Beceri nedir, Beceri ne demek

  • Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
  • Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet.
  • Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu.

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

El, parmak ve göz ortakgüdümü (koordinasyon) bakımından yeterlik.

Bir kimsenin bedensel ya da düşünsel bir çaba göstererek bir işi kolaylık ve ustalıkla yapabilmesi.

Ustalık, uzluk, el uzluğu.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma veya bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği.

Bilimsel terim anlamı:

Vücudun yapılması güç alıştırmalara yatkın olma durumu.

Karmaşık, devimsel eylemleri değişik koşullar altında da yeterlikle yapabilme gücü.

Kişinin, yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir iş başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği.

İngilizce'de Beceri ne demek? Beceri ingilizcesi nedir?:

agility, skill

Beceri kısaca anlamı, tanımı:

Beceri yitimi : İnme veya duyusal bir bozukluk olmaksızın belirli bir amaca yönelik hareketi yapamama durumu, apraksi.

Becerikli : Becerisi olan, elinden iş gelen, usta, maharetli, mahir, mahirane.

Beceriklilik : Becerikli olma durumu, ustalık, maharetlilik.

 

Beceriksiz : Becerisi olmayan, usta olmayan, maharetsiz.

Beceriksizlik : Beceriksiz olma durumu, maharetsizlik.

Gelme : Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Gelmiş olan. Gelmek işi. Yetişme.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır.

Ustalık : Usta olma durumu. Beceriklilik, el uzluğu, maharet.

Maharet : Beceri.

Kişi : Erkek. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs.

Yatkınlık : Yatkın olma durumu. Alışkanlıktan doğan yeti, meleke, mümarese.

Öğrenim : Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılmış olan çalışma, tahsil.

Beceri alıştırmaları : Kas ve sinirlerin işbirliğiyle başarılan ve yerde takladan havada taklaya değin gelişen güç alıştırmalar.

Beceri oyuncusu : Bir kişiyi canlandırmak için değil de, fiziksel açıdan bir ustalık edinmek için eğitilmiş sanatçı. Örnek : Sirk sanatçıları.

Beceriksizce : Beceriksiz bir biçimde. İlgili cümle: "“Bu yazı ve şiirlerin hemen hepsi, partiyi çocukça, beceriksizce öven ilkel nesnelerdi.”" E. Bener.

Beceriksizleşme : Beceriksizleşmek işi.

Beceriksizleşmek : Beceriksiz bir duruma gelmek.

Becerilme : Becerilmek işi.

 

Becerilmek : Becerme işine konu olmak.

Becerisel dans : Çeşitli becerilerin ve cambazlıkların gösterildiği dans.

Beceriverme : Becerivermek işi.

Becerivermek : Çabucak becermek.

Beceri ile ilgili Cümleler

  • Beceriksizliğe tolerans göstermem.
  • Tom, Mary'nin becerisinden etkilendi.
  • Beceriksizliğimi affedin.
  • Ali ve Meryem dürüst ve becerikli bir boyacı buldukları için çok memnun.
  • Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.
  • Pizza yapmada becerikli değilim ama Mustafa beceriklidir.
  • Ali beceriksizce gülümsedi.
  • Tom'un mükemmel top becerileri var, o yüksek seviyede basketbol oynayamayacak kadar çok kısa.
  • Beceri, özellikle deneyimin ve yeteneğin bir sonucu olarak tanımlanır.
  • Ali biraz beceriksiz görünüyor.
  • Becerikli genç buluşu için bir ödül kazandı.
  • Beceriksiz olduğum konularda kendimi geliştirmem lazım biliyorum.
  • Becerikli misin?
  • Beceriksiz olman sorun değil.

Diğer dillerde Beceri anlamı nedir?

İngilizce'de Beceri ne demek? : [becero (m) ] n. boor, yob, vulgar person, loud person

n. ability, accomplishments, attainments, skill, know how, accomplishment, address, adroitness, art, artfulness, artifice, craft, cunning, deftness, dexterity, faculty, feat, finesse, ingeniousness, ingenuity, knack, resource, savoir faire, science

Fransızca'da Beceri : adresse [la], dextérité [la], truc [le]

Almanca'da Beceri : n. Fertigkeit, Handgriff, Know-how, Können

Rusça'da Beceri : n. навык (M), умение (N)