Boşluk nedir, Boşluk ne demek

"Boşluk" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı." - İ. O. Anar
  • "Bu boşluktan sıkılıyorum."
  • "O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor." - R. H. Karay

Bilişim alanındaki terim anlamı:

[Bakınız: boş damga]

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: boş]

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Özdekten arınmış kapalı oylum.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

[Bakınız: gedik 1]

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Tarayıcı demetin satır başı ya da resim başı yapması sırasında, istenmeyen imlerin ortaya çıkmasını önlemek ve eşleme imleri gibi belirli biçimdeki imleri göndermek için resim bilgisine verilen ara.

İçinde molekül ya da atom bulunmayan uzay; uygulamada, içindeki hava ya da gazı tümüyle boşaltılmış, son kertede alçak basınç bulunan uzay. (Bir radyo ışıtacında, eksiucun yaydığı elektronların, havanın ya da gazın atomlarıyla çarpışarak engellenmemesi için, bu ışıtaçta böyle bir boşluk yaratılması gerekir).

Diğer sözlük anlamları:

Boşanmış olma.

Bilimsel terim anlamı:

 

İçinde molekül, atom ve başka temel parçacıkların bulunmadığı varsayılan uzay parçası.

(II) Bir oylumun havasının tümden alınmış olması durumu.

(I) Birbirine geçen parçaların ya da dişlilerin uymaması durumunda, arada oluşan açıklık.

Herhangi bir veri dizisinde, bellek ya da bilinçte görülen eksiklik.

genel uygulayım: Herhangi bir emici ile havası boşaltılmış yer, ortam ve benzeri

fizik, kimya: İçinde hiçbir öğecik, özdecik ve benzeri bulunmayan, bir gazın basıncı düşürüldükçe sonunda varılacak durum.

İngilizce'de Boşluk ne demek? Boşluk ingilizcesi nedir?:

space, vacuum, cavity, blacklash, play, lacuna, suppression, blanking, gating, (abd) black-out

Fransızca'da Boşluk ne demek?:

vide, retasseur

Osmanlıca Boşluk ne demek? Boşluk Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

cevf, halâ

Boşluk hakkında bilgiler

Boşluk tuşu bilgisayar klavyesinin en alt sırasında bulunan, diğerlerine nispeten uzun tuş. Boşluk tuşu gereken noktalarda bir karakterlik boşluk bırakılmasını sağlar.

Boşluk ile ilgili Cümleler

  • Boşlukları doldurun.
  • Her cümleden sonra bir çift boşluk bırakın.
  • Sen olmayınca kendimi boşlukta hissediyorum.
  • Soru cümlelerinden sonra boşluk bırakıp soru işaretini öyle koymayı düşünmüyorum.
  • İki nokta üst üste'den önce boşluk eksik.
  • Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.
  • Boşlukları doldurdum.
  • Birinci sınıf öğrencileri kompozisyon yazdıklarında, kelimeler arasında boşluklar bırakmaları gerekmiyor mu?
  • Boşlukları uygun sözcüklerle doldurun.
  • Kendini boşlukta hissediyor.

Boşluk tanımı, anlamı:

Boşluk tulumbası : Boşaltaç.

Başıboşluk : Başıboş olma durumu.

 

Kafası boşluk : Kafası boş olma durumu.

Asansör boşluğu : Binalarda asansörün işlemesi için bırakılan boşluk.

Göğüs boşluğu : Akciğerlerle kalbi içine alan akciğer zarının çevrelediği boşluk, göğüs kovuğu, göğüs çukuru.

Hava boşluğu : Yeryüzündeki engebelerin havada doğurduğu yoğunluk farkları.

Karın boşluğu : Kaburga kemikleriyle kalça kemiklerinin arasında vücudun her iki yanında bulunan bölge.

Merdiven boşluğu : Çok katlı evlerde bulunan merdivenlerin çevresindeki boşluk.

Orta kulak boşluğu : Dış kulakla iç kulak arasındaki boşluk.

Burun boşlukları : Burun deliklerinden yukarı doğru açılan, mukozayla kaplı boşluklar.

Boşluklu serpme : Zımpara üretiminde tanecikler arasında % 50 boşluk kalacak bir biçimde düzenlenen tane yapıştırma işlemi.

Oyuk : Oyulmuş, içi boş ve çukur olan yer.

Çukur : Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer. Çene ve yanaktaki gamze. Mezar.

Kapanma : Kapanmak işi.

Kesinti : Kesilen parça, kırpıntı. Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm. Bir işin bir süre için durması, inkıta.

Kopukluk : Kopuk olma durumu. Kopuğa yaraşır davranış.

Eksiklik : Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan.

Yoksunluk : Yoksun olma durumu, mahrumluk, mahrumiyet.

Bilgisayar : Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin.

Yer : Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Yerküre. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Önem. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. İz. Durum, konum. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Gezinilen, ayakla basılan taban.

Boş : Bir işe yaramayan, yararsız. Habersiz, hazırlıksız bir biçimde. Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.). Bilgisiz. Anlamsız. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı. Yapılacak işi olmayan, işsiz.

Geçen : Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.).

Süre : Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri.

Olma : Olmak işi.

Boşluk damıtması : Kaynama sıcaklığı yüksek olan ve bu sıcaklıkta bozunan bileşiklerin elde edilmesi için, normal havayuvar basıncından daha düşük basınçlarda yapılan damıtma.

Boşluk düzeyi : Beyaz doruğunun yüzdesi olarak bazı yayın ölçünlerinde % 25-30, bazılarında da % 75'te yer alan düzey.

Boşluk içi ışın tedavisi : Işınım kaynağının doğrudan bir vücut boşluğuna gönderilmesiyle elde edilen tedavi biçimi.

Boşluk içinde : Bir boru veya damar boşluğuna ait olan.

Boşluk imi : Birbirini izleyen iki satır ya da iki alan arasında verilen ve yararsız akımları ortadan kaldırarak boşluğu sağlayan im; satır boşluğu imi ve alan boşluğu imi olarak iki çeşittir.

Boşluk karakteri :

Boşluk korkusu : (Süsleme) Süslenecek bir yüzeyi, boş kalacak korkusu ile gereğinden çok doldurma.

Boşluk süresi : Satır başı ya da alan başı yapılması için boşluğa verilen süre.

Boşluklu : İçi boş aralıklar içeren, kavernöz.

Boşluklu dejenerasyon : Vakuoler dejenerasyon.

Diğer dillerde Boşluk anlamı nedir?

İngilizce'de Boşluk ne demek? : n. space, gap, hole, blank; antrum, vacuum, hollow space, cavity (Anatomy); slackness, emptiness, nothingness, blankness; abysm, abyss, chamber, chasm, clear, clearance, daylight, desideratum, gulf, hiatus, hollow, hollowness, idleness, inanition

Fransızca'da Boşluk : cavité [la], vide [le], hiatus [le], inanité [la], lacune [la], ouverture [la], trou [le], vacuité [la], vacuum [le], futilité [la]

Almanca'da Boşluk : n. Eitelkeit, Höhle, Hohlheit, Hohlraum, Leere, Lücke, Nichts, Öffnung, Schaum, Vakuum, Vertiefung

Rusça'da Boşluk : n. пустота (F), полость (F), дупло (N), лакуна (F), пространство (N), вакуум (M), бессодержательность (F), пробел (M), шахта (F), пролет (M)