Bi aşar gaynamak nedir, Bi aşar gaynamak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İlk defa kaynamaya başlamak. “Fasılıya bi aşar gaynamaya çıhmadan gendimeyi tökersin..

Bi aşar gaynamak kısaca anlamı, tanımı

Aşar : Tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler. Ondalık. Boyanacak iplik veya kumaşı asıl rengine boyamadan önce başka renge boyama. Yıkanacak çamaşırları önceden küllü suda bekletme. Aşağı, aşağıya. Toprak mahsullerinden hazine için alınan onda bir nispetindeki vergi. Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında ayni olarak alınan vergi. karşılığı ayni vergi. [Bakınız: ondalık]

Bi : Bir. Beğenmemezlik ve pişmanlık anlatır. [Bakınız: ba, bâ]. Bir (bk. bir). Bir, 1. Şaşma, korku, pişmanlık, beğenmeme, öfke, acıma bildirir ünlem. İki, çift. Bizmut elementinin simgesi.

Gayna : El hızarındaki bir parça: Hizarın gaynası eğri. Kayıkların ön kısımlarının iki yanında bulunan halka. (Gerze Sinop).

Gaynamak : Eski türkçe kaynamak: kaynamak. Kaynamak.

Başlamak : Görünmek. Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak. Çalışır, işler, yürür duruma girmek. Etkisini göstermek. Bir işe girişmek, harekete geçmek.

Başlama : Başlamak işi.

Kaynama : Kaynamak işi. Boya filminde hava veya solvent buharının kabarcık durumunda bulunması.

Gendime : Dibekte dövülerek yemek yapılan buğday ya da arpa. Yıkandıktan sonra haşlatılmış buğday.

 

Töker : Kötürüm.

Gendi : Kendi. Kendi, kendisi. Kendi, bk. gendü, genni, kenni.

Kayna : Kayığın iki yanında bulunan ve kıyıya çekmek için ip takılacak çıkıntılar. Şişe.

Çıhma : Vücutta çıkan başsız çıban. Balkon.

Başla : Yönetmenin oyunculara bir çevirimin başında verdiği komut; oyuna başlama komutu. Yumruklaşma oyununa başlatmak için orta hakemin verdiği komut.

Fasıl : Bölüm, kısım, devre. Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü. Dönem, devre. Belli bir sürede yapılmış olan iş, karşılaşılan durum veya olay. Bütçede ayrı ayrı gösterilen bölümler. Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna. Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi.

Defa : Kez, kere.

Töke : Hindi. Saf, temiz. Yaşlı.

İlk : Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı. Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni. Birinci olarak, en başta.

Diğer dillerde Bız anlamı nedir?

Osmanlıca Bız : bız