Turkish: Sokak bayraklarla süslenmiş.
English: If you want to put your banner on my site, just send me the code.
Turkish: Şayet benim siteme banner'ını koymak istiyorsan,bana kodunu gönder.
English: When Ali entered the room, he saw a large banner that said "Happy Birthday, Ali."
Turkish: Ali odaya girdiğinde " Doğum Günün kutlu olsun" diyen büyük bir pankart gördü.
Banner ad : Bayrak reklam. Bazen hareketli bir grafik şeklinde olan ve reklam sahibinin sitesine bir link veren uzatılmış dörtgen biçimli reklam (internet). Afiş reklam. Banner reklam.
Banner class : Birinci sınıf.
Banner headline : Büyük puntolu manşet. Baş sayfadaki en büyük manşet. Büyük puntolu baş sayfa manşeti.
Acted under the banner of : Belirli bir prensip adına hareket etti. Bir amaç çerçevesinde hareket etti.
Error printing banner page : Kapak sayfası yazdırma hatası.
Bannerette : Bayrağı altında halkı olan şövalye.
Logon banner : Oturum açma ekranı. Oturum açma sayfası.
Banneret : Flama (bannerette olarak da yazılır). Küçük banner.
Current banner : Geçerli kapak sayfası.
Bannerol : Cenaze törenlerinde taşınan bayrak. Mezar örtmek için kullanılan bayrak. Flama benzeri bayrak. Kayıtlar içeren uzun liste. Bandrol. Bir şövalyenin taşıdığı mızraktan sarkan kurdele. Bayrakçık. Küçük bayrak. Çatal uçlu uzun ve dar bayrak (gemi direklerinin tepesinde bulunur).
Sözcükler, direkt olarak Banner ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Blind : Köreltmek. Bahane. Gözünü almak. Kamaştırmak. Göz almak. Stor. Kör. Göz kamaştırmak.
Abort : Bebek düşürmek. Erken doğum yapmak. Çocuk düşürmek. Uşak salmak. Ölü çocuk doğurmak. Baş tutmamak. Düşürtmek (dölütü). Tamamlamadan durdurmak. Yarımcık saklamak. Başarısızlıkla sonuçlanmak.
Famously : Herkesin çok iyi bildiği. Pek iyi. Meşhur. Herkesçe bilinen. Çok iyi bilinen. Tanınmış. Ünlü.
Colours : Kişilik. Renkler kombinasyonu (rozette, üniformada, vs.). Takı. Sabah kızıllığı. Renkli. Forma. Bayrak veya sancak.
Cuff : Tokatlamak. Yumruk. Paça. Şamar atmak. Katlanmış pantolon paçası. Sille. Kolluk. Kol ağzı. Tokat.
Beyond praise : Nefis.
Oriflamme : Parlak şey.
Pennons : Flandra. Flama. Kanat.
Beauts : Az bulunur şey. Nadide şey.
Banner synonyms : newspaper headline, posting bill, insignias, bang up, access control entry, buster, heading, full well, placard, exceptional, placarding, belter, damn well, pennon, shires, acception, abort sequence, headlined, elegant, blinder, bender, byword, beltings, show card, absolute device, access mechanism, absolute loader, sanjak, captions, marquees, bill, blowout, ensigns.
Inferior : Aşağı derecede olan kimse. Aşağı derecede olan şey. Aşağı. Alt. Kalitesiz. Alt veya aşağı anlamında. Alt, alt taraf. İkinci derecede. Ast olan kimse.
Banner kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A kind of flag attached to a spear or pike by a crosspiece, and used by a chief as his standard in battle.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Banner kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Banner ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Banner anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Banner ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.