Beyan nedir, Beyan ne demek

Beyan; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

Hukuki terim anlamı:

açıklama.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Ticarete sunulacak yemlerde değer belirlemeye esas olan temel besin maddeleri oranlarının ve/veya iddia edilen özelliklerin yazılı olarak belirtilmesi.

İngilizce'de Beyan ne demek? Beyan ingilizcesi nedir?:

declaration

Beyan kısaca anlamı, tanımı:

Beyan etmek : Bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak.

Beyan değeri : İletkenler için akım geçirme yeteneğinin belirtisi.

Beyanname : Bir kimsenin resmî bir kuruluşa herhangi bir durumu bildirmek için verdiği çizelge, bildirge. Vergi yükümlülerinin belli zamanlarda, bağlı oldukları vergi dairelerine verdikleri gelir bildirme belgesi.

Ayan beyan : Besbelli, apaçık, açık seçik bir biçimde.

İrade beyanı : Bir sonuca yönelmiş irade açıklaması.

Mal beyanı : Mal bildirimi.

Beyanat : Demeç, bildiri.

Beyanat vermek : Demeç vermek.

Gümrük beyannamesi : Gümrük yönetimine verilen, ithalat ve ihracat için belirlenen malların türünü, değerini ve kaynağını belirten resmî belge.

Vergi beyannamesi : Vergi mükellefinin bir vergi döneminde sağladığı kazancı bildirir belge.

 

Bildirme : Bildirmek işi, beyan, tebliğ.

Eser : İz, işaret, im. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Yayın, kitap, yapıt. Soyut kavramlarda belirti.

Düşüncel : Yalnız düşünce ile kavranabilen. Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan.

Duygu : Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği. Önsezi. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim. Duyularla algılama, his. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik.

Hayal : İmge. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya. Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun. Görüntü. Belli belirsiz görülen şey, gölge.

Doğuş : Doğma işi.

Değer : Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.

Beyan etkisi : Merkez bankasının açık piyasa işlemleri ya da reeskont politikası uygulamalarıyla finansal kesimin ve halkın beklentilerinde değişime neden olması.

Beyan sistemi : Mükellefin vergiye esas olacak bilgileri bir bildirim belgesi doldurarak vergi dairesine bildirmesine dayanan bir yöntem.

 

Beyanat vermek : demeç vermek. İlgili cümle: "“Fakat son zamanlarda bazı memurların beyanat vermeyip izahat verdikleri anlaşılmıştır.”" N. Hikmet.

Beyan ile ilgili Cümleler

  • Başkan yarın bir beyanatta bulunacak.
  • Anlamadan fikir beyanında bulunmayalım.
  • Ben makam, mevki ve para için düşüncelerimi beyan etmedim, bana göre yanlış giden şeyler vardı bir yurttaş olarak bunları belirttim.
  • Bizim imzalı bir beyanımız var.
  • Tom'un Meryem'e vurgun olduğu ayan beyan ortada.
  • Mazeretler beyan etmeyeceğim.
  • İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.

Diğer dillerde Beyan anlamı nedir?

İngilizce'de Beyan ne demek? : n. declaration, statement, representation, asseveration, profession, pronouncement, recital

Fransızca'da Beyan : déclaration [la], avis [le]

Almanca'da Beyan : Angabe, Anmeldung, Kundgebung

Rusça'da Beyan : n. объявление (N)