yoklama.

Yoğun bakım : Hastanelerde bu bakımın uygulandığı özel bölüm. Ağır hastaların tedavisi için uygulanan özel bakım.

Bakımcı : Bakım işini yapan kimse.

Bakımcılık : Bakımcının yaptığı iş.

Bakımından : Bakış veya görüş açısı yönünden, değerlendirme açısından. -e göre.

Bakımlı : İyi bakılmış, üzerinde iyi çalışılmış.

Bakımlı erkek : Görünüşe, giyimine kuşamına özen gösteren erkek, metroseksüel.

Bakımlık : Filmin kartpostal büyüklüğünde cam bir perde üzerinde görünmesini sağlayan cihaz.

Bakımlılık : Bakımlı olma durumu.

Bakımsız : Özen gösterilmemiş, bakılmamış.

Bakımsızlık : Bakımsız olma, terk edilme, yüzüstü bırakılma durumu.

Bir bakıma : Başka bir görüşle, başka bir düşünüşle.

Bu bakımdan : Bundan dolayı.

Tam bakım merkezi : Tam bakımın yapıldığı yer.

 

Tam bakım yaptırmak : Sağlık yönünden genel bir yoklama yaptırmak.

Bakma : Bakmak işi.

Gelişme : Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm. Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon. Olan biten şey.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır.

Emek : İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, zahmet. Uzun ve yorucu, özenli çalışma.

Beslenme : Vücut için gerekli besin maddelerini alma.

Giyinme : Giyinmek işi.

Gereksinim : Eksikliği duyulan şey, ihtiyaç.

Bakım bakmak : Fal bakmak.

Bakım gideri : Bir araç ya da aygıtın bakımı için gerekli gider.

Bakım giderleri : Durağan değerlerin bakımı için işletmece yapılan giderler. Yapımı sağlayan makinelerin zamanla yıpranarak çalışma güçlerinin azalmasını önlemek üzere ödenen bakım ve onarım giderleri.

Bakım karşılığı : Bakım ve onarım giderleri için ayrılan para.

Bakım onarım gideri : Bina, tesis, makine ve donatım gibi sabit varlıkların etkin kullanımlarını sürdürmek için yapılan koruma, düzenleme ve eskiyen parçaları yenileme giderleri.

Bakım yeri : Motorlu taşıtların, bakım ve onarımının yapıldığı yer.

Bakım-onarım atölyesi : Radyoaktif olarak kirlenmiş aygıt ve ekipmanın bakım ve onarımını sağlayan özel atölye.

Bakıma bakıtmak : Fala baktırmak.

Bakımcı yetki belgesi : Bakımcılara verilen yetki belgesi. Kimi ülkelerde, kulüp bakımcısı ya da kazanççı bakıcı olarak iki çeşit belge verilir. Bu belgeler, sağlık ve masaj yardımları için yetkili anlamını taşımaz.

Bakımdan : Yönden, açıdan. İlgili cümle: "“Eğer bana sorarsanız bu kâfirlere sığınmanızı hiçbir bakımdan uygun bulmam.”" N. F. Kısakürek. Bakımdan, sebepten

Bakım ile ilgili Cümleler

  • Dilbilgisi bakımından bu cümlede bir hata olmamasına rağmen, birinin onu gerçekten kullanacağından şüpheliyim.
  • Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.
  • Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
  • Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2:30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.
  • E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
  • İngilizcen dilbilgisi bakımından doğru fakat bazen söylediğin tam olarak bir yerlinin söylediğine benzemiyor.
  • Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
  • Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
  • Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
  • Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Diğer dillerde Bakım anlamı nedir?

İngilizce'de Bakım ne demek? : adj. of care, of nursing

n. respect, regard, aspect, point of view; care, nursing, attendance, attention; maintenance, handling, keep, keeping, nurse, nurture, overhaul, upkeep, way, nurseling

Fransızca'da Bakım : soins, point de vue, entretien [le], face [la], traitement [le], tenue [la]

Almanca'da Bakım : n. Anzucht, Betreuung, Gesichtspunkt, Hinsicht, Pflege, Standpunkt, Unterhalt, Unterhaltung, Versorgung, Wartung

adj. pflegerisch

Rusça'da Bakım : n. взгляд (M), аспект (M), сторона (F), попечение (N), осмотр (M), присмотр (M), эксплуатация (F)