Basınç nedir, Basınç ne demek

Basınç; bir fizik terimidir.

  • Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik

"Basınç" ile ilgili cümleler

  • "Gazların, içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır."

Coğrafya'daki terim anlamı:

[Bakınız: havayuvarıbasıncı]

Fiziksel Kimya alanındaki anlamı:

Birim alan başına dik olarak düşen kuvvet.

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Bir akışkanın değdiği yüzeye uyguladığı itme kuvvetinin birim yüzeye düşen tutarı.

Kimya'daki anlamı:

Simgesi P, birimi N/m2 (pratik birimleri; mm Hg, atm) olan ve birim alana dik olarak uygulanan kuvvet.

Diğer sözlük anlamları:

Zulüm, istipdat, tazyik.

Bilimsel terim anlamı:

Bir yüzeyin birim alanına uygulanan kuvvet.

Birim alana düşen yük.

[Bakınız: sıkıştırma]

İngilizce'de Basınç ne demek? Basınç ingilizcesi nedir?:

pressure

Fransızca'da Basınç ne demek?:

tension

Osmanlıca Basınç ne demek? Basınç Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

tazyik

Basınç hakkında bilgiler

Basınç, bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı. Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar. Kuvvetin kaynağı ne olursa olsun birim yüzeye dik olarak etki eden kuvvete basınç (P), bütün yüzeye dik olarak etki eden kuvvete de basınç kuvveti (F) denir.

 

Katı maddeler ağırlıklarından dolayı bulundukları zemine kuvvet uygularlar. Bu nedenle katıların bulundukları zemine uyguladıkları basınç oluşturan dik kuvvet, ağırlıklarıdır. Uygulanan kuvvet ve yüzey alanı değiştirilerek basıncın büyüklüğü değiştirilebilmektedir. Katılar kendilerine uygulanan kuvveti yönü ve şiddetini değiştirmeden aynen iletir. Bazı durumlarda yüzey alanı artırılarak basınç etkisi azaltılmaya çalışılır. Birim zamanda birim noktaya uygulanan kuvvet olarak tanımlayabilir.

Gazlarda basınç ise birçok unsurla bağlantılıdır. Gazların basıncının hesaplanmasında sıcaklık, bulunduğu kabın hacmi, gazın miktarı ve R sayısı önemlidir. Bunları formülle ifade edecek olursak; P.V=n.R.T Gazlarda basınç, gazın molekül sayısı ve sıcaklığı artarsa artar; gazın bulunduğu kabın hacmi artarsa azalır. R sayısı ise sabit bir sayıdır. Kapalı gazlarda basınç manometreler yardımı ile ölçülür.

Sıvı basıncı, sıvının ağırlığından dolayı bulunduğu kabın her noktasına uyguladığı basınçtır. Sıvı basıncı o noktanın sıvı sütununun ağırlığı kadardır. Yani, P=hxd (sıvı basıncı=yükseklik x yoğunluk). Sıvı basıncı kabın biçimine ve genişliğine bağlı değildir.

Basınç ile ilgili Cümleler

  • Altı kişilik basınç odasından tek kişi çıkacak dedin abi.
  • Midemde bir basınç hissi var.
  • Büyük basınç nedeniyle boru patladı.
  • Bu balıklar yüksek basınç ve ışık yokluğu alışıktır.
  • Sağlığın bir basınç ölçeri olarak kan basıncı önemlidir.
  • Bu balıklar yüksek basınç ve ışık varlığında yaşamaya alışkındırlar.
  • Basınç altında davranışlarım değişir mi?
  • Sistolik ve diastolik basınç neyi ifade eder.
  • Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
  • Basınç çok büyük.
 

Basınç anlamı, kısaca tanımı:

Yüzey : Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz.

Etki : Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim. Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım. Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir.

Birim : Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Bir kümenin her elemanı.

Miktar : Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik. Ölçü.

Basınç yapmak : Bir yüzey üzerine güç kullanarak baskı yapmak.

Basınç anahtarı : İçindeki gaz veya sıvının belirli bir basınç değerine ulaştığında değeçlerin konum değişiminin gerçekleştiği anahtar.

Basınç boynu : İki antisiklon arasındaki alçak basınç.

Basınç duyumu : Deri yüzeyine kas veya eklem bölgelerine uygulanan bir gücün yarattığı duyu.

Basınç odası : Basınçlamanın yapıldığı özel donanımlı oda.

Basınçölçer : Hava basıncını ölçerek yer yükseltilerini ve hava değişimlerini tespit etmek için kullanılan alet, barometre.

Basınç ölçüm : Hava basıncı ölçümlerini inceleyen birim.

Basınç tedavisi : Vurgun rahatsızlığında ortalama atmosfer basıncının üstünde bir basınç bulunan özel bir odada uygulanan iyileştirme yöntemi.

Basınçyazar : Hava basıncını ölçen ve kaydeden alet, barograf.

Alçak basınç : Barometrede 760 milimetre altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu.

Eş basınç : Hava basınçları eşit olan yeryüzü noktalarını birleştirdiği varsayılan eğri, izobar, izobar eğrisi.

Yüksek basınç : Basınçölçerde 760 milimetre üstünde bulunan ve güzel havayı belirten hava durumu.

Atmosfer basıncı : Atmosferin etrafını sardığı nesnelere her yönden uyguladığı basınç.

Besleme basıncı : Bir ölçme aletinin besleme girişinde sağlanması gereken basınç.

Hava basıncı : Yer yuvarını çevreleyen havanın yeryüzündeki bir alana uyguladığı kuvvet.

Işınım basıncı : Işınımın yayılma doğrultusuna dik birim yüzeye birim zamanda yüklediği itme gücü.

Kan basıncı : Kan hacmine ve yoğunluğuna bağlı olan atardamar içi gerilimi, tansiyon.

Su basıncı : Durgun bir su kütlesinin birim yüzeyini etkileyen yer çekimi.

Basın : Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.

Basınçlamak : Hava taşıtlarında, insan organizması için yeterli basınç düzeyini sağlamak veya ayarlamak.

Basınçlı : Basınç yüklenmiş olan.

Basınçlı hava : Kompresör tarafından bir yere basılan tazyikli hava.

Basınçlı su : Basınç yüklenerek fışkırtılma düzeyine getirilmiş su, tazyikli su.

Eş basınçlı : Basıncı hep aynı kalan.

Ölçü : Ölçme sonucu bulunan rakam. Değer, itibar. Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan. Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu. Belirlenmiş boyut. Ölçüt.

Tazyik : Sıkıştırma, darlaştırma. Basınç. Manevi baskı, zorlama, zarara sokma.

Kuvvet : Fiziksel güç, takat. Yetke, erk, nüfuz. Dayanıklı olma durumu. Güç. Bir ülkenin silahlı gücü. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir. Şiddet, zor, cebir. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik.

Sıvı : Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan cisim, mayi, likit.

Gazla : "defol, git!" anlamında kullanılan bir söz.

Ağırlık : Değerli olma durumu. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Sorumluluk. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Ağırbaşlılık. Ağır olma durumu. Yük, külfet. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Sıkıntı. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Etki, baskı, güçlük. Takı. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne.

Deni : Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).

Basınç artma katsayısı : (matematik)

Basınç atrofisi : Bir organ veya doku üzerine yapılan devamlı basınç sonucu, kan damarlarının lümenlerinin daralıp tıkanması ve dokuların kansız kalarak beslenememesinden kaynaklanan küçülme, kompresyon atrofisi.

Basınç bayırlığı : Basıncın eşbasınç çizgilerine dik doğrultuda değişim hızı ya da değişim oranı.

Basınç besleme borusu : Basınçlı yağ, yakıt ya da hava ileten boru. Patlamasız motorlarda püskürtme basacından basınçlı yakıtı püskürtücüye taşıyan boru.

Basınç borulu reaktör : Yakıt topluluğu ve soğutucu maddesi basınçlı su olan ve basınca dayanıklı borular içinde bulunan reaktör.

Basınç çatlağı : Süreli rüzgâr ve benzeri zorlama sonucu ağaçta oluşan iç çatlama.

Basınç divertikülümü : İtme divertikülümü.

Basınç düşüklüğü : (düşük basınç) (coğrafya)

Basınç düşürme vanası : Akışkanların basıncını düşürmekte kullanılan vana.

Basınç düzenleme vanası : Basıncın değişmesini önleyen vana. Bu vana istenilen basınca göre ayarlanabilir.

Diğer dillerde Basınç anlamı nedir?

İngilizce'de Basınç ne demek? : n. pressure, compression, strain, stress, thrust

pref. piezo

Fransızca'da Basınç : pression [la]

Almanca'da Basınç : n. Druck, Tension

Rusça'da Basınç : n. давление (N), нажим (M), напор (M), нажатие (N)