Bilmece nedir, Bilmece ne demek

  • Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
  • Bilinmeyen şey, muamma.

"Bilmece" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır." - M. And
  • "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." - A. Ş. Hisar

Edebi terim anlamı:

Kapalı bir şekilde söylenerek ve ondan ne kastedildiği sorularak yapılmış olan söz oyunu.

Bilimsel terim anlamı:

Toplantılarda, bireylerin bir eğitim, öğretim, eğlence ve ussal gelişim aracı olarak, geleneksel yöntemler uyarınca, birbirlerine sorarak yanıt istedikleri nesne, canlı ya da doğaüstü varlıklarla ilgili evrensel soru tipine verilen ad. (Uzun bir evrimin izlerini taşıyan bilmecelerin temeli çözümlenebilir bir yapıya dayanmaktadır. Bu nedenle bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, tersine çevrilerek, değiştirilerek açıklanmaktadır.) bk. Oedipus bilmecesi, kutsal kitap bilmecesi, yapma bilmece, koşuklu bilmece, gerçek bilmece.

Adları, kavramları, değişik söyleyişler, anlatışlar içinde gizleyen, divan çağı söz oyunu. Ör. IV. Murat'ın bilmecesi / Bir kal'a-ı muallaka içinde oldu derya / Ol kal'anın içinde bir balık eylemiş ca / Tutar ağzında balık bir gevher-i yegane / Durdukta gevher anda balığı eyler ifna / Attı (Murat) bu nazmı meydan-ı şairana / Her kim dilerse mansıp fethede buna rana. / Çözümü şöyle olmuş; (Kandil) kal'a şahım (rugan) içinde derya / Balık (fitil) oluptur içinde eylemiş ca / Oldu (alev) ağızda bir gevher-i yegane / Durup yanında her şep balığı eyler ifna / Va'd eylemişsin ey şah kâşiflere inayet / Çavuşluk ve zeamet ister (CİHADİ) saha /

 

Ortak halk yazını türlerinden biri olup, bir nesnenin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o nesnenin ne olduğunu, dinleyene bırakan bir söz dizini; küçük ve hafif muamma (uyaklı ve düzyazı biçimleri vardır). Ör. / Bir tas yoğurdum var; yarısı ak yarısı kara. (Göz) / Sarı tavuk dalda yatar, dal kırılır yerde yatar. (Ayva)

İngilizce'de Bilmece ne demek? Bilmece ingilizcesi nedir?:

riddle

Osmanlıca Bilmece ne demek? Bilmece Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

lügaz, muamma

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Samsun şehrinde, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Diyarbakır şehrinde, Çınar belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Bilmece hakkında bilgiler

Bilmece, bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma. Bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, kavram tersine çevrilerek ve değiştirilerek oluşturulur. İfade bir "soru cümlesi" olmak zorunda değildir. Bilmeceler birkaç kelimeden oluşan bir tümce halinde olabildiği gibi beyitler veya kıtalar halinde de olabilir. Pek çok bilmece tekerleme hâlindedir.

 

Bilmece ile ilgili Cümleler

  • Henüz bilmeceyi çözmedim.
  • Ben bugün eve gitmeden önce bu bilmeceyi çözmek için kararlıyım.
  • Bilmeceyi çözmeye çalışmanın faydası yok.
  • Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.
  • "Tavuk neden yolun karşısına geçti?" çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.
  • Yatmadan önce bu bilmeceyi çözmek istiyorum.
  • Bilmeceyi çözdüm.
  • Hayat bir bilmecedir ve cevabı aşktır.
  • Bilmecenin ucu kapalı siz çözebilir misiniz?
  • Bilmecelerde hiç iyi olmadım.
  • Tom'un bilmeceleri sevdiğini düşünüyordum.
  • Bilmece hakkında hala düşünüyorum.

Bilmece anlamı, tanımı:

Anma : Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılmış olan tören, ihtifal. Anmak işi, yâd.

Nitelik : Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite.

Kapalı : Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan. Açık olmayan (giyecek). İçe dönük yaradılışta olan. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). Gizli, saklı. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. Geçilmez durumda olan. Başı örtülü (kadın). Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı. Bulutlu, karanlık (hava).

Bulma : Bulmak işi.

Oyun : Güreşte rakibini yenmek için yapılmış olan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Kumar. Şaşkınlık uyandırıcı hüner. Müzik eşliğinde yapılmış olan hareketlerin bütünü. Hile, düzen, desise, entrika.

Muamma : Anlaşılmayan, bilinmeyen şey. Âşıklık geleneğinde manzum bilmece. Bilmece. Anlaşılmayan, bilinmeyen.

Bilmece çözmek : Bilmecenin cevabını bulmak. zor bir işi başarmak.

Bilmece gibi konuşmak : Açık, anlaşılır bir biçimde konuşmamak.

Bilme : Bilgi edinmenin gaye ve sonucu. Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma. Bilmek işi.

Bilinmeyen : Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul.

Soru : Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual. Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual.

Betimsel : Tasvirî.

Düzey : Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye. Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye. Bir kursun basamaklarından her biri, kur.

Abartı : Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.

Kavram : Tutam, avuç dolusu. Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım, mefhum, konsept, nosyon. Karın zarı, periton. Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, mefhum, fehva, konsept, nosyon.

Ters : Bir şeyin aksi, karşıtı. Hayvan pisliği. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert. Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. Gerekli olan duruma karşıt, zıt. Kesici bir aletin kesmeyen yanı.

Şey : Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz. Nesne, madde.

Bilmece düzünü : Bilmeceleri oluşturan sözcüklerin düzenli bir biçimde söylenişi, bk. bilmece, krş. koşuklu bilmece, bilmeceli türkü.

Bilmece muhaveresi : (Kar.): Karagöz ile Hacivat arasında geçen bilmeceli yarışma ya da söyleşme.

Bilmece oturumları : Eğitim, öğretim, eğlence ile birlikte ussal gelişim ve büyüsel amaçlarla yapılan bilmeceli toplantılar, bk. bilmece, büyülü bilmece.

Bilmece söyleşmesi : Karagöz ile Hacivat arasında geçen bilmeceli yarışma ya da söyleşme.

Bilmeceli : Bilmecesi olan.

Bilmeceli balad : Doğaüstü yaratıkların üstün buluş yeteneklerini belirten ve kendilerinde büyüsel bir güç olduğuna inanılan bilmecelerden oluşan balad, bk. bilmece, krş. bilmeceli türkü.

Bilmeceli masal : Kahramanlarının, kendilerine sorulan soruları çözümleyerek canlarını kurtardıklarını, mutluluğa eriştiklerini ya da amaçlarına ulaştıklarını anlatan bilmecelerin oluşturduğu masal türü. bk. masal. krş. bilmeceli türkü.

Bilmeceli türkü : Toplantılarda türkü biçiminde sorulan bilmece, bk. bilmece.

Bilmecelik : Koşukta bir adı, im yoluyla gösterme sanatı. Ör. / Bende yok sabr ü sükûn sende vefadan zerre / İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kerre. (NA-Bİ) Tarih düşürürken bir dizede görülen eksikliği ya da artıklığı imleme yoluyla belirtme. Ör. / B ile yazdı kalem septedicek tarihin / Kışlada etti bina valide sultan hammam. (Süruri) (son dizenin eksiği B=2 ile tamlanmıştır).

Diğer dillerde Bilmece anlamı nedir?

İngilizce'de Bilmece ne demek? : n. riddle, enigma, puzzle, conundrum

Fransızca'da Bilmece : devinette [la], énigme [la]

Almanca'da Bilmece : n. Rätsel

Rusça'da Bilmece : n. головоломка (F), загадка (F)