Bayılmak nedir, Bayılmak ne demek
- Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek.
- Vermek, ödemek
- Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek.
- Çok hoşlanmak, çok sevmek.
"Bayılmak" ile ilgili cümle örnekleri
- "Anasının bayıldığını gören çocuk avaz avaz ağlamaya başlamıştı." - A. Kulin
- "Uzakta görülen manzaralar insana sıcaktan bunalmış ve bayılmış hissini verir." - A. Ş. Hisar
- "Tüm güzel ve yüce şeylere bayılırım. Doğuştan duygusalımdır ben." - N. Hikmet
- "Palas pandıras evden fırlayıp bir de üstüne o kadar taksi parası bayıldığına bin pişmandı." - E. Şafak
Diğer sözlük anlamları:
Telaşa düşmek, endişe etmek, üzülmek.
Bayılmak tanımı, anlamı:
İmambayıldı : Bütün olarak kızartılmış ve ortası yarılmış patlıcanın içine soğan, sarımsak ve domatesli iç konularak yapılmış olan zeytinyağlı yemek.
Bayılma : Bayılmak durumu.
Ayılıp bayılmak : Birini kendinden geçercesine sevmek. aşırı ölçüde sinir bunalımları geçirmek.
Canı bayılmak : İç geçmek, takatsizlik göstermek.
Gözleri bayılmak : Uyku, istek vb. bir durum gözlerinden belli olmak.
İçi bayılmak : Çok şekerli veya yağlı yiyecek ağır gelmek. çok acıkmak.
Keyfinden bayılmak : Bir şeyden çok kıvanç duymak.
Yüreği bayılmak : Karnı çok acıkmak.
Baygın : Bayılmış, kendinden geçmiş. Bayılmış, kendinden geçmiş bir biçimde. Süzgün. Yığılmış, dökülmüş. Gönül vermiş. İnsanı kendinden geçirir gibi olan.
Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
Girmek : Yüklenmek. Tecavüz etmek, geçmek. İncelemek, ayrıntılara inmek. Sığmak. Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak. Girişmek, başlamak. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak. Dışarıdan içeriye geçmek. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek. Katılmak. Erişmek, ulaşmak. Bulaşmak. Zaman anlamlı kavramlar için gelmek. Ağrı, sancı başlamak, saplanmak. Almak, fethetmek. İyice anlamak, iyice bilmek. Kavgaya tutuşmak. Yazılmak, başlamak. Yemek yemek.
Geçmek : Birinden meşk etmek. Yazılmak, girmek. Zamanı aşmak, geride bırakmak. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak. Sönmek. Geride bırakmak, aşmak. Okulda, sınavda başarı göstermek. Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak. Yerini bırakıp başka yer almak. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak. Bir duruma uğramak, konu olmak. Bir yerden başka bir yere gitmek. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek. Bırakmak, vazgeçmek. Sürümü olmak, satılmak. Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek. Görev almak. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. Söylemeden veya bitirmeden atlamak. Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Etki yapmak, işlemek. Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek. Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek. Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak. Kabul edilemez olmak. Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak. Tükenmek, bitmek, sona ermek. Üstünlük sağlamak. Harcamak. Bir yere gidip oturmak. Hastalık bulaşmak, sirayet etmek. Kullanımda olmak, tedavülde olmak. Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak. Kalmak, devrolmak. Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek. Yaşamak. Çekiştirmek, yermek.
Kaybetmek : Yitirmek. Yenik düşmek, yenilmek.
Hoşlanmak : Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek.
Sevmek : Sevgi ve bağlılık duymak. Çok hoşlanmak. Okşamak. Yerini, şartlarını uygun bulmak. Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.
Çok : Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı. Aşırı bir biçimde.
Vermek : Ödemek. Satmak. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Sahip olmasını sağlamak. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Yaymak. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Bırakmak veya bağışlamak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Kazandırmak, katmak. Ondan bilmek, atfetmek. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Tespit etmek. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Dayamak. Doğurmak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Ayırmak, harcamak.
Ödemek : Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek. Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek. Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek. Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek. Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak. Bir işin, bir görevin karşılığını vermek.
Bayılmak ile ilgili Cümleler
- Ben bayılmak istemiyorum.
- O, bayılmak üzereydi.
- Ali bayılmak üzere gibi görünüyor.
Diğer dillerde Bayılmak anlamı nedir?
İngilizce'de Bayılmak ne demek? : v. blackout, faint, swoon, pass out; be fond of, adore, conk, lose consciousness, be enamored of, enthuse, fall for, be taken by, be taken with
Fransızca'da Bayılmak : s'évanouir, se pâmer, tomber dans les pommes, tomber en syncope; (bir
Almanca'da Bayılmak : auf jdn/etw fliegen, bewußtlos werden, das Bewußtsein verlieren, die Besinnung verlieren, in Ohnmacht fallen; schwinden; (para) blechen, herausrücken; (sevmek) schwärmen für
Rusça'da Bayılmak : v. сознание: терять сознание, восторгаться
Bu kısımda Bayılmak nedir? Bayılmak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Bayılmak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Bayılmak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.