Blok nedir, Blok ne demek
Blok; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.
- Kocaman ve ağır kitle.
- İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap
- Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu.
- Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde.
- Yapı adası.
- Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan.
"Blok" ile ilgili cümle örnekleri
- "Batı Bloku. Doğu Bloku."
- "Blok ders."
- "Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı." - H. Taner
Biyoloji'deki anlamı:
Işık ve elektron mikroskobunda incelemek üzere yumuşak biyolojik dokuların ince kesitlerinin alınabilmesi için tespit, suyunu alma ve benzeri gibi çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra parafin, epon, araldit ve benzeri gibi maddeler içinde hazırlanan kalıpları.
Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:
[Bakınız: öbek]
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Küçük çocukların yapım, yaratma ve imgeleme güçlerini geliştirmeye yardımcı olmak üzere daha çok ana okullarında kullanılan ve genellikle tahtadan yapılmış olan bir oyun aracı.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
Deneysel tasarımda amacı, konu dışı tesadüfi nedenlerden meydana gelen değişkenliği saf dışı bırakmak ve gerekirse yok etmek, böylece hatayı azaltmak olan, deneysel birimleri bir örnek bir grupta toplama işlemi.
İngilizce'de Blok ne demek? Blok ingilizcesi nedir?:
block
Almanca'da Blok ne demek?:
block
Fransızca'da Blok ne demek?:
bloc
Blok kısaca anlamı, tanımı:
Blok yapmak : Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişi elleri ile perde oluşturmak.
Blok flüt : Düz flüt.
Blok inşaat : Birbirine bitişik yapılmış olan yapılar.
Bloknot : Yaprakları kolayca çıkartılabilecek bir biçimde yapılmış not defteri.
Batı bloku : Batı Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşturduğu blok.
Doğu bloku : Doğu Avrupa ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşturduğu, 1990'lı yıllarda dağılan siyasi blok.
Blokaj : Bankacılıkta bir varlığın yetkili otoritelerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması durumu. Bir şeyin hareketine engel olma, hareketini durdurma. Sivri taşların toprak zemine dikine çakılarak üzerine beton dökülmesiyle yapılmış olan dolgu. Bloke etme işi.
Bloke : Kullanılması önlenmiş, el konulmuş.
Bloke çek : Keşideci tarafından anlaşmazlığın çözümüne kadar ödemenin durdurulduğu bir çek türü.
Bloke etmek : Kullanılmasını önlemek amacıyla el koymak. savaş durumundaki bir ülkenin dış ülkelerle ilişkisini engellemek. kapatmak, durdurmak. futbolda kaleci topu yakalamak. ödeme yapabilmek için banka tarafından müşteri hesabında belirli bir tutarı güvence altına almak. ödenmeyen borç yüzünden veya şifreyi yanlış girmeden dolayı banka kredi kartının kullanılmasını engellemek.
Bloke para : Tutulmuş para.
Bloklaşma : Bloklaşmak işi.
Bloklaşmak : Blok durumuna gelmek.
Bloksuz : Bağlantısız.
Bloksuz ülkeler : Bağlantısız ülkeler.
Bloksuzluk : Bloksuz davranma, bağlantısızlık.
Kocaman : Çok iri, büyük, koca. Yaşça büyük olan.
Kitle : Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle. Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle. Kist.
Bölüm : Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik.
Getiri : Yarar. Faiz. Kazanç.
Politik : Siyasal. Belli bi hedefe ulaşabilmek için uzlaşmayı, iyi geçinmeyi amaçlayan.
Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet.
Devlet : Mutluluk. Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. Talih. Büyüklük, mevki. Bu tüzel varlığın yönetim organları.
Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.
Ağır : Yoğun. Ağır sıklet. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Ciddi. Çapı, boyutu büyük. Yavaş bir biçimde. Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Davranışları yavaş olan. Yavaş. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Keskin, boğucu (koku). Sıkıntı veren, bunaltan. Ağırbaşlı, ciddi. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Değeri çok olan, gösterişli. Kısık, alçak.
Yapı adası : Birbirine bitişik büyük yapılar, blok.
Yapı : Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.
Blok istif : Kenarları düzeltilmemiş tahtaların biçilme sıraları bozulmadan ve tomruğu andıran biçimde, aralarına çıtalar konularak üst üste dizilmeleri.
Blok kitap : Hollanda ve Almanya'da 1410'da tahta blok tekniğiyle basılmaya başlanan kitaplara verilen ad.
Blok köşegen matris : ( )
Blok satış : Şirket sermayesinin %10undan fazlasını oluşturan hisse senetlerinin toplu halde satılması.
Blok yem : Biçimini koruyabilecek yeterlikte bir katı kitle hâlinde sıkıştırılmış, 1 kilogramın üzerinde ve genellikle 15-20 kg ağırlığında olan, mozaikleştirilmiş yem kitlesi.
Bloklu : Blokları olan, bloklardan oluşan.
Blok ile ilgili Cümleler
- Senin araban bir blok uzaklıkta.
- Ali bizden bir blok ötede yaşıyor.
- Bir bloknota ihtiyacım var.
- Yol bloke edilmişti.
- Burak Tuğba'nın evinden birkaç blok ötede yaşıyordu.
- Blok, oldukça yüksek bir yerden onun ayak parmağına düştü.
- O araba trafiği bloke ediyor.
- Sadece yaşadığım yerden bir blok ötede Boston'da tam burada yaşadığına inanamıyorum.
Diğer dillerde Blok anlamı nedir?
İngilizce'de Blok ne demek? : [Blok] v. baa, bleat, cry like a sheep
n. building block, brick; pulley; cube
v. study, cram, learn
Fransızca'da Blok : bloc [le]; pâté de maisons
Almanca'da Blok : n. Block
Rusça'da Blok : n. блок (M)
Bu kısımda Blok nedir? Blok ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Blok tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Blok hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.